Ankaragücü'nün 11 haftadır omuzunda taşıdığı namağlup apoletini eski futbolcusu 38'lik delikanlı Umut Bulut söktü.
10 haftada 7 galibiyet ve 3 beraberlikle elde ettiği 24 puanla zirvenin ortağı olan Ankaragücü'nde bu süreçte de öne çıkan savunma bloğu olmuştu. Gerek alanlarını korumadaki başarısı gerekse ofansif düşünce yapısı ve skora yaptıkları katkı büyük takdir toplamıştı.
Ankaragücü, zorlu Eyüp deplasmanında iyi oyun sergilememesine rağmen yine aynı görünümü 80 dakika sürdürdü. Savunmanın değişmez 5'lisinin yine görevini sürdürüp Başkent'e puanla döneceği beklenirken eski dost, büyük golcü Umut Bulut'un klasına yakışan gole adeta saygıdan boyun eğdi.
Daha bu şoku üzerinden atamamışken yine ceza alanı dışından gelen gol kelimenin tam anlamıyla sarı-lacivertliler üzerinde bir kamçı etkisi yaptı… 90+2'de Sinan'ın kafa şutunda kaleci Çağlar'ı geçen topu, Uğur çizgiden çıkarınca geri dönüşün zor, süre olarak da imkansız olduğu anlaşıldı.
Bunları neden yazdım biliyor musunuz? 11 maç oynuyorsunuz ve bunların sadece birinde yeniliyorsunuz. Şimdi 10 haftayı göz ardı edip, sadece bu maçtaki görüntüyü değerlendirirseniz o 10 haftalık dönemde dökülen alın terlerine saygısızlık etmiş oluruz.
Futbolda yenilmeyen takım yoktur. Ayrıca her ekibin kötü oynama hakkı da vardır. Ankaragücü bunu kullanmış oldu. Sözlerimiz de sakın yanlış anlaşılmasın bu yenilgiyi bir tek savunmanın üzerine yıkmakla haksızlığın en büyüğünü yapmış oluruz. Eyüp karşısında süratli kontrataklara çıkan hızlı adamlarına ayaklarına sanki prangalar vardı, oyunu yönlendirmeye soyunan Zahid'e yardımcı olmaya çalışan da çıkmadı. İlginçtir; ilk 3 haftada gol atamayarak eleştiri oklarına hedef olan sonra açılarak 7 gole ulaşan Eren Derdiyok, son üç hafta da yine sessizliğe büründü. Bunun sorumlusu da sadece kendisi değil tabi ki… Onu kanatlardan yeterince beslemeyen takım arkadaşları kadar oyun sistemi de etkili oldu.
Dileriz ki bu son olur. Çünkü bu hafta sonu Başkent'te zirveye damgasını vuracak bir karşılaşma oynanacak. Takımın bir an önce bu kötü anıyı tarihe gömüp, konsantrasyonu tamamen Ümraniye maçına yönlendirmesi gerekir.
Haftalardır zirvede atbaşı giden bu iki ekibin mücadelesi müthiş olacağı bir gerçek.
Ben burada 12. Adamın devreye gireceğine ve bundan da o müthiş taraftara sahip Ankaragücü'nün rakibine oranla bir adım önde olacağına yürekten inanıyorum.
Bu mücadeleden Sarı-lacivertliler galip çıkarsa aranın açılmasına izin vermeyeceği gibi rakibine karşı da psikolojik üstünlük sağlayacak. Çünkü başkent ekibinin fikstürdeki çok zorlu dönemi atlatıp, milli maç arasından sonra nispeten daha kolay sayılabilecek sürece girecek.
Bu da Ankaragücü'nün hedefe gitmesi için çok çok elzem olan bir Ümraniye galibiyeti ve sonrası oluşacak olumlu havaya bağlı olacak.