Kitapların mutlulukla bir ilgisi olduğunu düşünenler için, Şirinyel Kütüphane keşfedilmesi gereken duraklardan biri. Eğer yolunuz 'Şirinyel Kütüphane'ye düşerse hiç tereddüt etmeyin, rafların arasında dolaşın... Şirinyel Kütüphane en çok da öğrencilerin uğrak yeri. Kitaplarla, dergilerle, şiirlerle ve resimlerle şahsına münhasır bir ortam oluşturan Şirinyel Kütüphane, Ankara'daki en sessiz kitap kafelerden biri olma özelliğini taşıyor. Haftanın yedi günü, herhangi bir saatte sizi karşılayan kafe işletmecisi Emrah Emre Şirinyel Kütüphane'yi Başkent Gazetesi'ne anlattı.

• Bize biraz başlangıç hikayenizden ve geçmişinizden bahsedebilir misiniz?

Başlangıç hikayemiz biraz zorunluluk üzerine kurulu. Yaklaşık 6 yıl bir barda çalıştım. Temel olarak ekonomik koşullar zorlaştı. Bu nedenle oradan tasarladığımdan evvel çıkmak zorunda kaldım. Şimdi hikayemiz şöyle: Eşim burada okuyordu. 20 yıldır beraberiz. Dolayısıyla iş planlarımızı ve yerleşme planlarımızı Ankara üzerinden yaptık.

• Peki Şirinyel Kütüphane'yi açma fikri nasıl doğdu?

Aldığım para yetecek bir miktarda değildi. Dolayısıyla başka şeyler düşünmemiz gerekiyordu. Biz de borç harç kredi çekerek beraber çalışabileceğimiz, bizi geçindirebilecek kadar ve çok da para beklentilerimizin olmadığı bir yer olarak tasarladık burayı. Kendi yağımızda kavrulmak istedik kısacası. Burası bir kütüphane. Kütüphane kafe olarak geçiyor. Kafeliği aslında mutfak alt yapısıyla ilgili. Çünkü özel veya devlet kütüphanelerinde yemek olmuyor, öyle bir alt yapıları bulunmuyor. Dolayısıyla biz buraya yemek de kattık, isteyen yemeğini yiyebiliyor.

• Pandemi zorlu bir dönem, bu zamanda yeni bir mekan açma fikri zor olmadı mı?

Biz pandemi başlamadan önce açmıştık mekanı. Pandemiyi bilseydik açar mıydık bilmiyorum ama bir kez daha düşünürdük açmak için. 1 Mayıs 2019'da başladık Mart 2020'de de pandemi başladı. Bilemediğimiz ve hesaplayamadığımız bir sürecin içerisinde bulduk kendimizi.

'OTURDUĞUMUZ YERDEN BORÇLANDIK'

•Peki, nasıl atlattınız pandemi sürecini?

Çok zor atlattık. Mekanlar, sadece yazları açılabildi. Açılmasaydı daha iyi olurdu. Çünkü açıldığın zaman açık gibi görünüyorsun, dolayısıyla bütün ödemelerini açık işleyen dükkanmış gibi yapmak durumundasın. Ve herkesin yaşadığı sorunları elbette biz de yaşadık. Örneğin kira borcun birikiyor sadece erteliyorsun. O da iyi bir dükkan sahibin varsa. Ki bir çok işletme iyi bir dükkan sahibi olmadığı için kapatmak zorunda kaldı. Bizim dükkan sahibimiz de kirayı erteledi. Tabii pandemi sonrası biriken kira borçlarını ödemek zorunda kaldık. Bu şu demek: Oturduğun yerden on binlerce, yüz binlerce borçlanmak demek. Bizim açımızdan o borç ciddi bir borçtu. Öte yandan bir gelirinin olmaması demek. Yani hem eve ekmek götüremezken hem de ekstra oturduğun yerden borçlanmak demek. Yaklaşık bir iki yılımız böyle geçti. Bu süreç içerisinde minimal düzeyde sosyal yardımlar oldu. Mesela belediye arada erzak yardımı yaptı. Devlet kira yardımı ve gelir yardımı adı altında toplamda iki sene içinde bize 6 bin lira verdi. Kira yardımı bin liraydı. O desteği de üç ay verdiler. Gelir desteği de bin liraydı, onu da üç ay verdiler. Geri kalanını kendi başımıza halletmek zorunda kaldık. O süreci aile ve dostlarımızın dayanışmayla aştık daha çok.

• Şirinyel ismi nereden geliyor?

Mekanın ismi arkadaşlarla bir sohbet esnasında ortaya çıktı. Bir yaz günüydü ve hava biraz da rüzgarlıydı. Tasarımımız şirin bir yer olması yönündeydi. Havanın rüzgarlı ve mekanın teraslı olması bize Şirinyel ismini düşündürttü.

KAFELERİN FARKI İÇERİĞİ VE KONSEPTİ

• Son dönemde kitap kafeler çok arttı. Kitap kafelerle kütüphane kafeler arasındaki fark nedir?

Aslında bütçemizin el verdiği bir durum olduğu için biz böylesi bir projeye yöneldik. Kütüphaneyi açtığımızda çok az kütüphane kafe vardı. Resmi olarak kütüphane diye bir ruhsat şekli yok. Hepsi kafe olarak geçiyor. Biz bunları aslında üçe ayırıyoruz bir tanesi düz kafe, bir tanesi kitap kafe bir tanesi de kütüphane kafe. Burada ton baştan saydığımdan sona doğru düşer. Kütüphanede ders çalışılır, atölyeler olur, projeler yürütülür. Ama genel itibariyle tonu hep daha düşük, çok daha sessiz ve bunun üzerine kurgulanmış bir yer. Mesela bir kitap kafe müzikal bir etkinlik alabilir, bunun üzerine kurs verebilir ama bir kütüphane kafe bunu yapamaz. Ya da drama ile ilgili etkinlik alamaz. Çünkü bunlar sesin yükselmesi gereken işlerdir. Bir kitap kafe bunu alır. Bir kafe de muhtemelen bunları almaz. Farkı esasında içeriği ve konsepti ile ilgili.

'ŞİRİNYEL'DE PARA ÇOK ÖNDE DEĞİL'

• Bize Şirinyel Kütüphane'nin konseptini anlatır mısınız?

Bizim temel işlevimiz kütüphane olmak. Öğrenciler gelip ders çalışır. Burada 30 TL karşılığında öğrencilere fiş kesilir. Fişi oranında da öğrenciler harcama yapar. Burası serbest girişli bir yer değil. Öğrenci içeri girerken 30 TL verir, fiş alır. Çalıştığı, burayı kullandığı gün içerisinde o 30 TL'sini istediği gibi kullanır. Yemekte de kullanabilir. Zaten en çok makarna satıyoruz. Ortalama makarnamızın fiyatı 33 TL. 30 TL'sini aldığımız giriş parasından düşeriz 3 TL sini ise ekstraya yazarız, öğrenci çıkmadan 3 lirasını öder ve kütüphaneden ayrılır. İnsanlar ilk geldiğinde menü bırakılır ve daha sonrasında rahatsız edilmez. Burada, normal bir kafedeki gibi ne kadar kazanabilirim derdi yoktur. Bu nedenle para çok önde değil. Burası Ankara'nın gizemli mekanı. Hem sessiz hem de ders çalışan öğrenciler için özel bölümleri var. Öğrenciler hem sohbet ediyor hem de ders çalışıyor. İçerideki derslikte güncel çalışma kitapları da YKS, LYS, TYT sınavlarına hazırlık kitaplarını da bulundurmaya çalışıyoruz.

• Peki burada ne gibi etkinlikler ve atölyeler bulunuyor?

Bizim de en sevdiğimiz işler. Aklınıza ne gelirse. Burada geleneksel sepet örücülüğü atölyesi de yapıldı, defter ciltleme de. Dramatik yazarlık atölyesi de yapıldı. Bir workshop konusu olabilecek her şeyi yaptık.

• Son olarak sizin eklemek/söylemek istediğiniz şeyler var mı?

Öğrencilerin ekonomik koşulları iyi değil, bunu çok iyi gözlemleyebiliyoruz. Ankara'ya üniversite okumak için gelen bir öğrencinin kira, yeme içme masraflarıyla ortalama aylık gideri 10 bin TL'nin üzerine çıkıyor. Bu arada insana insani vasıflar katan diğer etkinlikleri saymıyoruz, yalnızca temel insani ihtiyaçları sayıyoruz.). Birincisi barınma sorunu. Yeterli KYK yurdu yok. Üniversiteleri eski olan bazı illerde sorun çok yok ama özellikle sonradan üniversite açılmış illerde kamu yurtları yetersiz. Özel yurtlarda veya kiralarda da fiyatlar yüksek olunca doğal olarak barınma en önemli sorun. İkinci olarak, bir öğrenciye yurt da tutsanız ev de verseniz sonuçta bu öğrenci yiyecek, içecek, arada ailesinin yanına gidecek. Bunların hepsini üst üste koyduğunuzda bir bütçe gerektiriyor. Öğrencinin barınma dışında temel giderleri de var. Başka bir ilde giderlerin karşılanması da kolay değil.

Editör: Haber Merkezi