Trump'ın herkesi şaşırtan bir açıklama yaparak Suriye'den çekileceğini söylemesinin üzerinden kısa sayılamayacak bir süre geçti...

Aradan geçen zaman içinde tablo yavaş yavaş netleşmeye başladı...

Trump, daha seçim kampanyası döneminde ilan ettiği Suriye'den çekilme niyetini hayata geçirmekte kararlı olduğunu son açıklamasıyla teyit ederken bu niyete karşı olan kesimlerin (Pentagon, CIA, Cumhuriyetçilerin 'şahin' kanadı vb) direnişi devam ediyor.

***

Geçtiğimiz günlerde Türkiye'yi ziyaret etme hazırlığı içinde olan Trump'ın Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton ve Trump'ın Suriye özel temsilmcisi James Jeffrey'nin ziyaret hemen öncesinde yaptıkları ortalığı ayağa kaldıran açıklamalar bu direnişin bir göstergesiydi...

Bu gelişmelerin ve ziyaretin başarısızlığının ardından Bolton ve Jeffrey de istifa ederlerse şaşmamak lazım...

Ancak böyle olsa bile suların durulmayacağı, çekilme için verilen altı aylık süre boyunca daha pek çok 'beklenmeye gelişme' yaşanacağı da açıkça görülüyor.

***

Gelelim, yazımızın başlığındaki soruya...

Şu aşamada bu soruya 'çekilecek' ya da 'çekilmeyecek' türü kesin bir cevap vermek mümkün değil...

Elbette ki ABD Başkanı öteden beri düşündüğü bir planı uygulama peşinde ve bu plan gereğince bir tür çekilme olacak... Ancak, yönetim kademeleri içindeki çelişmeler ne olursa olsun ABD'nin, Suriye'yi parçalama ve en azından bir bölümünü denetimi altına alma mücadelesi devam edecek.

***

Olayın 'çok bilinmeyenli bir denklem'e benzemesinin bir başka nedeni ise 'dış faktörler'...

Örneğin, Rusya, bu çekilme planı konusunda başından beri ihtiyatlı açıklamalar yapıyor...

Ancak, diğer yandan Trump'ın kararını açıklamasının öncesinde iki ülke istihbarat yetkililerinin yoğun bir görüşme trafiği yürüttüklerine ilişkin haberler de medyada yer almaya devam ediyor.

***

Bir diğer 'bilinmeyen etken' de Türkiye'nin tavrı...

Trump'ın çekilme kararının Türkiye'nin Fıratın doğusunda operasyona başlayacağını açıklamasının hemen ardından gelmesi elbette tesadüf değil...

Bu kararın ardından operasyonu hemen başlatması beklenen Türkiye bir bekleme süreci içine girdi.

***

Belli ki, ABD'nin kararı Türkiye'nin operasyon kararını çabuklaştırmak gibi bir niyetle alınmış değil...

Tam aksine...

Bu kararın ardından artan belirsizlikler Türkiye yönetimini ortaya çıkan yeni olasılıkları değerlendirme, dolayısıyla operasyonu en azından bir süreliğine ertelemeye zorlamış bulunuyor.

***

Bunda şaşılacak bir şey de yok!..

Çünkü Fırat'ın doğusuna operasyon, ilk açıklandığında muhakkak ki ABD ve Rusya'nın 'hassasiyetleri' de göz önüne alınmıştı... Bu da dolaylı yoldan da olsa üç güç arasında bir tür işbirliğini gerektiriyordu...

Ancak, ABD'nin bir anda 'Ben oyunda yokum' demesiyle, önceki tüm pozisyonlar değişti ve olasılıkların içerdiği riskler arttı...

***

Neticede Türkiye, ABD ve Rusya arasında halen devam etmekte olan görüşmelerin sonuçlarının gündemde olan operasyonun alacağı şekli belirleyeceğini söyleyebiliriz...

Bu arada ABD'nin çekilme kararının ardından PYD'nin hızlı bir biçimde rejim ve Rusya ile geliştirmeye çalıştığı ilişkiler de gelişmeleri etkileyecek...

Bilindiği gibi Rusya'nın bölgeye bir tür özerklik verilmesini öneren bir planı var...

'Rojava'daki özerk yönetim' şimdi Rusya ile flört ederek bu planın uygulanmasını sağlamaya çalışacak...

Nitekim bu yönetimin üst düzey yetkililerinden Bedran Çiya Kurd, geçtiğimiz günlerde Reuters haber ajansına yaptığı açıklamada ABD'nin Suriye'deki varlığından bağımsız olarak, Esad ile anlaşmak için Rusya'ya bir yol haritası sunduklarını ve Moskova'dan yanıt beklediklerini söyledi...

Hemen ardından Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, 'Suriye hükümeti, Türk müdahalesini gözönüne alarak Kürt gruplarla temaslarını yeniden etkin hale getirdi' dedi ve bu kez iyimser olduğunu sözlerine ekledi.

***

Sonuçta görünen o ki, Trump'ın açıklaması, kartların yeniden karılmasını zorunlu hale getirmiş bulunuyor...

Önümüzdeki dönemde ilgili tüm ülkeler Suriye planlarını yeni koşullara göre gözden geçirmek zorunda kalacak...

Ve kartlar açılmadıkça oyunun sonucunu kimse tam olarak bilemeyecek!