İsrail’in Lübnan’da uzaktan müdahale ile Hizbullah’a ait çağrı cihazı ve telsizleri patlatması ile gündeme gelen siber güvenlik konusunda yeni bir unsur daha ortaya çıktı. Yalnızca kullanımda olan cihazların değil kullanım ömrünü tamamladığı için çöpe atılan teknolojik cihazların da çok önemli bir siber güvenlik açığına sebep olduğu öğrenilirken, Türkiye’nin elektronik atık miktarında dünyada 17’nci sırada yer aldığı ortaya çıktı.
Bir grup gazeteciye değerlendirme yapan Atık Yönetimi ve Atıktan Enerji Üreticileri Derneği (TAYED) Genel Başkanı Ali Rıza Öner, gerekli önlemler alınmadan çöpe atılan telefon, tablet ve bilgisayarların büyük güvenlik riskleri taşıdığını anlattı. Öner, “Türkiye’de her yıl 700 bin ton elektronik atık çöpe atılıyor. Bunların yüzde 15’ini bilgisayar ve tabletler, yüzde 9’unu cep telefonları oluşturuyor. Bunlar gerekli önlemler alınmadan çöpe atıldığında kişisel veya hassas bilgilerin kötü niyetli kişilerin eline geçmesi kaçınılmaz oluyor” dedi.
Dijital mezarlık riski
TAYED Başkanı Öner, kullanılmadığı için çöpe atılan elektronik atıkların dijital mezarlık olarak anıldığını ifade ederek, “Biz tüketiciler tüm verileri güvenli bir şekilde silmek için kolay erişime ve bilgiye sahip olmadığımızdan çöpe attığımız bir elektronik eşya büyük felaketlere yol açabilir. Açık kalmış sosyal medya hesapları, mailler, galerideki özel resimler, kişisel bilgiler gibi tüm hayati verilerimiz bu yolla kötü niyetli kişilerin eline geçebilir. Bu sebeple yapılacak en iyi şey cihazınızı bir yenileyiciye satmaktır. Bu yenileyici tüm verileri özel araçlarla silecek, cihazı fabrika ayarlarına sıfırlayacak ve sonra yenilenmiş ürün olarak satacaktır” değerlendirmesi yaptı.
Çevreye ciddi zarar veriyor
Elektronik atıkların çöpe atılmasının büyük çevre zararlarına da yol açacağını kaydeden Öner, “Elektronik ürünlerin bozulması sonucu içeriğinde bulunan kurşun, kadmiyum, civa gibi zehirli metaller açığa çıkarak çevre kirliliğine sebep olur. Doğaya karışan bu metaller besin zinciri yoluyla insana ulaşarak insan sağlığını tehdit eder” diye konuştu.
Özellikle kullanım ömrünü tamamlayan büyük ve küçük ev aletlerinin belediyelerin yetkilendirdiği kuruluşlara veya lisanslı firmaların belirlemiş olduğu toplama noktalarına teslim edilmesi gerektiğini söyleyen Öner, “Çevre lisanslı işleme tesislerinde atık eşyalar sökme, kırma, parçalama, geri kazanım gibi bir dizi işlemden geçirilerek içeriğinde bulunan bakır, alüminyum, altın gibi değerli madenlerin yanı sıra plastik, metal gibi aksamları geri kazanılır. Ağır metaller ve zararlı gazlar bertaraf edilir” dedi.
Türkiye’ye faturası 1 milyar Avro
Dünyada en fazla elektronik atık üreten ülkeler sıralamasında yıllık 7 milyon ton ile ABD’nin başı çektiğini anlatan Öner, arkasından 6 milyon ton ile Çin’in, 2.5 milyon ton atıkla Japonya’nın geldiğini belirtti. Türkiye’nin yıllık 700 bin ton elektronik atık ile dünya sıralamasında 17’nci sırada olduğunu kaydeden Öner, “Türkiye ekonomisi 700 bin ton elektronik atıkla yıllık 1 milyar euro’luk kayba uğruyor. Türkiye’de e-atıkların yüzde 20’si büyük ev eşyaları, yüzde 37’si elektrik süpürgesi, tost makinesi gibi küçük ev eşyaları, yüzde 17’si ısıtıcılar, yüzde 15’i laptop, bilgisayar ve notebook’lardan, yüzde 9’u cep telefonları, yüzde 2’si aydınlatma ürünlerinden oluşuyor” tespitini yaptı.
Türkiye’de elektronik atıkta geri dönüşüm oranının yüzde 10’lar seviyesinde olduğunu anlatan Öner, “Bir kilogram demir elde etmek için 200 kilogram kayanın işlenmesi gerekirken, sadece 2 kilogramlık elektronik atığın işlenmesi ile aynı miktar elde edilebiliyor. Yine bir kilogram altın elde etmek için 240 milyon kilogram madenin işlenmesi gerekirken, 100 bin kilogram elektronik atığın işlenmesi ile aynı miktar elde edilebiliyor. Elektronik atıkların ekonomiye kazandırılması bu nedenle çok önemli” diye konuştu.