Ağız ve Diş Sağlığı haftası nedeniyle Anıtkabir’i ziyaretinin ardından Anıtpark’ta bir basın açıklaması yapan Ankara Dişhekimleri Odası ‘Gelecek için çağrımız’ notu ile yaptıkları açıklamada, “Sağlık bütçesi artırılmalı ve koruyucu sağlık politikalarına öncelik verilmelidir. Dişhekimliği eğitimi, nitelik odaklı bir yapıya kavuşturulmalıdır. Meslektaşlarımızın çalışma koşulları iyileştirilmeli, emeklilik hakları güvence altına alınmalıdır. Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, etkin politikalarla önlenmelidir. Sağlık politikaları, meslek onurunu ve toplum sağlığını esas alacak şekilde yeniden yapılandırılmalıdır” diye konuştu.
Bugün, bilimsel dişhekimliğin Türkiye’deki 116’ıncı yılını kutladıklarını belirten Serkan Er, “Bu özel günü içine alan hafta ise “Toplum Ağız ve Diş Sağlığı Haftası” olarak, Türk Dişhekimleri Birliği ve odalarımız tarafından toplumun ağız ve diş sağlığı konusundaki farkındalığını artırmak, doğru alışkanlıkları teşvik etmek ve mesleki sorunlara dikkat çekmek amacıyla kutlanmaktadır” dedi.
“Ancak, bu anlamlı günü gururla kutlamak isterken, ne yazık ki mesleğimizin karşı karşıya kaldığı sorunların büyüklüğünü görmezden gelemiyoruz” ifadelerini kullanan Er, “Bilimsel dişhekimliğin 116 yıllık geçmişi boyunca elde edilen tüm kazanımlara rağmen, mesleğimiz bugün plansız politikalar ve yanlış uygulamalarla ciddi bir tehdit altındadır” tespiti yaptı. Serkan Er şöyle devam etti:
Sağlık: Bir İnsan Hakkı Olmaktan Çıkmamalıdır
Sağlık hizmetleri, bir lüks ya da tüketim maddesi değil, temel bir insan hakkıdır. Ancak, ülkemizde artan ekonomik kriz ve derinleşen yoksulluk, halkımızın sağlık hizmetlerine erişimini giderek zorlaştırmaktadır. Ağız ve diş sağlığı hizmetleri, özellikle dezavantajlı kesimler için erişilmesi zor bir alan haline gelmiştir. Yanlış sağlık politikaları, sayısal hedeflere odaklanırken, koruyucu sağlık hizmetlerini ihmal etmiş ve toplum sağlığına büyük zarar vermiştir. Oysa gerçek çözüm, nitelikli sağlık hizmetlerinin tüm bireylere eşit şekilde sunulmasında yatmaktadır. Bu nedenle, sağlık bütçesinin artırılması ve koruyucu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi artık ertelenemez bir zorunluluktur.
Eğitim: Niceliğin Gölgesinde Kaybolan Nitelik
2002 yılında yalnızca 19 olan diş hekimliği fakülte sayısı bugün 105’e ulaşmıştır. Ancak bu artış, nitelik yerine niceliğe odaklanıldığında, mesleğimizin geleceğini tehlikeye atan bir durum yaratmıştır. Öğretim üyesi yetersizliği, teknik altyapı eksiklikleri ve düşük bütçeler, diş hekimliği eğitimini ciddi şekilde zayıflatmıştır. Bu kontrolsüz artış, yalnızca eğitim kalitesini düşürmekle kalmıyor; aynı zamanda mezun olan meslektaşlarımızın istihdam sorunlarını ve gelecek kaygılarını artırıyor. Dişhekimliği eğitiminin, toplum ağız ve diş sağlığına katkı sunan nitelikli bir yapıya kavuşması için planlı ve bilimsel bir yaklaşıma ihtiyaç vardır.
Meslektaşlarımızın hakları güvence altına alınmalıdır
Meslektaşlarımız, yalnızca meslek hayatlarında değil, emeklilik dönemlerinde de insanca yaşayabilecek bir gelir düzeyine kavuşmalıdır. Kamuda çalışan dişhekimleri, ağır iş yükü, düşük maaşlar ve artan hasta talepleri ile mücadele ederken tükenmişlik sendromu yaşamaktadır. Kamuda görev yapan dişhekimlerinin maaşları, emekliliğe yansıyan ek göstergelerle güçlendirilmelidir. MHRS randevu sayılarının artırılmasının yarattığı iş yükü dengelenmeli, çalışma koşulları iyileştirilmelidir.
Özel sektörde ise meslektaşlarımız, ağır denetim cezaları ve dişhekimliği dışındaki kişilerin ticari ortaklığı nedeniyle hem meslek onurunun zedelendiği hem de topluma zarar veren bir yapı ile mücadele etmektedir. Bu sorunların çözümü, yönetmeliklerin revize edilmesi ve sağlık hizmetlerinin yalnızca meslek profesyonelleri tarafından yönetilmesiyle mümkündür.
Sağlıkta Şiddet: Mesleğimizi ve Toplum Sağlığını Tehdit Ediyor
Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet, yalnızca bireysel bir sorun değil, aynı zamanda bir sistem krizidir. Şiddet korkusu, sağlık çalışanlarının motivasyonunu ve verimliliğini olumsuz etkileyerek toplumun sağlık hizmeti alımını da tehlikeye atmaktadır. Şiddeti önlemek için caydırıcı cezalar hayata geçirilmelidir. Sağlık çalışanlarının güvenliğini sağlamak adına kapsamlı bir koruma sistemi geliştirilmelidir.
Meslek Birliklerinin Özerkliği Demokrasinin Teminatıdır
Anayasa’nın 135. maddesi, kamu kurumu niteliğindeki meslek birliklerinin özerkliğini garanti altına alır. Meslek birliklerimizin ve odalarımızın özerk yapısına yönelik müdahalelere karşı durmaya devam edeceğiz. Çünkü meslektaşlarımızın haklarının korunması ve toplum sağlığının geliştirilmesi, ancak güçlü bir meslek birliği ile mümkündür.