'Venezuela ve Petrol' başlıklı yazılarımızın sonuncusunda son ambargo kararına kadar Venezuela petrolünün en büyük alıcısı olan ABD'nin petrol karşılığı ödemek zorunda olduğu parayı dondurmasının Maduro yönetimi açısından doğuracağı güçlüklere değinerek şunları söylemiştik:

'Halihazırda, ABD'nin açık müdahalesinin yarattığı tepkinin ağır bastığı, Guaido'nun ABD destekli kışkırtma politikalarının etkili olmadığı anlaşılıyor...

Şu anda gerek Venezuela halkı, gerekse ordu ve sivil toplum örgütleri -Sorosçuları saymazsak- Maduro yönetimini destekliyor...

Ancak ekonomik zorlukların devam etmesi durumunda bu desteğin devam edip etmeyeceği sorusunun cevabı hala belirsiz.'

***

Emperyalizmin saldırısı altında bulunan bir ülke halkının bir takım ekonomik sıkıntılar çekmesi kaçınılmaz...

Venezuela'nın karşı karşıya bulunduğu durum da bu...

Ancak halkın bu tür 'ekonomik kuşatmalar' karşısında her zaman teslim olacağını düşünmek kadar yanlış bir şey olamaz.

***

Tam aksine, kimi zaman ekonomik zorluklar bir halkın direnme gücünü artırabilir...

Ancak bunun gerçekleşmesi için baskı altındaki rejimin bir 'moral üstünlüğü'ne sahip olması gerekir...

Bu moral üstünlüğünü sağlayan en önemli güç ise 'direnme ruhu aşılayan bir ideoloji'dir.

***

'İdeoloji'ye, bizim toplumumuzda çoğu zaman olumsuz bir anlam yüklenmiştir...

Oysa 'ideoloji', en genelde belirli bir bakış açısından şekillendirilmiş toplumsal, tarihsel, kültürel ve ekonomik düşüncelerin oluşturduğu bir 'fikirler manzumesi'dir...

Böylesi bir fikir bütünlüğü bir kez topluma mal oldu mu, toplumu da bütünleştirir ve ona büyük bir direnme gücü verir.

***

Venezuela örneğine baktığımızda, bu ülkenin bugüne kadar ABD'nin baskılarına direnmesinde 'Bolivarcı' ideolojinin önemli bir rol oynadığını görüyoruz...

Peki, kimdir, Simon Bolivar?..

Bu ilginç kişiliğin yaşamını geniş bir biçimde araştıran John Lynch, ülkemizde İş Bankası Yayınları arasında çıkan 'Simon Bolivar' adlı kitabının önsözünde bu sorunun cevabını şöyle veriyor: 'Simon Bolivar, kısa ama dopdolu bir yaşam sürdü. Altı ülkeyi özgürleştiren bir devrimci, ulusal kurtuluşun ilkelerini ortaya atan bir entelektüel, amansız bir sömürge savaşını (İspanyol sömürgecilerine karşı -EG) yöneten bir generaldi.'

***

1783 yılında o günün İspanyol sömürge imparatorluğunun bir parçası olan bugünkü Venezuela'nın başkenti Caracas'ta doğan Bolivar, köklü bir aileden gelen 'soylu, zengin ve yetenekli' bir 'kreol'dü (İspanya kökenli sömürgecilerin yerli halktan gelen kadınlarla yaptıkları evliliklerden doğan 'melez'lere verilen ad)...

'Altı ülkeyi özgürleştiren' (ki, bu ülkelerden biri olan Bolivya hala onun adını taşımaktadır) bu devrimci, anti-sömürgeci savaşı doğduğu ülke olan Venezuela'da başlatmış ve ilk olarak bu ülkeyi bağımsızlığına kavuşturmuştu...

Latin Amerika birliğini kurmayı amaçlayan Bolivar, kazandığı tüm zaferlere karşın sonunda büyük toprak sahipleri ile Katolik Kilisesi'nin İngiltere, Fransa ve ABD ile kurduğu karşı devrimci ittifak nedeniyle yenilgiye uğratılmış ve sürgüne gitmek üzere bir gemiye binerken hayatını kaybetmişti.

***

Bolivar, ölümünden sonra bir çok 'kreol' devrimci için ilham kaynağı olmaya devam etmiştir...

Küba'yı Batista diktatörlüğünden kurtarıp sosyalist bir ülke haline getiren Fidel Castro bunlardan biridir...

'Kreol' devrimcilerin sonuncusu ise Venezuela'yı ABD'nin sultasından çıkararak 'Bolivarcı Venezuela Cumhuriyeti'ni kuran Hugo Chavez'dir.

***

Chavez, 1989 yılına kadar Venezuela ordusunda solcu gerillalara karşı faaliyette uzmanlaşmış 'paraşütçü birliğinde' görev yapan bir subaydı...

1982 yılında solcu bir aydın olan ağabeyinden etkilenerek bir kaç arkadaşıyla birlikte 'Bolivarcı Ordu-200' (MBR-200) adıyla küçük bir örgüt kurmuştu...

Ancak onu gerçek bir devrimci haline getiren olay, 1989 yılında IMF'nin zorlamasıyla uygulamaya konulan 'kemer sıkma politikaları'na karşı ayaklanan ve gıda maddelerinin satıldığı mağazaları yağmalayan Caracas yoksullarının üzerine ateş açılarak üç binden fazla insanın katledilmesi oldu.

(Devam edecek)