Tarım ve ormancılık sektörlerinde faaliyet gösteren tüm paydaşlarla birlikte 'Ortak Akıl' oluşturmak amacıyla düzenlenen Tarım Orman Şurası,18-20 Kasım tarihleri arasında yapıldı...

Şura'nın hazırlık süresi boyunca 21 çalışma grubu tarafından 4 aylık bir çalışma yürütüldü...

Şura için oluşturulan web sayfası, SMS ve diğer iletişim mecralarıyla tarım ve ormanın yarını için yaklaşık 30 bin öneri geldi. Gelen bu öneriler 611 kişiden oluşan 21 adet çalışma grubunda tek tek incelendi. Çiftçiler, vatandaşlar, akademisyenler çalışmalara bizzat katıldılar.

***

Bu önemli olay ne yazık ki, medyada gerekli ilgiyi görmedi...

Malum olduğu üzere medyanın ilgisi genellikle skandallar ve kumpaslar üzerinde yoğunlaşıyor...

Türkiye toplumunu en çok ilgilendirmesi gereken konular ise resmi yöneticilerin 'müjde' türü açıklamaları dışında görmezden geliniyor.

***

Şura'nın en önemli özelliği, bugüne kadar tarım konusunda düzenlenmiş en geniş katılımlı toplantı olmasıydı...

Tarım ve Orman Bakanı Ekrem Pakdemirli, hazırlık sürecinde komisyonlara 23 bini aşkın öneri geldiğini açıkladı...

Şura için açılan web sayfasına gönderilen görüş sayısı 23.000'i aştı.

***

Şura'nın Sonuç Bildirgesi Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından açıklandı...

Konuşmanın en ilginç yanı , uygulamaya dönüşmeyen her kararın, havada kalmaya mahkum olduğu uyarısıydı...

Tarım sektörü, başta Tarım Yasası olmak üzere bu tür uygulanmayan kararlardan çok zarar gördüğü için bu uyarı ilgiyle karşılandı.

***

Konuşmanın bir diğer ilginç bölümü, tarım kesiminde faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların uzun zamandır yetkili ağızlardan duymadığı bazı mesajların verilmiş olmasıydı...

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, 'Milletimizin gıda güvenliğini garanti altına almak millî güvenlik meselesi haline gelmiştir. Türk tarımını küresel güçlerin çarkları içinde ezdirmeyeceğiz' ifadesini kullandı...

Ne var ki, tarım sektörünü uluslararası piyasalara açmak için 'sıfır gümrüklü ithalat' başta olmak üzere pek çok kararın arka arkaya alındığı koşullarda bunun nasıl gerçekleştirileceği konusu merak uyandırdı.

***

Konuşmada ayrıca;

Doğanın özellikle batılı büyük şirketlerin eliyle tahrip ve talan edilmesine son verilerek havanın, suyun, kaynakların korunması...

Et ithalatının durdurulması...

Küçük baş başta olmak üzere hayvancılığa verilen desteğin artırılması gibi vaadler de vardı.

***

Tarım sektörü mensuplarının yıllardır dile getirdiği bazı taleplerin önemli bir bölümü Şura Sonuç Bildirgesinde yer aldı:

'Doğal kaynakları ve çevreyi koruyan, en az üç yıllık dönemi kapsayacak, aktif çiftçi odaklı, üretim, kalite, ulaşılabilir fiyatlar ve sürdürülebilirliği esas alan yönlendirici bir destekleme sisteminin oluşturulması...

Sürdürülebilirlik, verimlilik ve rekabet ilkelerine dayalı tarımsal üretim planlamasının bir devlet politikası haline getirilerek güvence altına alınması...

Aile işletmeciliğinin sürdürülebilirliğini sağlamak için kadın ve gençlerde girişimciliğin desteklenmesi...

Küçük ve büyükbaş hayvancılıkta halk elinde ıslah ve benzeri projelerle yerli ırklarımızın muhafaza ve ıslahına yönelik çalışmaların artırılması...

Meraların üreticiler ve üretici örgütlerine tahsis edilmesi, mera ıslahında kullanılacak bitki tohumları geliştirme çalışmalarının teşvik edilmesi...

Ata (yerel) tohum çeşitlerinin korunması, geliştirilmesi ve ticarete kazandırılması...

Gıda ve yem güvenliği, halk sağlığı, bitki sağlığı, hayvan sağlığı ve refahını sağlamak amacıyla tohumdan sofraya tüm zincirde etkin bir izlenebilirlik sağlanması ve denetim sisteminin etkinliğinin arttırılması...

Toprak ve su kaynaklarının sürdürülebilir yönetim ilkeleri çerçevesinde kullanılması, korunması ve izlenmesinin sağlanması...

Çiftçilik mesleki eğitim kurumlarının açılması, tarım ve ormancılıkta mesleki eğitimin geliştirilmesi...

Gıdada taklit ve tağşiş cezalarının etkin caydırıcılığı için mevzuatta düzenleme yapılması...

Bunlardan bazılarıydı.