Memleketin peşine düşülecek bu kadar mevzu varken dert dernekler oldu ya! Yani kitle imha silahları ile ilgili bir kanun teklifinin getirilip de dernek faaliyetleri ile ilişkilendirilmesi konusu gerçekten de çok düşünülmüş olmalı…
Kanun, kitle imha silahlarının yayılmasının engellemesi, kara para aklama suçlarının ortadan kaldırılması ve terörün finansmanı ile mücadele etmeyi amaçlıyor.
Şimdi sivil toplum kuruluşu denince ilk akla gelen ve de yaygın olanı elbette dernekler… Köy dernekleri var… İl dernekleri… Hatta semt dernekleri… Her ne kadar pandemiden dolayı olabildiğince etkisiz hale gelmiş olsalar da… Kaldı ki, daha ne kadar kapalı kalacakları da belirsiz… Birbirleri ile bağları kopmasın, yeni nesillere kültürlerini aktarsın diye aynı köylü, memleketli insanların kurduğu… İş insanlarının bir araya geldiği… Birbirleri ile tanışsın ticaret yapsın ve de ekonomiye katkı sağlasın diye örgütlü olmak maksat… Eğitime katkı vermeyi hedefleyenlerin aynı çatı altında toplandığı… Hayvanları, kuşları, gölleri, çevreyi, doğayı, yeşili, ağaçları korumak için kurulanları…
Sosyal olmanın bir aracıdır aynı zamanda sivil toplum kuruluşları… Hatta Türkiye'nin Avrupa ülkeleri içerisinde sivil toplum kuruluşu sayısı anlamında çok da yeterli olmadığından dertlenir ilgilileri… Ya da etkin olmayan, sadece tabela derneği olan çok sayıda oluşumdan söz edilir… Bunların etkin hale getirilmesine kimsenin dediği bir şey yok elbette… Hatta etkinleşmeleri için gereken düzenleme ne varsa da yapılsın ayrıca… Katkıları artırılsın topluma…
Ama bu bağlamda bir şeyler yapmak yerine bir de bakıyoruz ki kitle imha silahları ile ilgili bir kanun teklifi geliyor Meclis'e, genel kurulda kabul ediliyor… Kabul edilen teklif içerisinde dernekleri ilgilendiren ve denetimlerini artıran ve de gerek görülmesi halinde kayyum atanmasına kadar işi götüren düzenlemeler yer alıyor…
Yani bundan sonrasında vatandaşın heves edipte gidip bir derneğe üye olmasını beklemek fazlasıyla lüks… Bırakın üye olmayı yanından bile geçmek düşündürür! Ya üyesi olduğu derneğin yöneticileri ile ilgili bir sorun çıkarsa, başına kim bilir ne gelir üyenin! Hiç gerek yok üyeliğine falan… Herkes gitsin evinde sosyalleşsin, kendini geliştirsin! Dernekte olmakta neymiş? Hem dernekler yapmak istedikleri işler için üyelerinden para topluyor… Hasta bir bebeğe derman olmak ya da şiddete uğramış bir kadın için… Kim bu yardım edilmek istenen, kim bu hasta bebek? Ya memleketin başına bela olursalar? Ne diye ağrımayan başını ağrıtsın vatandaş… Bu gibi derneklere üye olup ondan sonra bir suç ile ceza ile uğraşsın… Üstünü de para vererek!
Tam da oluşturulmak istenen algı da bu değil mi zaten… Olmasın insanlar arasında dayanışma… Gelmesin kimse bir araya… Yardımlaşma da neymiş?
Yine de bir umut belki Meclis Genel Kurulu'nda kabul edilen şekli biraz esnetilebilir mi kanunun! Olabilir… Neden mi? Din adına kurulan dernekler var işin içinde… Camiler üzerinden vatandaşa ulaşılan dernekler… Belki onların yüzü hatırına kitle imha silahları ile ilgili bir kanunun içerisinden dernekler ile ilgili olan bölümler yeniden ele alınır!