Avrupa Merkez Bankası (ECB), arkasından da ABD Merkez Bankası FED’in faiz indirimi sonrası, “TCMB ne zaman faizi indirecek?” soruları sorulmaya başladığı görülüyor. Deutsche Bank, Morgan Sanley, Citi, Goldman Sachs, Barclays ve UBS gibi güçlü bankaların raporlarında Türkiye’de Merkez Bankası’nın Kasım ayından itibaren indirim yapacağı beklentisi dile getiriliyor. Bank of America (BofA) ise indirimin Aralık ayında olacağı beklentisini dile getiriyor. İngiliz HSBC ile Capital Economics ise 2025 yılı ilk çeyreğinde bir faiz indirimi olasılığından bahsediyor.
Ancak iç piyasa ise faiz indirimi beklentisini sesli olarak dile getiriyor. Faiz indiriminin piyasalarda bir rahatlama sağlayacağı öngörüsü TÜSİAD üyelerince dile getirilirken aynı zamanda bir erken indirim yapılmaması konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Buna karşın TOBB, MÜSİAD, TİM, İTO gibi kuruluşlar ise bir an önce faiz indirimi için hükümet üzerinde baskı kuruyor. Bu kapsamda yıl sonuna doğru bir faiz indirimi olasılığı üzerinde duruluyor. Ancak yine de Merkez Bankası baz etkisini sonuna bakarak eğer enflasyonun ana eğiliminde belirgin bir düşüş izlemezse, piyasaların indirim beklentisi boşa çıkabilir.
İşte burada TCMB’nin sıkıntılı bir durumda olduğunu söyleyebiliriz. Bir erken faiz indirimi ile yüksek faize gelen yabancının aniden çıkışına, belki de içerde dövize talebin artmasına ve TL kredi talebinin artmasına yol açabileceği endişesi Merkez’de var. Faiz indiriminin süresinin biraz geciktirilmesinin ne etkisi olur diye sorarsanız, o zaman da ekonominin durgunluğa sokulması riski var. Bu nedenle merkez ile iş çevreleri faiz konusunda şimdilik birbirlerini ikna edebilecekleri bir durumda değiller.
Ancak dikkat çeken bir başka gelişme ise Merkez Bankası’nın son para politikası kurulu (PPK) toplantısında faiz artırmayarak “sıkı duruşa devam” mesajı vermesine karşın, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK), bankaların sermaye yeterlilik oranında dikkate alınan kredi risk ağırlıklarında artırım öngören eski kararını kaldırdı. Bu ne anlama geliyor, iki kurumdan biri sıkılaştırma adımı atacağı mesajını verirken, diğeri gevşeme adımı attı.
Tabi bu durum piyasalarca, BDDK’nın başında bulunan MB’nin başkanı olduğu dönemde enflasyon artarken faiz indiren gevşeme yanlısı tutum takınan Şahap Kavcıoğlu’nun rolü şeklinde yorumlandı.
Ancak, BDDK’nın kararının ardında MB, gece yeni bir adım atarak zorunlu karşılık oranlarını artırdı. Piyasalar bu durumu ise “Merkez Bankası ve Hazine Maliye Bakanı Mehmet Şimşek sıkı duruş yanlısı, düşük faizden yana olan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve başında Şahap Kavcıoğlu’nun olduğu BDDK gevşeme yanlısı pozisyonda” yorumladı.
Fotoğraf: AA