Çocuk yayınlarını; içerik, biçim, dil ve anlatım bakımdan yetişkinlere yönelik edebiyat eserlerinden ayırmak gerektiğini vurgulayan Bozkurt, yazarken sadece eğlenceli bir hikaye oluşturmakla kalmayıp; çocuklara değerler kazandıracak, düşünmelerini sağlayacak ve duygusal farkındalıklarını artıracak içerikler üretilmesi gerektiğini söyledi.
· Sizi tanıyabilir miyiz? Yazarlık sürecinizi anlatır mısınız?
Ben Dudu Nur Bozkurt. 1976 yılında Isparta’da doğdum. Lisans eğitimimi Anadolu Üniversitesi Okul Öncesi Öğretmenliği bölümünde tamamladım. Daha sonrasında Süleyman Demirel Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi İnsan Kaynakları Yönetimi bölümünde yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Uzun yıllardır okulöncesi öğretmeni olarak görev yapıyorum ve çocuklarla geçirdiğim zaman bana her zaman ilham vermiştir. Çocukların dünyaya nasıl baktıkları, hayal güçlerinin sınırsızlığı ve her gün keşfettikleri yeni şeyler beni derinden etkiledi. Bu yüzden, yazma isteğim de doğal bir şekilde ortaya çıktı. Yazarlık sürecim, aslında çocuklarla çalışırken gözlemlediğim küçük detaylarla başladı. Onların hayal gücü, sorularıyla dünyayı anlama çabaları ve basit şeylere verdikleri büyük tepkiler beni çok etkiledi. Her gün karşılaştığım bu özel anları bir hikaye içinde toplamak istedim. Çocuklara eğitici olduğu kadar eğlenceli ve samimi bir hikaye sunmayı amaçladım. Kitabımı yazarken, öğrencilerimden ilham aldığım kadar, ebeveynlerin de çocuklarımızın her şeyi okulda öğrenebileceği düşüncelerini biraz değiştirmek istedim. Yani okul ve okuldaki eğitiminin ne kadar önemli olduğu konusu tartışılmaz bir gerçek ancak eğitimin ailede ve evde başladığını unutmamak gerekli. Kitabımda basit ama derin mesajlar vermeye, çocuklarımızı güldürürken aynı zamanda düşündürmeye çalıştım. Bu süreç boyunca sadece yazmakla kalmadım, aynı zamanda çocukların tepkilerini görmek için yazdığım bölümleri öğrencilerime de okudum. Onların geri bildirimleri benim için çok kıymetliydi.
“GÖRSELLİK KRİTİK BİR ROLE SAHİP”
· Nitelikli bir çocuk kitabının olmazsa olmazları neler? Sizce çocuklar için yazmanın en güzel ve en zor tarafları nelerdir?
İlk olarak, dil sade, anlaşılır ve çocuğun yaş seviyesine uygun olmalıdır. Çocuklar çok karmaşık cümlelerle zorlanmamalı; aksine, hikaye onları içine çekmeli ve kolayca takip edilebilir olmalıdır. Bunun yanı sıra, metnin eğlendirici olması da çok önemlidir, çocuklar genellikle keyif aldıkları şeylerin peşinden giderler dolayısıyla, kitabın eğlenceli ve ilgi çekici olması, onların okuma alışkanlığı kazanmasına da katkı sağlar. Çocuklara ahlaki değerler, problem çözme becerileri ya da duygusal farkındalık kazandırmak, iyi bir çocuk kitabının temel hedeflerinden biri olmalıdır. Ayrıca, görsellik de çocuk kitaplarında kritik bir role sahiptir. Renkli, yaratıcı ve dikkat çekici illüstrasyonlar, çocuğun hayal gücünü besler ve metinle birlikte ona daha derin bir deneyim sunar. Çocuklar için yazmanın en güzel tarafı, çocuklar dünyayı farklı bir gözle görürler; her şey onlar için keşfedilmeye açık birer macera gibidir. Bu dünyaya girip onlara rehberlik etmek, onları hem eğlendirip hem de düşündürebilmek bence yazarlığın en büyüleyici yönlerinden biri. Tabii ki bu işin zor tarafları da var. Çocuklar için yazmak, yetişkinler için yazmaktan çok farklı. Bir çocuğun ilgisini çekmek, dilini doğru ayarlamak ve onları hem eğlendirip hem de düşündürmek büyük bir sorumluluk. Ayrıca, çocukların dünyası yetişkinlerin dünyasından çok farklı olduğu için onların nasıl düşüneceğini, neye nasıl tepki vereceğini anlamak her zaman kolay değil. Bu yüzden, her kelimeyi özenle seçmek ve onların duygusal zekasına uygun bir şekilde yazmak büyük dikkat gerektiriyor.
· Kitapların çocukların gelişimine katkıları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Kitaplar, çocukların gelişiminde çok önemli bir rol oynar. Çocuklar için yazılmış kitaplar onların bilişsel, dilsel, duygusal ve sosyal gelişimlerine katkıda bulunur. Kitaplar, çocukların dil becerilerini geliştirmeleri için harika bir araçtır. Hikaye okumak, onların yeni kelimeler öğrenmelerine ve dilin nasıl yapılandığını anlamalarına yardımcı olur. Ayrıca, kitaplarla tanışan çocuklar, doğru cümle yapıları ve ifadeler kullanmayı öğrenir. Kitaplar çocukların hayal gücünü geliştirir ve problem çözme becerilerini destekler. Hikayelerde karşılaştıkları durumlar, çocukların kendi hayatlarındaki olaylarla bağlantı kurmalarına ve düşünme becerilerini geliştirmelerine yardımcı olur. Ayrıca, kitaplar mantık yürütme, sıralama ve neden-sonuç ilişkilerini anlamaları için fırsatlar sunar. Kitaplar, çocukların duygusal farkındalıklarını artırır. Hikayelerde karakterlerin yaşadığı duygusal durumları gözlemleyerek empati kurmayı öğrenirler. Aynı zamanda, korku, üzüntü, mutluluk gibi duygularla başa çıkma yollarını da kitaplardan öğrenebilirler. Kendi duygularını anlama ve ifade etme becerileri gelişir. Kitaplar, çocuklara başkalarıyla nasıl iletişim kuracaklarını, farklı kültürleri ve bakış açılarını tanımalarını sağlar. Farklı karakterler ve olaylar, çocuklara çeşitlilik ve hoşgörü hakkında önemli dersler verebilir. Ayrıca, paylaşma, iş birliği yapma ve saygı gibi sosyal becerilerin gelişmesine de katkıda bulunur. Kitaplar, çocukların sınırsız bir şekilde hayal kurmalarına olanak tanır. Kitapların sunduğu dünyalar, çocukların yaratıcılığını destekler ve onların kendilerini ifade etmeleri için farklı yollar sunar. Özellikle fantastik ya da macera türündeki kitaplar, çocukların sınırları aşan düşünceler geliştirmelerine katkıda bulunur. Sonuç olarak, kitaplar çocukların sadece bilgi edinmelerini değil, aynı zamanda duygusal ve sosyal anlamda olgunlaşmalarını sağlar. Kitaplar, onlara yeni dünyalar açarak merak duygularını besler ve hayat boyu sürecek öğrenme sevgisini aşılar.
“YENİ AKTİVİTELER VE MATERYALLER GELİŞTİRİYORUM”
· Öğretmenliğinizin yazarlığınıza katkısı nelerdir?
Öğretmenliğimin yazarlığıma birçok katkısı olduğunu söyleyebilirim. Özellikle okul öncesi öğretmeni olarak, çocuklarla birebir çalışmak onların dünyasını daha yakından tanımama ve ihtiyaçlarını, ilgi alanlarını daha iyi anlamama olanak tanıyor. Her gün çocuklarla vakit geçirdiğim için onların nasıl düşündüğünü, nelerden hoşlandığını ve hangi konulara ilgi duyduğunu yakından gözlemleyebiliyorum. Bu da yazarken onların ilgisini çekecek karakterler ve hikayeler yaratmamı sağlıyor. Çocuklarla iletişimde basit, anlaşılır ve onların seviyesine uygun bir dil kullanmak gerekiyor. Bu deneyim, yazılarımda da doğru tonu ve dili yakalamamı sağlıyor. Çocukların eğitimine katkı sağlamak için sürekli yeni aktiviteler ve materyaller geliştiriyorum. Bu beceri, yazarlık sürecimde de devreye giriyor. Yazarken sadece eğlenceli bir hikaye oluşturmakla kalmıyor, aynı zamanda çocuklara değerler kazandıracak, düşünmelerini sağlayacak ve duygusal farkındalıklarını artıracak içerikler üretmeye çalışıyorum. Özetle, öğretmenlik bana çocukların dünyasına bir pencere açtı ve bu dünyaya dair derin bir anlayış kazanmamı sağladı. Bu da yazarlık serüvenimde bana büyük bir avantaj sağlıyor.
· İlk kitabınızı çıkartmayı ne zaman ve nasıl düşündünüz? Gelecekte çocuk kitapları alanında çalışmalarınız sürecek mi?
İlk kitabımı çıkartma fikri, uzun bir süre çocuklarla birebir çalıştıktan sonra şekillendi. Sınıfta çocuklarla paylaştığım küçük hikayelerin, onların ilgisini çektiğini ve onları mutlu ettiğini görünce, bu hikayeleri daha geniş bir kitleyle paylaşma isteğim doğdu. İlk kitabımı yazmaya karar verdiğimde hem heyecanlı hem de biraz endişeliydim. Ancak çocukların ihtiyaçlarını ve hayal güçlerini iyi bilmek, bana doğru yolda olduğumu hissettirdi. Kitabı yazma süreci sabır ve titizlik gerektirdi, ama bu sürecin her anı benim için çok değerliydi. Gelecekte de çocuk kitapları alanında çalışmalarımı sürdürmeyi kesinlikle planlıyorum. Çocuklara hitap eden eğlenceli, yaratıcı ve aynı zamanda öğretici hikayeler üretmek beni çok motive ediyor. Yeni projelerim var ve her birinde farklı temalar ve karakterlerle çocukların dünyasına dokunmayı hedefliyorum.
“ÇOCUKLARINIZIN FİKİRLERİNE ÖNEM VERİN”
· Ülkemizde çocuk edebiyatına dair arz ve ilgi hakkında görüşleriniz nelerdir Bu bağlamda ailelere tavsiyeleriniz ne olur.
Çocuk edebiyatı, son yıllarda Türkiye'de giderek daha fazla ilgi gören ve önem kazanan bir alan haline geldi. Özellikle ebeveynler ve eğitimciler, çocuk kitaplarıyla erken tanışmanın ne kadar değerli olduğunun farkındalar. Yerli yazarlarımız, çocuklara, kültürel ögeleri, değerleri ve toplumsal konuları içeren kitaplar yazmakta. Aynı zamanda, yabancı çocuk kitaplarının çevirileri de çocukların farklı bakış açıları geliştirmelerine katkı sağlamakta. Çeşitliliğin fazla olması tabi ki çocukların farklı şekillerde bilgi edinmelerine ve farklı karakterlerle empati kurmalarına yardımcı olmaktadır. Yalnız ailelere tavsiyem çocukların duygu durumlarını rahatsız edecek onları korku ve endişeye sokacak kitaplar almamaya dikkat etmeleridir. Kitap almadan önce kitabın resimlerini ve konusunu gözden geçirmeleridir. Çocuklarınızın kütüphanelere üye olmasını sağlayın ve kütüphane etkinliklerine katılın. Kitap seçerken çocuklarınızın fikirlerine önem verin. Herkes gibi çocuklar da isterse yapar.
· Aynı zamanda okul öncesi öğretmenliği görevine de devam etmektesiniz. Çocukların gelişimlerinden acısından bu eğitimlerin katkılarını anlatırsınız?
3-6 yaş arası bu dönem… İnsanın beyin gelişiminin en hızlı olduğu ve temel olarak şekillendiği kritik bir dönemdir. Bu nedenle okulöncesi dönemde verilen eğitimin katkıları çok büyüktür. Okul öncesi dönemde verilen eğitim, çocukların tüm gelişim aşamalarında ilerlemelerini sağlar ve onların gelecekte karşılaşacakları zorluklara hazır hale gelmelerine yardımcı olur. Okul öncesi öğretmeni olarak çocukların bu dönemdeki gelişimlerine katkıda bulunmak, onların hayat boyu devam edecek öğrenme yolculuklarına ışık olmak mutlu ve özgüvenli bireyler yetişmesine katkı sağlamak beni çok mutlu etmektedir. Ailelerin de bu süreçte öğretmenleri ile işbirliği içinde olmaları, çok daha sağlıklı ve mutlu nesiller yetişmesine katkı sağlayacaktır.
· Dijital dönemin hız kazandığı günümüzde e- kitaplar, dijital kütüphaneler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Evet, çağımız teknoloji çağı herkes teknolojiyi kullanıyor. Okuma yazma öğrenildikten sonra bilgiye ulaşmak için e- kitaplar ve kütüphaneler kullanılmalı tabii ki. Ama bence geleneksel okuma yönteminde kitaba dokunmak, içindeki resimleri incelemek o kitabı hayal dünyasına ve oyunlarına taşıması çok daha güzel okul öncesi çocuğu için. Teknolojiyi, geleneksel okuma becerilerini tamamlayıcı bir araç olarak görmek ve çocuklara okuma sevgisi aşılamak için kullanabiliriz.