Sesi Karadeniz yaylalarından tüm Türkiye’ye ulaşan, geniş kitlelere sevdirdiği Karadeniz müziğine getirdiği yeni yorum ve seslerle bu müziğe büyük katkılar veren ayrıca toplumsal konulardaki duyarlılığı ile de milyonlarca insanın kalbinde taht kuran sanatçı Volkan Konak’ı çok genç yaşta kaybettik. Ardından milyonların ağladığı sanatçı, sessiz sedasız bir şekilde, yüzlerce öğrencinin eğitim hayatını sürdürmesine yardımcı olan biriydi.

Özel yaşamıyla da müziğiyle de toplumun sevilen bir şahsiyeti olan Volkan Konak’ın ölümü, kutuplaşmış Türkiye’ye birleştirebilirdi ama yine olmadı. Çünkü bir toplumu en iyi buluşturanların genellikle sanatçılardır. Gelin görün ki, Çatalca Müftüsü Ahmet Mehmetalioğlu, sosyal medya hesabından yaşamını yitiren sanatçı için "Sahnede gebermiş. Şimdi bize soracaklar; nasıl bilirdiniz? Cevabımız bu. Böyle bilirdik. Bizim için içen bizim için yanar da elbet" ifadelerini kullandı. Aynı cenahtan daha pek çok isim bu nefret korosuna katıldı ve sanatçıyı sağlığında yaptığı Diyanet eleştirisi veya ifade ettiği Atatürk sevgisi üzerinden linç etti. Hep bir ağızdan konuştular hem de çok rezilce… Güya, inandıkları din onlara “ölenin arkasından konuşulmaz” diyordu.
Heyhat!!!! Heyhat!!!

İlahiyat Profesörü Mustafa Öztürk hocamız bu zevatı ne de güzel tanımlıyor. Volkan Konak hakkında yaptığı youtube yayınında İslamcı kesimi, muhafazakârları, onları zehirleyen Necip Fazıl’ın fikirlerinden hareketle yerden yere vuruyor.

“Dilde din, kalpte kin var” diyor.

Sahiden de 23 yıldır bitmek bilmeyen ve çoğu da yalandan ibaret mağduriyet edebiyatı ile toplumun en temiz duygularını, gücü korumak adına istismar ettiler. Her durumda haklı oldukları iddiasını ortaya attılar ve asla utanmadılar. Arsızlığı, rezilliği, adaletsizliği vicdansızlığı bir rozet gibi yakalarına takmaktan çekinmek şöyle dursun övündüler, şereflendiler.

Oysa sadece Kuzey’in değil, Güney’in, Doğu’nun, Batı’nın da bir evladı olan Volkan Konak, memleketin öz değeridir. Bilmiyorlar ki, baki kalan bu kubbe altında onun hoş sedası hiç kesilmeyecek ve duyarlılıkları her zaman takdir edilecek. Çatalca müftüsü ve benzerleri de kendi zavallılıklarında yok olup gidecekler; hiçbir esamileri dahi okunmayacak.

Çatalca müftüsüne en iyi yanıtı veren Çatalca Belediyesi oldu. Belediye Meclisi, ilçe müftülük binasının bulunduğu sokağın adını 'Volkan Konak Sokağı' olarak değiştirdi. Müftüye en güçlü cevap niteliği taşıyan bu anlamlı girişimden dolayı Çatalca Belediyesi’ni kutluyoruz.

Aslında, bir toplumu birleştiren en önemli unsurlardan birisi acılardır ama Türkiye öylesine bölündü ve iktidar ile siyasal İslamcı taban öyle bir güç sarhoşluğuna kapıldı ki, muktedir olmanın hıncıyla ayaklar altına almadığı değer kalmadı. Tuz koktu, Diyanet kokuştu, yargı mekanizmaları çürüdü, vicdan, merhamet, ahlak kullanılıp çöpe atıldı.

Huzur İslam’da diyenlerin bütün iddiaları geçerliliğini kaybetti. Çünkü İslam, en azından bizim ülkemizde kendini bu dinden sayanların kahir ekseriyeti için huzur değil huzursuzluk kaynağı oldu.

 Gün gelecek sizi de soracaklar. Nasıl bilirdiniz diyecekler.
“Kötü ve zalim bilirdik” diye cevap vereceğiz.