Hep söylerim;

Bu millet kafasını iyi yolda kullansa, ülke zirveye demir atar, hiçbir güç de onu yerinden kıpırdatamazdı...

Akıl dağıtılırken depoyu doldurmuşuz ama, o aklı nedense hep 'cukka'lama amacıyla kullanmışız.

Hadi genelleme yaparak herkesi töhmet altında bırakmayalım ama, toplumdaki ''cukka''cı sayısının da öyle azımsanacak boyutta olmadığı gerçeğini görmezden gelmeyelim.

Şimdi 'cukka nedir?' diye merak edenler olacaktır.

İki farklı anlamı var Cukka''nın…

Biri, TDK sözlüğünde yer alan, hayvan ve insan memesi anlamında kullanılan cukka…

Diğeri ise, argoda haksız edinilerek cebe atılan şey'' anlamına gelen cukka…

Ama öncelikle 'cukka 'dan söz ederken argodaki anlamını, yani ''etik olmayan bir davranışı'' kastettiğimizi vurgulayalım.

Şimdi 'nereden çıktı bu cukka' hikayesi diye meraklananlar olacaktır.

Açıklayalım…

Öncelikle de belediyeler tarafından kentin çeşitli semtlerine yerleştirilen kullanılmış eşya konteynerlerinden söz edelim.

Vatandaşların kullanmadıkları ayakkabı, elbise ve benzeri eşyaları bıraktıkları o ''kumbaralar'' şimdilerde bazı açık gözlerin hedefi haline geldi.

Bazı konteynerlere dadanan 'uyanıklar!' hava kararıp da el ayak çekilince o konteynerlerin başına üşüşüyorlar.

Beraberlerinde getirdikleri küçük yaştaki çocukları, kullanılmış eşyaların atıldığı dar kapaklardan içeri sarkıtarak ihtiyaç sahiplerine verilmek üzere bırakılan eşyaları toplayıp gözden kayboluyorlar.

Bazıları ise, havanın kararmasını bile beklemeden, etraftan geçenlerin uyarılarına aldırış etmeksizin mesleklerini icra ediyorlar.

Bir ara, kucağında bebeği köşe başlarında mendil açan kadınlar dadanmıştı kentin dört bir yanına.

Kırmızı ışıkta yolun açılmasını bekleyen sürücüleri canından bezdiren, peşine takıldıkları insanların yakasına sülük gibi yapışan çocuk dilencilerden bıkmıştı Ankaralılar.

Şimdi onlar pek görülmüyor…

Alınan önlemler işe yaradı gibi…

Belki de kış koşulları nedeniyle mesailerine ara verdiler.

Ya da kullanılmış eşya konteynerleri daha cazip geliyor.

Öyle ya…

Az emek, çok ganimet…

Bu ''fareler'' için de bir formül olmalı…