Tarih kitaplarında okuduğumuz türden bir büyük buhranın içinde kaldık. AKP-MHP ortaklığının Türkiye'nin başına bela ettiği başkanlık sisteminin yarattığı ekonomik tahribatın daha ne kadar süreceği konusunda kimsenin net bir fikri yok... Gittikçe daha da derinleşen bir sefaletin pençesine düştük, kıvranıp duruyoruz. Memleketin her tarafında iç sızlatan yoksulluk manzaraları var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuştukça Türk lirası değerini kaybediyor. Piyasa dengeleri alt üst... Aylık, haftalık fiyat değişimlerinin yerini neredeyse günlük güncellemeler aldı.

Görülmemiş, işitilmemiş olaylara tanıklık ediyoruz bugünlerde...

Birkaç defa bizzat gözlemledim. Halk, alacağı ürünleri listeleyip, market market dolaşarak fiyat karşılaştırması yapıyor. Tarım Kredi Kooperatifleri marketleri, TMO satış ofisleri, TİGEM mağazaları, zincir marketler tek tek dolaşılarak, soruşturularak, uygun fiyattan ürün alınmaya çalışılıyor. Elektrik tüketimini düşürmek için dondurucuların fişi çekilirken, televizyon ışığında oturuluyor. Bebek mamaları ve bezlerinin, sıvı yağ kutularının çalınmasın diye zincirlendiğini, yarım litrelik yağ satışlarına başlandığını görüyor, duyuyoruz. Semt pazarlarına kredi kartıyla alışveriş imkanı sağlayan post cihazlarının konulması vahamet değil de nedir diye sormadan edemiyoruz.

Ucuz ekmek kuyrukları uzarken yarım simit satışı bile var artık.

Dar zamanlarda yardımlaşma ve dayanışma ihtiyacı da artıyor haliyle. Bu çerçevede, son yıllarda askıya bırakılan ürün ve hizmetler, yoksulluğun artmasına bağlı olarak giderek çeşitlendi. İlk kez İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı 'askıda fatura' projesiyle, uygulamanın kurumsal nitelik kazandığı örnekler de ortaya çıktı. İBB'nin bu uygulamasıyla ödeme güçlüğü çekilen binlerce insana yardım eli uzatıldı.

Geçenlerde bir –iki yerde kırtasiyecilerin öğrenciler için 'askıda fotokopi' uygulaması başlattığına dair haberler okudum. Kiralık ev bulamadığı, yurt çıkmadığı için eğitim hayatını devam ettiremeyip kayıt donduran öğrencileri biliyorduk, şimdi de onların perişan haline dayanamayan kırtasiyeciler, ders notlarından mahrum kalmasın diye 'askıda fotokopi'ye geçmiş.

Gelelim, askıya çıkanlara...

Askıda ekmek...

Askıda fatura...

Askıda yemek...

Askıda simit...

Askıda bilet...

Askıda fotokopi...

Kestirmeden söylersek, bir avuç zümrenin dışında milyonlarca insana düşen şey askıda yaşamak...