"Ayrılığa İnat Aşk” ve “Hayata Yansıyan İzler” kitaplarıyla edebiyat dünyasında yer tutan Şair-Yazar Tuğçe Güzel ile Başkent olarak konuştuk. Kendi iç dünyasından doğan derin duyguları, okuyucularına dokunaklı bir yolculuk ile sunan Güzel, özellikle kadın yazarların potansiyellerini gösterebileceği alanların açılması gerektiğine vurgu yaptı. Şair-Yazar Tuğçe Güzel, “Kadın önce kendini değiştirmeli ve bütün dünyaya kafa tutacak gücü kendinde bulmalıdır. Bir kadın değişirse toplum da değişir” sözleriyle edebiyat dünyasının daha da zenginleşebileceğini dile getirdi.

Sizi tanıyabilir miyiz? Yazarlık süreci nasıl başladı?

Merhabalar, ben Tuğçe Güzel. 1987'de Silivri'de doğdum. Evliyim ve bir kız çocuğu sahibiyim. Eskişehir Anadolu Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık mezunuyum. Şu an öğrenimime İstanbul Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi İktisat bölümünde devam ediyorum. Özel bir mali müşavirlik firmasında mali müşavir yardımcısı olarak görev yapmaktayım. Yazarlık sürecim biraz sancılı bir döneme denk geldi. Annemi kaybettikten sonra beni tamamlayan tek şey edebiyat ve sanat oldu. 2015 yılından beri yazıyorum. İlk kitabım “Ayrılığa İnat Aşk” 2021 yılında baskıya girdi. O günden bugüne kadar yazma yolculuğum hiç ara vermeden devam etti. Yazarlık benim için vazgeçilmeyecek tek tutkudur. Beni tamamlayan, ben olmamı sağlayan ve sizlerle bir araya getiren bu sanat aşkıdır. Çizdiğim yolda sizlerle birlikte olmak çok güzel. İnşallah daha nice eserlerimde aynı duygularda buluşuruz.

“Ayrılığa İnat Aşk”, “Hayata Yansıyan İzler” kitaplarınıza gelen ilgi ve aldığınız geri dönüşleri anlatır mısınız?

İlk kitabım “Ayrılığa İnat Aşk” aslında hayallerimi gerçekleştirmek için çıkardığım eserdi. Kitap çıktıktan sonra öyle güzel yorumlar geldi ki okuyucu ile birlikte bütünlendim. Yüreklerde öyle derin izler bırakmış ki bitirenler keşke hiç bitmeseydi deyip dönüp tekrar tekrar okumuşlar. Satırlarımı okurken ağlayanlar bile oldu. Hatta bu kitap için roman olsaydı diyenler oldu. Her bir satırı, her bir cümlesi kalplere dokunan bir eser oldu. İkinci kitabım “Hayata Yansıyan İzler” herkesin hayatına dokunan bir kitap oldu. İçinde geçen her bir hikaye yaşanmışlıklardan oluştuğu için herkes kendinde bir şeyler buldu. Bu kitap aslında bir farkındalık yaratma kitabıydı ve aldığım yorumlardan anladığım kadarıyla ben bunu başarabilmişim. Kimisi sevginin gücüyle can bulmuş, kimisi bir hoş geldin hikayesi ile gerçek aşkın anlamını bulmuş, kimisi “Şehrimin İnsanları” hikayemle hayatında izler bırakan insanları anımsamış, kimisi “Şükretmek” isimli hikayemle hayatına olan her şeye şükretmeye başlamış, kimisi “Yeniden Başlayan” hikayemle güçlenmiş, kimisi kardeş ve anne sevgisinin gücünü derinden hissetmiş. Yani demem o ki ben insanların hayatlarına ve kalplerine dokunmayı tam da hayal ettiğim gibi başarabilmişim.

Ekran Resmi 2024 07 03 13.22.57

“KİTAPLARIM HAYATTAN KESİTLER SUNUYOR”

 Kitaplarınızdaki karakterler hakkında okuyucularımıza ipuçları verir misiniz? Kitapseverler eserlerinizi neden okumalı?

"Ayrılığa İnat Aşk” bir deneme kitabı olduğu için her okuyan aslında kafasında kendisine göre bir karakter oluşturabilir. Yarattığım karakter bir kara sevdalı. Giden sevdasının arkasından asla ondan vazgeçmeyen ve kalbinde ayrılığa inat, bir aşk büyüten bir aşık... “Hayata Yansıyan İzler” kitabımda birbirinden farklı hayata dair hikayeler sizleri kucaklıyor. “Sevginin Gücü” hikayesinde bize sevginin gücünü anlatan karakterlerimiz Emel ve Sadık… “Kanatsız Melek” hikayemde baş kahraman ben ve annem… “İki Kardeş” hikayemde ben ve kardeşim… “Bir Hoşgeldin Hikayesi” bizi o güzel aşkları ile büyüleyen Selim ve Sude'nin yolculuğuna çıkartıyor. “Bir Küçük İyilik” hikayemde ben ve benimle birlikte bu hikayede buluşan hayattan insanlar… “Bir Küçük Huzurevi” hikayemiz de içinizi kanatacak kadar can yakan orada kalmak zorunda olan yaşlılar ve ben… “Ayrılığa İnat Aşk” isimli  hikayemde bitmeyen sevdaların da olduğunu bize gösteren baş karakterimiz Zeynep ve onu her defasında yaralayan Kenan… Ve gelelim son sayfada yer alan hikayemize, yine benim yolculuğumu anlatan “Yeniden Başlamak…” Anlattığım gibi “Hayata Yansıyan İzler” kitabım tamamen hayattan kesitlerden oluşmakta ve gönüllere dokunmaktadır.

Size göre yazmak, yazan kişi açısından hayatındaki olumsuzluklara karşı bir çıkış yolu sunuyor mu?

“Ayrılığa İnat Aşk” kitabımı yazım sürecim 3 yılda tamamlandı. Aslında bakarsanız çok sancılı bir şekilde başladım ilk satırlarımı karalamaya; çünkü annemi kaybettiğim zamanlarda tutundum ben edebiyatın ilk adımlarına... İlk kez bu kitabın satırlarını yazarken hayal kurdum, bu kitapla aranıza katıldım. O zamanlar televizyonda “Kara Sevda” diye bir dizi vardı ben her onları izlediğim sahneler de kitabımın cümlelerini kaleme aldım. Ayrılığa inat, içinde büyük bir aşk besleyen ve büyüten bir aşığın ölümsüz sevdasını edebiyatseverlerin huzuruna sundum. İyi ki değerli okurlar ile bu kitabı buluşturdum ve iyi ki değerli okurlarımı tanıdım.

“Hayata Yansıyan İzler” öykü kitabınızda okuyuculara içsel bir keşif fırsatı sunduğunuz görülüyor. Size göre kişinin kendisini, kendi süzgecinden geçirebilme yetisinin olmazsa olmazları neler? 

Maalesef ki toplum olarak öz eleştiri yapabilme yeteneğine sahip değiliz. Bir kişinin yaşadıklarına bakarken kendimize hiç bakmıyoruz. Hiç kendimizi başkalarının yerine koymuyoruz. Ben istedim ki bu kitabı okuyan herkes içinden bir ders çıkarsın, olaylara farklı bakış açılarından bakmayı başarabilsin. Yaşadığımız toplumda unuttuğumuz o kadar çok değer var ki bu kitap o değerleri yansıtan bir ayna olsun. Toplum olarak unuttuğumuz bütün değerleri bizlere yeniden hatırlatsın.

“İNSANLARIN İÇİNE DOKUNAN YAZAR OLMAK ZORDUR”

Kitaplarınıza özellikle sosyal medya platformlarından yapılan yorumlarda ortak bir değerlendirme göze çarpıyor: “Önce yargılıyorsunuz, sonra kabulleniyorsunuz…” Okuyucuya böyle bir sorgulama yaptırabilmenin formülü nedir?

“Hayata Yansıyan İzler” kitabım gerçekten herkes tarafından çok sevilerek okundu. Kim okuduysa içinde kendinden bir şeyler buldu. Bu kitabın insanlara böyle bir sorgulama yaptırabilmesinin en önemli özelliği hayatın içinden olmasıdır. Ben gerçekleri yazmayı seven bir yazarım. Toplumsal gerçeklikleri öyküleştirerek anlatmayı seviyorum. Yazarken kullandığım samimi dil bence insanları bu kitabın içine çeken ortak nokta oldu. Yapmacık kelimeler hiç bana göre olmadı. Sanırım “Hayata Yansıyan İzler” kitabımla kendimi bütünleştirdim. Bundan dolayı da çok ilgi gördü. Herkes bir şeyler yazabilir ama insanların içine dokunan yazar olmak zordur. Ben yazarken de hayal ettiğim gibi bunu başarabilmişim. Çok satmak benim için hiç önemli olmadı. Önemli olan yüreklerde iz bırakmaktı ki şükürler olsun Rabbime ben bugünleri gördüm.

Bir kadın yazar olarak, kadınlara tavsiyeleriniz neler?

Toplum tarafından oturtulmuş ve dayatılmış bir kadın kavramı var ya öncelikle bunu yok etmek lazım. Kadın her şeyden önce kendine inanmalı ve her zaman için kendi isteklerini göz önünde tutmalıdır. Ona dayatılan kendisinin istemediği hiçbir şeyi kabullenmemelidir. Kadın önce kendini değiştirmeli ve bütün dünyaya kafa tutacak gücü kendinde bulmalıdır. Bir kadın değişirse toplum da değişir. Bu toplumun evlatlarını da yetiştiren yine biz kadınlar olmuyor muyuz sonuçta… Biz ne kadar dik durursak bu toplumdaki kadın kavramını da o kadar hızlı değiştirebiliriz.

Son Sayfa Röp

“ÜNLÜ YAZAR KAVRAMI EDEBİYATA ZARAR VERİYOR”

Türkiye’de edebiyat-ticaret ilişkisinin, saygıdeğer yazarların tanınmasına engel olduğu görüşüne katılır mısınız?

Aslında toplumumuzda o kadar saygıdeğer yazar bulunuyor ki ama bizler hiçbirini tanımıyoruz. Ünlü yazar kavramı diye oturtulan bir kavram var ya işte bu edebiyat-ticaret ilişkisi dediğimiz kavramla birleşiyor ve saygıdeğer birçok yazar onların gerisinde kalıyor. “Kitaplarınız satılmaz” deyip tanınmış çoğu yayınevi bu değerli yazarlara sırtlarını dönüyor. Bunun üzerine belki de çoğu yazmaktan bile vazgeçiyor. İşte bu yüzden bu yazarların çoğu tanınmıyor ve maalesef ki bunun önüne geçilemiyor.

Geleceğe dönük yeni kitap projenizden ip uçları verir misiniz? 

Yeni kitabım bomba gibi geliyor diyebiliriz. Yine hayatın içinden ve yine gönüllerinize dokunacak. Bu seferki kitabımda çok değerli editörüm İlknur Artuğ hocam ile baş başa verdik ve çok güzel bir çalışma ortaya koyduk. Yeniden ayağa kalkmak bazen çok zor görünür ya insana işte bu kitap okuyuculara kendinin farkında olmayı öğretecek ve edebiyatseverleri bambaşka biri konumuna getirecek. Yine şiirlerim okuyucularla birlikte olacak. Kısaca çok güzel bir eser, çok yakın zamanda okuyucuların beğenisine sunulacak.

Muhabir: Tolga ALCA