Uzunca bir süredir bu köşede Türkiye'nin gerçek gündeminin ekonomi ve koronavirüs salgını olduğu gerçeğini dile getiriyor ve ekonomi açısından bazı handikaplar taşısa da 'kapanma'nın bir zorunluluk haline geldiğini savunuyoruz...

Nihayet dün beklenen kapanma kararı geldi...

Ayrıntılar konusunda bir belirsizlik olsa da bu karar doğrudur.

***

'Kapanma'yı savunurken alınacak bu kararın ekonomik açıdan bazı handikaplar taşıdığını da kabul etmiştik...

Hiç kuşkusuz, ekonomik faaliyetlerin üç hafta boyunca durması zaten sıkıntıda olan esnaf ve çalışanlar açısından yeni kayıplar doğuracak ve Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik koşullarda bu kayıpların telafisi kolay olmayacaktır.

Ancak her gün resmi rakamlara göre 350'nin üstünde insanı kaybettiğimiz koşullarda bu kayıpları göze almak ve 'en önemli şey insan hayatıdır' demek zorundayız.

***

Siyasi iktidarın söz konusu kararı almadan önce çok tereddüt ettiği ve bu tereddüdün en büyük nedeninin ekonominin içinde bulunduğu sıkıntılı durum olduğu ortada...

Yine de bu karar alınmak zorunda kalındıysa, sanırız bunda en büyük rolü, can kayıplarının başka türlü giderilemeyeceği gerçeğinin kabul edilmesi oynamıştır...

Ancak bu önlem alınırken hiç kuşkusuz önümüzdeki günlerde turizm mevsiminin açılacağı ve korona salgını nedeniyle ülkenin en büyük döviz kaynaklarından biri olan turizmin kurtarılabilmesi için salgının dizginlenmesinin şart olduğu gerçeği de hesaba katılmıştır.

***

'Kapanma'nın alternatifinin aşı olduğu biliniyor... Dolayısıyla kararın alınmasında etkili olan bir diğer olgunun da aşı konusunda yaşanan sıkıntılar olduğu anlaşılıyor...

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Korkusuz gazetesi yazarı Gürkan Hacır'ın sorularını yanıtlarken bu sıkıntıyı şu sözlerle kabul ediyor: 'Şu ana kadar elimizde 28 milyon doza yakın bir aşı var. Bunun 20 milyonu vatandaşlarımıza yapıldı. Elimizde 8 milyon doz aşı kaldı.'...

Bu açıklama üzerine Hacır, 'Çok daha fazla aşımızın olması gerekmiyor muydu? Niye aşılama hızlı ilerleyemiyor?' sorusunu sorduğunda Bakan'ın verdiği cevap şu oluyor: 'Sinovac firması taahhüt ettiği takvime ne yazık ki uymuyor. Nisan ayı içerisinde 100 milyon aşının gelmesi gerekiyordu, yollayamadılar. Bu firmanın üretim eksikliğinden değil, Çin hükümetinin üretilen aşıları kendi ülkesi için kullanmasından kaynaklanıyor.'

***

Çin hükümetinin tercihlerinin Sinovac şirketinin satış politikalarını ne ölçüde etkileyebildiğini bilemeyiz; ancak ortada bir gerçek var: Aşıların üretildiği ülkelerde hükümetler önceliği kendi vatandaşlarının aşılanmasına veriyor...

Yine de daha önce Sinovac firmasının Türkiye'ye 1 milyon doz aşıyı hibe ettiği ve bu hibenin de Çin hükümetinin bilgisi olmadan yapılamayacağı düşünüldüğünde, o zaman 'Acaba bu arada ne oldu ki dünyanın bir çok ülkesine aşı hibe eden Çin hükümeti, Türkiye'ye de bir milyon doz aşı hibe ettikten sonra aşı ihracatına kısıtlama getirdi' sorusu ortada kalıyor...

Hatırlanacağı üzere hibe olarak verilen bu aşılar Türkiye'ye 12 milyon dolara fatura edilmiş ve bu gerçek Sinovac firmasının Türkiye distribütörü Keymen İlaç Şirketi tarafından yapılan şu açıklama ile kabul edilmişti: 'Devlet Malzeme Ofisinden peşin ödeme ya da avans alınmadığı için firmamızca yapılan bunca ödemelerin bir kısmının karşılanabilmesi için 1 milyon doz aşı Sinovac firmasının talebiyle, bedelsiz olarak şirketimize gönderilmiştir. Bu aşının karşılığı, bahsedilen tüm bu giderler için kullanılmıştır.'

***

Yazılarımızda 'kapanma'nın önemi üzerinde dururken bu önlemin kesin sonuç verebilmesi için salgının ilk ortaya çıktığı bölgelerde tam olarak uygulanmasının önemini vurgulamıştık...

O takdirde, ülkenin sağlık potansiyelinin salgının başladığı bölgeye aktarılabilmesi ve kesin sonuç alınabilmesi mümkün olabilirdi...

Ancak salgın ülkenin dört bir bucağına yayıldıktan, yoğun bakımlar tüm ülkede ağzına kadar dolduktan ve 'harita' tümüyle kızıla boyandıktan sonra bu önlem ne kadar etkili olabilecek bilemiyoruz.

***

Bu satırları yazarken, gazetemiz 'kapanma günleri' boyunca yayınını sürdürebilecek mi onu da bilemiyoruz...

Ama bildiğimiz bir şey var... Koronavirüs ve ekonomik sıkıntılar yakın geçmişte olduğu gibi önümüzdeki aylarda da gündemin en önemli konusu devam edecek...

Herkese sağlıklı günler diliyor ve 'Umarız kapanma beklenen sonucu doğurur' diyoruz.