Önceki yazılarımızda salgının başlarında ekonomik maliyeti nedeniyle izolasyon yöntemini uygulamaktan kaçınan ülkelerde Covid-19 virüsünün yayılmasının hız kazandığını; bu durumun fiilen 'sürü bağışıklığı' yöntemini öne çıkardığını, bunun sonucunda da aşının büyük önem kazanmasına yol açtığını söylemiştik...

Peki, yürütülen aşı çalışmaları açısından Türkiye'de durum nedir?..

Üç gün önce Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, sonbahara girerken tüm dünyayı tehdit edecek bir riske yaklaştığımız uyarısında bulunduktan sonra, aşı konusundaki gelişmelere dikkat çekti ve şu açıklamayı yaptı: 'Bilimsel gelişmeler bu salgının da sonunun yakın olduğuna işaret etmektedir... Şu anda hazırlık çalışmaları faz 3 aşamasında olan 9 aşı var. Biz de Türkiye olarak kendi aşı çalışmamızı sürdürürken, en erken uygulama için tedarik teşebbüslerimizi başlattık. Bugün Sağlık Bakanlığının izniyle Çin Sinovac aşısının Türkiye'deki ilk uygulamasına Hacettepe Üniversitesinde 3 gönüllü sağlık çalışanında başlandı. Sonu görülen salgında son kritik ayları yaşıyor olabiliriz.''

***

Bu noktada, aşı geliştirme sürecinin fazları hakkında kısa bir açıklama gerekiyor...

Aşı geliştirme süreci, dört faz (aşama) içeriyor...

Birinci fazda, güvenlik verilerinin toplanması amacıyla ortalama bir yıl süreyle sayıları 20 ile 80 arasında değişen denekler üzerinde tek doz aşı uygulaması yapılıyor.

İkinci faz, ilacın etkinliğinin ve yan etkilerinin belirlenmesi aşaması oluyor. Ortalama iki yıl süren bu aşamada ilacın etkin uygulama yöntemleri belirleniyor.

Sağlık Bakanı'nın açıklamasında vurgu yaptığı Üçüncü faz, ilacın etkinlik ve yan etkilerine ilişkin uygulamaların 1.000-3.000 denek üzerinde yürütülmesi, böylece ilk aşamalarda elde edilen bulguların sağlamlaştırılması aşaması... Ortalama 3-4 yıl süren bu aşamadan sonra ilacın kullanılması için yetkili kurumlardan onay alınabiliyor. Türkiye'de bu kurum Sağlık Bakanlığı'na bağlı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumu...

Ve son olarak Dördüncü Faz var... Bu aşamada ilacın piyasaya sürülmesinden sonraki gelişmeler izleniyor. İlk üç aşamada saptanamayan bazı yan etkiler çıkarsa ilaç piyasadan çekilebiliyor.

***

Türkiye'de üçüncü faz aşı denemelerini Hacettepe Üniversitesi bünyesinde 11 Ocak 2018 tarihinde kurulan Aşı Enstitüsü yürütüyor. Enstitü, halen Türkiye'de aşı alanında eğitim ve araştırma yapmakla görevli tek kurum.

Bakan'ın açıklamasının ardından Aşı Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Serhat Ünal ve Hacettepe Üniversitesi Bilim Akademisi Üyesi Prof. Dr. Murat Akova, konuyla ilgili açıklamalar yaptılar...

Aşı Enstitüsü Müdürü Prof.Dr. Serhat Ünal, aşının koruma süresi konusunda şunları söyledi:

'Kötü senaryoda 3-4 ay... Hatta 6 aya kadar. İyi senaryoda 3-4 yıl koruyabilecek aşıdan bahsediyoruz. 6 ay bile korusa, bir kere zinciri kırarsanız, pandemiyi durdurma şansınız olacak.'

Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Murat Akova da, ilk aşamada aşıyı Türkiye'de 13 bin kişi üzerinde uygulamayı hedeflediklerini, bunun 1200 kişisinin hastalık açısından ön planda ve en riskli gruptaki sağlık personelleri olacağını belirtti ve şimdiye kadar yapılan çalışmalarda yalnızca hafif kırgınlık, baş ağrısı gibi yan etkiler gözlemlendiğini açıkladı...

Akova'nın aşının koruma süresine ilişkin öngörüleri ise daha ihtiyatlıydı: 'Aşı ile ilgili bir öngörüde bulunmak mümkün değil... Bize 4 ay süreyle koruyuculuk sağlayacak aşı bile yeter. Uzun süre koruma sağlasa ne ala ama...'

***

Aşı konusunda dünyada ve Türkiye'de yapılan çalışmalar konusunda genel bir değerlendirme yaptığımızda, durumun aciliyeti nedeniyle ilk üç faz itibariyle yapılan çalışmaların hızlandırıldığını ve koronavirüse karşı kullanılacak aşıların yakında piyasaya sürüleceğini söyleyebiliyoruz...

Görülen o ki, Rusya'da şimdiden başlatılmış olan aşılama kampanyaları, önümüzdeki aylarda Türkiye'nin de aralarında bulunduğu bir çok ülkede uygulamaya konulacak...

Ne var ki, bu aşamaya gelinmesi sorunların çözümlenmesi anlamına gelmeyecek; çünkü o aşamada, sosyo-ekonomik yapılar ve siyasal ve ekonomik tercihler daha büyük bir rol oynayacak...

Bir sonraki yazımızda konunun bu yanı üzerinde duracağız.

(Devam edecek)