Ekonomi ve koronavirüs salgınının ülkenin 'gerçek gündemini' oluşturduğunu söyleyen ilk yazımızın yayınlansının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Planlama Ajansı İstatistik Ofisi tarafından yapılan İstanbul Barometresi Araştırması'nın mart ayı sonuçları yayımlandı...

22 Mart - 5 Nisan tarihleri arasında, 713 İstanbul sakini ile telefon üzerinden görüşülerek yapılan araştırmaya göre katılımcıların yüzde 33.1'i ekonomik sorunların, yüzde 30.8'i Covid-19'un, 'mart ayında ev içinde en çok konuşulan konular' olduğunu belirtti...

Bu araştırma da yaptığımız saptamayı doğruladı.

***

Önceki yazımızda koronavirüse karşı alınacak önlemlerin ekonomik güç gerektirdiğini söylemiş...

Ve 'Çin, kapanmayı finanse edebildiği için salgını ülkeye yayılmadan durdurdu. ABD ise ülkesinde üretilen aşıyı hızlı ve yaygın bir biçimde uygulayabildiği için salgını geriletti' dedikten sonra noktayı şöyle koymuştuk:

'Türkiye ise ekonomisi güçlü olmadığı için ikisini de yapamadı'.

***

Burada bir soru gündeme geliyor: 'Bir ekonominin gücünü en kısa yoldan nasıl ölçebilirsiniz?'

Bunun için iki olguyu bir araya getirmek ve karşılaştırmak gerekiyor: Borç oranı ve ödeme gücü...

Borcunuz fazla olsa da, eğer ödeme gücünüz borcunuzu kısa ve uzun vadede rahatça karşılayabilecek ölçekteyse ekonominiz güçlü demektir... Ödeme gücünün en önemli göstergesi ise 'hazine'deki döviz rezervleridir.

***

Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın 2020 yılının 3. çeyreğine dair açıkladığı en son verilere göre, Türkiye'nin brüt dış borç stoku 435,1 milyar dolardır. Bu borcun GSYH'ye oranı yüzde 59,1'dir...

Bu borcun yüzde 57'si olan 247,6 milyar dolar özel sektöre aittir, kamu sektörünün borcu ise yaklaşık 166,4 milyar dolardır...

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası toplam rezervleri ise son açıklanan resmi verilere göre 89 milyar 321 milyon dolardır.

***

Ekonominin gücünü yansıtan bir gösterge de borcun uzun vadeli ve kısa vadeli bölümlerinin birbirine oranıdır... Başka bir deyişle, uzun vadeli borçların oranı kısa vadeli borçlara göre daha yüksekse ve daha hızlı artıyorsa, ekonominiz güçlü demektir...

Soruna bu açıdan baktığımızda karşımıza çıkan tablo şöyledir: 2021 yılı Şubat ayı sonu itibarıyla, orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre Türkiye'nin kısa vadeli dış borç stoku, 192 milyar dolarla rekor tazelemiştir. Bu rakam, 2020 yılı Şubat ayında 168,5 milyar dolar, Nisan ayında 164,6 milyar dolar seviyesindeydi...

Dolayısıyla, Türkiye'nin gerçek gündeminin ekonomi ve koronavirüs salgını olması kesinlikle tesadüf değildir.

***

Korona salgını bir 'pandemi'; yani küresel bir olgudur...

Salgının yol açtığı kriz de küresel bir özellik taşımaktadır...

Ancak bütün krizler gibi bu kriz de kimine yarar kimine zarar getirmektedir. Zarar görenlerin başında ise ekonomisi zayıf ülkeler ve gelir düzeyi düşük toplumsal katmanlar gelmektedir.

***

Kriz sonrası yayınlanan tüm veriler, dünyadaki dev şirketlerin korona salgınından zarar görmediğini, aksine karlarını artırdığını gösteriyor...

Toplumun emekçi kesimi, tarım ve sanayideki küçük/orta üreticiler ve esnaf, zarar görenlerin başında geliyor...

Devletler ise güçlerine göre önlemler alarak salgının yol açtığı zararı karşılamaya çalışıyor.

***

Örneğin Çin, dünyanın en borçlu ülkelerinden biri olmasına karşın son derece radikal önlemler alarak salgını önledi...

Alınan önlemlerin başında 'tam kapanma' geldi... Bu çok zor bir karardı, çünkü salgının etkilediği Wuhan bölgesi sanayi tesislerinin ve otomotiv sektörünün merkezi olmanın yanı sıra, ülkenin kara ve deniz ticareti açısından son derece önemli bir bağlantı noktasıydı... Wuhan'da ekonomik hayatın durması, Çin ekonomisini büyük zarara uğrattı... Ancak 'kapanma'dan doğan bu zarar karşılandı; bundan da öte zarar gören tüm işletmeler ve çalışanlara önemli yardımlar yapıldı...

Çin'in bu yükün altından kalkmasını mümkün kılan şey, ekonomisinin üretken olması ve salgının başladığı 2020 Şubat ayında Merkez Bankası kasasında 3 trilyon 115 milyar dolarlık rezerv bulunmasıydı.

(Devam edecek)