Necmettin Erbakan Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi Seramik Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mine Ülkü Öztürk’ün “Siyah-Beyaz Film Gibi Biraz” adlı seramik sergisi, Ankara Kalesi’nde sanatseverlerin ilgisine sunulan seramik sergisinden çok “Geçmişe özlem bir nostalji yansıması” oldu.
Ankara Kalesi son yılların emeğin olağanüstü görselliğini yansıtan bir ‘seramik çaydanlık’ çalışmasına şahit oldu. Emin Antik Sanat Galerisi’nde “Siyah-Beyaz Film Gibi Biraz” adını taşıyan 5’inci kişisel seramik sergisini sanatseverlerin beğenisine sunan sanatçı Mine Ülkü Öztürk, www.baskentgazete.com.tr’ye iki yıllık yoğun bir çalışmanın ve özel bir sürecini anlattı.
Kendi atölyesinde, geçmişe özlem ve nostalji duygusunu yansıtan bu seramik çaydanlıkları, tamamen elle şekillendirme tekniğiyle hayata geçirdiğini dile getiren sanatçı Öztürk, çalışmalarını raku ve naked raku tekniklerinin özgün estetiğiyle yaptığını kaydetti. Mine Ülkü Öztürk, bazı eserlerde yüksek pişirim siyah renkli çamurun doğal renk ve dokusunu öne çıkardığını söylüyor.
ZAMANDA YOLCULUK
Emin Antik Sanat Galerisi’ndeki seramik sergisinin sanat projesi olmasının dışında, zamanda kişisel bir yolculuk olduğunu kaydeden Öztürk, “Doçentlik başvuru sürecimde başlayan seramik çaydanlık serüvenim, akademik hedeflerimi gerçekleştirdikten sonra da benimle kaldı ve bir tutkuya dönüştü. Her çaydanlık hem geçmişe bir gönderme hem de zamansız bir hikaye taşıyor. Bu nedenle sergi benim için sadece bir renk kontrastından ibaret değil; aslında hayatın zıtlıklarını, dengeyi ve sadeliği anlatıyor.
Siyah ve beyaz, bir anlamda bizim hikayelerimizi, yaşadığımız duyguları, iniş ve çıkışları temsil ediyor. Tıpkı eski bir film gibi, nostaljik ama bir o kadar da derin. Serginin adını da bu güçlü kontrasttan ve eserlerin nostaljik ruhundan ilham alarak ‘Siyah-Beyaz Film Gibi Biraz’ koydum. Her bir çaydanlık, geçmişin naifliğine ve zarafetine duyulan özlemi yansıtırken, modern bir bakış açısını da içinde barındırıyor” sözleriyle emeğinin derinliklerini anlattı.
SADECE ESER DEĞİL, KİŞİSEL YOLCULUK
Sergide yer alan eserlerin kendisinin kişisel yolculuğunun birer yansıması olduğunu kaydeden Mine Ülkü Öztürk, sözlerini şöyle tamamladı:
“Her parçada bir anı, bir duygu ve bir hikâye gizli. Umarım, sergiyi ziyaret eden sanatseverler de bu sergide kendi hikayesini bulabilir ve eserlerle bir bağ kurabilirler. Bu yolculuk, benim için hem bir ifade biçimi hem de bir tutkunun dışavurumu. Çalışmalarımı bu doğrultuda geliştirmeye ve hikayemi yeni eserlerle anlatmaya devam etmeyi planlıyorum.”