Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) İşgücü Piyasasına Mesleki ve Teknik Eğitimin Entegrasyonu’ başlıklı bir çalışma yaptı. ASO Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Ahmet Dinçer’in yaptığı çalışmada Avrupa’daki bazı ülkelerdeki çalışmaların karşılaştırmasıne yer verilerek, uyum ve gelecek öngörüleri ele alındı.

Devlet Planlama Teşkilatı (DPT) Kökenli Dinçer’in mesleki eğitimi Avrupa ülkelerinin önemli bir bölümü ile karşılaştırmasını yaptığı çalışmada Türkiye genelinde TÜİK verilerine göre 2024 yılında işsizlik oranının 2023 yılına göre artış gösterdiğine dikkat çekiliyor. Çalışmada, “Söz konusu dönemde, 15 24 yaş grubunu kapsayan genç nüfusta işsizlik oranının ise %17,4 olması, mesleki ve teknik eğitim yoluyla hem üretim sürecinde ihtiyaç duyulan iş gücünün karşılanabilmesi hem de işsizlik oranının azaltılarak gelir dağılımının iyileştirilmesi açısından önemli bir hareket alanını ifade etmektedir. OECD ülkeleriyle ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye’nin yüksek rakamlara sahip olması bu alanda aktif ve kapsamlı politika geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır” tespiti yapılıyor.

ANKARA’DA İŞ BULMAK ZORLAŞIYOR

Çalışmada Türkiye’de mesleki ve teknik eğitime yönelik sorunların doğru bir şekilde tespit edilmediğine de vurgu yapılırken, Ankara’daki işgücü piyasası analizinde şu tespitler yapılıyor.

“Ankara’da 15 ve daha yukarı yaştaki nüfus yaklaşık 4 milyon 592 bin kişi iken iş gücüne katılma oranı yüzde 54,6 oldu. İşsizlik oranı ise 2023 yılında Ankara’da yüzde 11,2 olarak gerçekleşmiştir. İşsizlik oranlarının düşürülmesi ve istihdamın nitelikli bir şekilde artırılabilmesi için iş gücüne yönelik verilerin bilinmesi gerekmektedir. Genel anlamda bakıldığında, ülkemizde ve Ankara’da, değişken bir yapıda olan iş gücü piyasasının ihtiyaçlarını sağlıklı şekilde ortaya koymanın yanı sıra, gelecekte uygulanacak istihdam ve iş gücü politikalarını doğru temellere oturtmak gerekliliği önemli görülmektedir.

2023 yılı verilerine göre, işsizlerin eğitim durumları itibarıyla dağılımına bakıldığında; 53.962 ortaöğretim mezunu toplam işsizlerin yüzde 38,9’unu oluşturmaktadır. İşe yerleştirilenlerin eğitim durumuna göre ise 43.691 kişi ile ortaöğretim mezunlarının ilk sırada yer aldığı, toplam işe yerleştirilenlerin yaklaşık yüzde 46,6’sını oluşturduğu görülmektedir. Bu noktada, beceri ve işlerin eşleşmemesi, iş gücünün becerilerinin işverenlerin ihtiyaç duyduğu becerilerle uyumlu olmaması durumu akla gelmekte olup bu durum, iş arayanların iş bulmasını zorlaştırırken, işverenlerin de ihtiyaç duydukları iş gücünü bulmasını zorlaştırmaktadır.”

YAPILMASI GEREKENLER

Mesleki eğitimin geliştirilmesi için yapılması gerekenlere ilişkin ise şu tespitler yapılıyor:

“Mesleki ve teknik liselerde çoğunlukla akademik performansı düşük öğrencilerin eğitim gördüğü, toplumda da bu öğrencilerin ‘niteliksiz’ oldukları şeklinde bir algının bulunduğu mesleki eğitime ilişkin sıkça dile getirilen sorunlardan biridir.

Mesleki eğitim konusunda ihtiyaç ve problemlerin, veri ve saha bilgisi altyapısıyla sebep-sonuç ilişkisini de içerecek şekilde politikaların etkisini ortaya koyabilecek detaylı mikro çalışmaların eksikliği söz konusudur.

Politika ve strateji belgeleri başta olmak üzere mesleki ve teknik eğitim ile ilgili çalışmalarda temel aktör olan öğrencilerin görüşleri dışarıda tutularak politika tasarımı yapılmaktadır.

Mesleki ve teknik eğitimde gerek müfredat gerekse eğiticinin gelişiminin güncel gelişmeler doğrultusunda sağlanamaması da yaşanan önemli sorunlardan bir başkasıdır.

Nitelikli bir mesleki ve teknik eğitim için teorinin yanı sıra pratik bilgi ve becerileri de öğrenciye kazandıracak etkin bir sistemin işletilmesine ihtiyaç vardır. à İş gücü piyasasında arz talep dengesinin sağlanamamasının nedeni, okul ve işletmeler arasındaki iş birliğinde yaşanan aksaklıklardır.

Mesleki ve teknik eğitim sisteminin farklı kademeleri arasında bütünlük bulunmamaktadır.

Türkiye’de, bir kariyer rehberliği sistemi olmadığı için öğrenciler meslek seçimlerini bilinçli yapamamaktadır.”

KİŞİLERE RASTGELE EĞİTİM VERİLMESİ YANLIŞTIR

Türkiye’de sanayideki dönüşümün beceri yoğun bir ekonomik düzen gerektirdiğinin anlaşılması ve beşerî sermayenin yeniden yapılandırılabilmesi için nasıl bir mesleki ve teknik eğitim sistemine ihtiyaç duyulduğunun doğru bir şekilde analiz edilmesinin önemine dikkat çekiliyor.

Bu kapsamda, aşağıda yer alan öneriler ortaya konuluyor:

“Mesleki ve teknik eğitime ilişkin olarak alınan kararların etkin bir şekilde uygulanabilmesi ve sistemin sürdürülebilir olması için mesleki ve teknik eğitimde karar alma süreçleri ve politikalar, veriye ve bulguya dayalı analizler doğrultusunda yapılmalıdır.

Öğrencilerin nitelikli bir mesleki ve teknik eğitime erişebilmesi, özgüveni ve özsaygısı yüksek bireyler olabilmeleri için öğrenme ortamları ve bunu etkileyen tüm unsurlara (ders içerikleri, okul, vb.) yönelik kapsamlı düzenleme yapılmalıdır.

Kişilerin rastgele mesleki ve teknik eğitime yönelmelerinin önüne geçilmesi, resmi ve özel tüm Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri ve MYO’ların, akademik başarısı yüksek ve mesleklere ilgi duyan bireylerin isteyerek geldikleri kurumlar haline getirilmesi için çalışmalar yapılmalıdır.

Yetenek açığının azaltılabilmesi amacıyla mesleki ve teknik eğitimin sektörel üretim ihtiyacı ile uyumlaştırılmasına yardımcı olacak araçlar geliştirilmelidir.

Sanayideki uygulama ve eğitimin teorik çerçevesinin pratikleşmesi adına mesleki eğitim merkezleri ve meslek liselerinin yer seçiminde organize sanayi bölgeleri (OSB’ler) öncelikli alanlar olmalıdır.

Mesleki ve teknik eğitim almış beceri sahibi kişiler ve mesleğe yönelik istihdam arayışı olan işyerlerinin eşleştirmesinin yapılabilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı ve İŞKUR gibi kurumların bir arada çalışacağı bir mekanizma geliştirmelidir.

Gençlerin erken yaşta mesleki ve teknik eğitime yönlendirilmesi konusunda stratejiler geliştirilmelidir.

Mesleki ve teknik eğitimde müfredat ve programlar, dijital ve yeşil dönüşüme uyumlu olarak güncellenmelidir.

Mesleki ve teknik eğitim veren liselerin tanıtım faaliyetleri ile gençlerin bu okulları cazip bulmaları sağlanmalıdır.

İşverenlerin faydalanabileceği mesleki ve teknik eğitim veren okullardan mezun olanların istihdamı için teşvik mekanizmalarının kapsamı genişletilmelidir.

Millî Eğitim Bakanlığı ve ilgili kurum/kuruluşların iş birliğinde oluşturulacak bir bilgi sistemi ile Mesleki ve Teknik Anadolu Liseleri mezunlarının takip edilmesi, mezun olduktan sonra iş bulmalarına imkân sağlayacak firma-mezun eşleştirme mekanizması kurgulanması ve gerekli hallerde mesleğe adaptasyon ve gelişen iş yapış şekillerine uyum için eğitimler verilmesi sağlanmalıdır.

Mesleki eğitim ekosisteminde yer alan tüm paydaşların bir noktada buluşması, mesleki eğitimin her kademede gelişmesine katkı sağlayacak çok paydaşlı projelerin üretilmesi için “Mesleki ve Teknik Eğitim Geliştirme Merkezi” kurulmalıdır.

Bölgesel kalkınma eşitsizliklerini gidermek ve sosyo-ekonomik dönüşümün bölgelerdeki yerel yapılanma doğrultusunda gerçekleşmesini sağlamak için iş gücü piyasasını yerel dinamiklerle uyumlaştıran bir modele de ihtiyaç vardır. Bu noktada, Odamız, ASO Sürekli Eğitim Merkezi (SEM), İŞKUR, Ankara Büyükşehir Belediyesi, dernekler ve üye firmaların bir araya gelerek oluşturacakları, beceri eksikliklerini belirlemeye ve bireylerin istihdam edilebilirliğini artırmaya yönelik bir sistem geliştirilebilir. Söz konusu sistem ile ne eğitimde ne istihdamda olmayan bireylerin kendi başvuruları ile firmaların ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak, alacakları kurslar sonrasında firmalarda istihdamları sağlanabilir. Buna benzer bir uygulama; 18-35 yaş aralığı gençler; Ankara Kalkınma Ajansı, ASO-SEM ve Sincan Belediyesi iş birliği ile CNC, Tezgah Operatörlüğü Uzmanlığı, Dikiş Makinesi Operatörlüğü, Endüstriyel Otomasyon ve Teknolojik Bakım ve Onarım Uzmanlığı, Kalite Kontrol ve İleri Ölçüm Uzmanlığı, GES ve Elektrikli Cihaz Bakım Onarım Uzmanlığı alanlarında gerçekleştirilmiştir.

Mesleki eğitimin iş gücü piyasası ihtiyaçlarına göre şekillenmesini sağlayacak ve eğitim alanların kendilerine bir kazanım oluşturacak şekilde yönlendirilmesi amacıyla bu konudaki devlet destek ve teşvikleri gözden geçirilmeli ve etki analizlerine göre yeniden düzenlenmelidir.

Mesleki ve teknik eğitimin ve aslında genel anlamda eğitim sisteminin temel amacı, öğrencilerin, iş yapma şekillerinin sürekli değiştiği ve değişmeye devam edeceği iş hayatına uyum sağlamalarına destek olacak teknik, sosyal ve üst düzey düşünme becerileri ile donatılması olmalıdır.

Daha önceki tecrübelerden de yararlanarak günümüz ve gelecekteki ihtiyaçlarımıza cevap verebilecek nitelik ve sayıda meslek dersleri ile atölye/ laboratuvar derslerini verecek öğretmenlerin yetiştirilmesi amacıyla Mesleki ve Teknik Eğitim okullarının kurulması gerekir. Mühendislerin lisansüstü eğitim ile mesleki ve teknik eğitim öğretmeni olarak yetiştirilmesi bir düşünce olabilir, ancak mühendislerin atölye/ laboratuvar derslerini verebilecek uygulama eksikliklerinin nasıl giderileceği de akılda tutulmalıdır.”

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU