Bir takım arabesk yaklaşımlara,
Gariban edebiyatına,
Ekonomiye katkı söylemlerine ''eyvallah'' deyip, ''ama…'' diye devam edeceğim…
Sözlerimin ardından da bina sakinleri tarafından poşetlere doldurulan ve belediyece belirtilen saatlerde apartman görevlisi tarafından konteynerlere yerleştirilen, ancak, ilerleyen saatlerde çöp toplayıcıları tarafından geri dönüşüme uygun olanlar ayıklanıp kalanların etrafa saçılmasına ne ad vereceğiz?
Sorumsuzluk mu?
Denetimsizlik mi?
Damarlara sinmiş kötü bir alışkanlık mı?
Yanlış uygulama mı?
Bence doğru yanıt:
''Hepsi?''
El insaf arkadaş…
Kimse sana ''konteynerlerden uzak dur'' demiyor…
Dönüşüme elverişli ne alacaksan al…
Al ama, geri kalanları etrafa saçıp, çevreye de zarar verme…
Tabii bir de keselere…
Senin etrafa saçtığın atıklar da ''ceza'' olarak geri dönüşüme uğruyor…
İlgili belediyeler, uygulamanın faturasını vatandaşa çıkarıyor…
Toplayıcıların etrafa saçtıkları işlerine yaramayan atıklar, çöp konteynerinin bulunduğu noktadaki binaların sakinlerinin omuzlarına para cezası olarak geri dönüşüyor.
İtirazlar da pek işe yaramıyor…
Birçok semtte insanlar bazı sorumsuz toplayıcılardan kaynaklanan söz konusu olumsuzlukla karşılaşmamak için, ya da tekrarını engellemek için belediye temizlik ekiplerinin konteynerleri boşaltmak üzere geleceği saatlere kadar evlerinin pencereleri önünde ''nöbet'' tutuyor.
Bu sorun, hafife alınacak gibi değil…
Çözüm için ne gerekiyorsa ne yapılması gerekiyorsa bir an önce yapılmalı.
Bu sorumsuzluğa,
Bu olumsuz tabloya son verilmeli…
Suçlunun faturası, suçsuza kesilmemeli.