Nü resmi, yani çıplak insanı konu alan resmi sever misiniz? bilmem ama bana kalırsa nü resimler geçmişten bugüne ilgi çekmiştir. Nü resim Antik Yunan döneminde ortaya çıkmış ve Roma dönemi dahil günümüze kadar gelmiş. Nü resim, çoğu kimseye aykırı bir sanat alanı gibi gelse de nü resim yapan ressamlar bunun hiç de öyle olmadığını söylüyorlar. Başkent olarak nü resimle ilgili merak edilenleri vizörArt sanatçıları Nilgün Altan, Bağdat Demircan, Esra Efeçınar, Güneş Şahin, Nurdan Nizamoğlu, Birsen İğci Saltık, Fikriye Atik Güneş, Şaylan Özyılmaz ile konuştuk. Nü resmi ve sanatı anlatan ressamlar, nü resmin de diğer sanatlar gibi sanatçının kendini ifade etme yöntemi olduğunu belirtiyorlar.
'İnsan bedeni resim teknikleri açısından resmedilmesi zor ve öğreticidir' denir? Ne dersiniz? Sizce Nü resim zor mudur kolay mıdır?
Bağdat Demircan: Zor ya da kolay gibi değerlendirmekten ziyade insan bedenini çalışmak anatomiyi öğrenmek açısından önemli ve resim yapanlar açısından geleneksel desen çizme yollarından biridir.
Nilgün Altan: İnsan ve hayvan bedeni diğer objeleri çizmekten elbette daha zordur. Anatomi bilgisi gerektirir. Eski çağlarda ressamlar kadavra derslerine girerek bu bilgiyi edinmeye çalışmışlar. Nü çıplak demektir. Bu bilgi çıplak beden çalışmasanız da gereklidir.
Esra Efeçınar: Bu soruya şöyle cevap vermek istiyorum: ''Figür bahanedir önemli olan plastik değerlerdir.''
Güneş Şahin: Zor değildir. Zor olan veya sancılı olan resmin kurgusudur. Eğitici kısmına gelince, bir çöp bile öğreticidir.
Nurdan Nizamoğlu: 'İnsan bedeni resim teknikleri açısından resmedilmesi zor ve öğreticidir' düşüncesine katılıyorum. Nü resim çalışmasının hem zor hem kolay olduğunu düşünüyorum. Deseni iyi olan, çalışmalarına zaman ayıran ve detayları görebilen birisi için kolay, deseni iyi olmayan ve detayları göremeyen birisi için zordur. Nü çalışmanın desen pratiğiyle geliştiğini düşünüyorum.
Nü çalışmayı size göre diğer resim temalarından ayıran en önemli fark?
Bağdat Demircan: Bence bir fark yok. Her ne yapıyorsan dikkatli ve belirli bir disiplinle çalışmalısın. Bir de çalıştığın konuyu her yönü ile içselleştirmelisin.
Nilgün Altan: Nü bir model ile çalışılırsa farklı olabilir. Çünkü bakmak, görmek, algılamak ve çizmek vardır. Eğer model olmaksızın çalışıyorsa diğer çalışmalardan hiçbir fark yoktur.
Esra Efeçınar: Resim sanatında düz, kırık, kavisli olmak üzere 3 önemli çizgi vardır, bunların hepsini bulunduran kadın bedenidir, erkekte genellikle 2 çizgi bulunur nadiren üç olur. Bu da nü resmi özel kılar.
Nurdan Nizamoğlu: Nü çalışmak bana göre sanatın alfabesidir, sanat açısından önem taşır ve insan anatomisini öğretir. Mutlaka her sanatçının çalışması gereken bir alan olduğunu düşünüyorum.
Nü resim yaparken yaşadığınız zorluklar var mıdır?
Bağdat Demircan: Bir zorluk yaşamıyoruz. Bunun nedeni özel çalışma koşullarımızdan ve uyumlu çalışma arkadaşlarımızdan kaynaklanıyor.
Nurdan Nizamoğlu: Ben nü sanatçısıyım ve çalışmalarımda pek çok zorlukla karşılaşıyorum. Yakın zamanda bir galeride sergim var ve maalesef nü çalışmalarımın sergilenemeyeceği bilgisini aldım. Günümüzde birçok devlet galerisi nü sergileri kabul etmiyor. Ayrıca Türkiye'de nü model bulmak da kolay değildir, bazı üniversitelerde nü model kadroları varken, bazılarında yoktur. Dolayısıyla nü çalışması zorlaşmaktadır.
NÜ RESME TEPKİLER...
Çalışmalarınıza genel olarak tepkiler nasıl?
Bağdat Demircan: Bize gösterilen tepki olumlu. Bu demek değildir ki her yerde ve sergide bu böyle. Zaman zaman basına da yansıyor, sanat çevreleri açık ve imalı saldırılara maruz kalabiliyor.
Nilgün Altan: Gerçek de aşırı yobaz değilse insanlar nü çalışmalara olumsuz bir tepki vermiyor. Çok rahat izleyip yorum yapabiliyor. Bu elbet büyük ve daha kıyı şehirlerde. Daha kapalı ve tutucu illerimiz de tepkiler büyük olabilir.
Esra Efeçınar: Ben şahsen böyle olumsuz tepkiyle karşılaşmadım ama ülke bazında ele alınacak olursa çıplak beden çok moda bir konu başlığına dönüşüyor, üzerinde fikir üretilen genellikle erotik beden oluyor, açlık çeken beden değil, çalışan beden değil ama çiftleşen bedenlere odaklanmış yoğun bir merak var.
Nurdan Nizamoğlu: Çalışmalarımda genel tepkilerin olumlu olduğunu düşünüyorum. Fırça darbelerim, kullandığım renklerin uyumu ve kontrasları oldukça beğeni topluyor.
Nü çalışmada yaşadığınız en enteresan olay nedir?
Bağdat Demircan: Kendi gurubumuzda herhangi enteresan bir durum yaşamadık.
Nilgün Altan: Nü çalışırken yaşadığım ve beni şaşkına uğratan 2 olay; kadın model çalışmasında kadın-erkek ressam arkadaşlar ile birlikte çalıştığımız bir grupta, 'erkek model ile de çalışalım haftaya' dediğimizde erkek ressam arkadaşımın bunu istemediğini o çalışmaya katılmayacağını öğrendiğimde şaşırdım. Diğer olay ise, bir kadın ressam arkadaşımın atölyesine çalışmak üzere bir kadın model davet ettiğimizde atölye sahibi kadın arkadaşımızın kocasının verdiği tepki… izin vermedi.
Esra Efeçınar: Bir gün çalışmamız bittiğinde nü modelimiz şöyle demişti: 'Şimdi benim özelim başladı giyinip geleceğim…'
Nurdan Nizamoğlu: Nü çalışmalarımda karşılaştığım enteresan olay katıldığım bir karma sergide bir beyefendinin yanıma gelerek 'nü çalışmalarda kendinizi mi buluyorsunuz' diye sormasıydı. Sanat konuşulması gereken bir resim sergisinde ifade edilen bakış açısını oldukça ilginç bulmuştum.
Güneş Şahin: Sıradan çalışmamız. Enteresandır yok.
Kadın ve erkek nü modeller arasında fark var mı?
Bağdat Demircan: Bence yok. Amaç belli, anatomi öğrenmek. Hareket, ışık, gölge, renk, mekan, kompozisyon gibi resmin elemanlarını kullanarak estetik bir form ortaya çıkarmak.
Nilgün Altan: Elbette kadın erkek model çalışması arasında fark vardır. Kadın daha estetiktir. Daha yumuşak ve yuvarlak hatlara sahiptir. İşlenecek çok fazla girinti çıkıntı vardır.
Güneş Şahin: Resmin konusuna göre tercih edilir. Birbirinden farklı konulardır. Biz sanatçılar resmimizi dilinden konuşuruz. Anatomik farklılığı siz de bilirsiniz.
Nurdan Nizamoğlu: Erkek nü ve kadın nü çalışmaları arasında fark vardır. Kadın vücut anatomisinin çok daha karmaşık olduğunu, ışık ve gölge yansımalarının daha detaylı çalışmalar gerektirdiğini düşünüyorum.
Nü model olmanın bir kuralı kaidesi var mı?
Bağdat Demircan: Nü model olmanın bir kuralı yok. Amaç güzel bir fizik değil insan bedenini anatomik yapısını ve anlamını iki boyutlu bir zemine kendi duyarlılığında aktarmak.
Nilgün Altan: Model olmak elbette kurallı bir şey değil ama modelin iç disiplini olması şart, bir insanın dakikalarca pozunu bozmadan durabilmesi çok zordur. Çalışma süresi 3 saattir. Hiç bozmadan, sürekli 45 dakika poz verir 15 dakika dinlenir. Sanatçılar isterse 45 dakikayı daha fazla poz çalışmaları için bölebilir.
Güneş Şahin: Tek kural insan olması.
'1 ADIM İLERİ İKİ ADIM GERİ'
Tanınacak şekilde çiziyorsunuz bu durum model için de sorun oluyor mu?
Nilgün Altan: Elbette oldu kadın resmetmek bile bir olay iken bizler onlara göre biraz daha rahatız. 70'li yıllarda kadın ressamlarımızın gösterdiği büyük çabalar sonucu bir adım daha atabildik. Ama o kadar işte daha fazla adım yok. Mehter marşı yürüyüşüne benziyor ama bu, 1 adım ileri 2 adım geri...
Bağdat Demircan: Herkes modeli tanınacak şekilde çizmek için çabalamıyor. Yani benzetme kaygısı yok. Dediğim gibi herkes kendi birikimi ve bakışı doğrultusunda çalıştığı için bir örnek desen çıkmıyor olması gereken de bu zaten. Sonuç böyle olunca da model için bir sorun olmuyor.
Güneş Şahin: O model artık kimliğinin dışında bir sanat eseridir. Resim, onunla kıymetlidir. O, resimle kıymetlidir.
Nurdan Nizamoğlu: Şahsen ben çalışmalarımda modelin tanınmamasına dikkat ediyorum çünkü toplumsal olarak nü çalışmalarına sıcak bir bakış açısı olduğunu düşünmüyorum.
'SANAT ZAMANLA GERİLEDİ'
Sizce toplum olarak nü resme bakış açısı nasıl?
Bağdat Demircan: Toplum olarak nüye bakışımız sorunlu. Ahu Antmen'e katılmamak mümkün değil. 'Türkiye'de özellikle kadın bedeninin görünürlük biçimleri erkek egemen karar mekanizmaları düşünüldüğünde, elbette nü resim de salt sanatsal değil, ideolojik bir mesele olarak gündeme gelebiliyor.'
Nigün Altan: Nü bir resmi kimse alıp salonunun duvarına asmıyor. Satın alırsa da yatak odasına ve ya daha az görünecek bir duvara asıyor. Yani toplum olarak biraz daha yol kat etmemiz lazım bu konuda.
Esra Efeçınar: Yenilik kavramı, eskinin karşıtı olarak öteden beri modern düşüncenin özünde yer almıştır. Modern sanatçı açısından önemli olan eskiyi, yani geleneksel olanı reddetmek ve yeniye, yani modern olana ulaşmaktır.
Güneş Şahin: Toplumun alt yapısını sanat oluşturmadığı için, değil nü konusunu, sanatı bile algılamıyorlar.
Nurdan Nizamoğlu: Toplumumuzda sanatın zamanla gerilediğini düşünüyorum. Üniversitelerde ve toplumda nü çalışmak gitgide zorlaşmaktadır. Eski hocalarımdan bir tanesi yıllar önce devlet üniversitelerinde nü çalışabildiklerini aktarırken, benim mezun olduğum 1980'li yıllarda ve sonrasında maalesef nü çalışmak yasaklanmıştır. Bu örneğin toplumun bakış açısının bir aynası olduğunu düşünüyorum.
'BAKIŞ AÇINIZ SANAT TEMELLİ OLACAK'
Ressam Birsen Fikriye Atik Güneş da sorulara genel olarak şöyle bir yanıt verdi: 'John Berger'den alıntı yapıyorum: 'Sanat yapıtı üretme kaygısı taşıyorsanız, bakış açınız sanat temelli olacaktır ve bu sanat temelli duyu ve düşünce sisteminizde 'kadın model, erkek model, çıplak kız çocuğu, erkek çocuğu' gibi düşüncelere yer olmayacaktır.' Modelde sizi ilgilendiren üç boyutlu nesnenin kağıda, tuvale, çamura veya yontuya aktarılmasıdır. John Berger'in 'Görme Biçimleri' kitabından alıntılarla düşüncelerimi tamamlamak isterim : 'Düşündüklerimiz ya da inandıklarımız nesneleri görüşümüzü etkiler. Çıplak vücudun nü olabilmesi için bir nesne olarak görülmesi gerekir. Nü olmak, başkalarına çıplak görünmektir, insanın kendisi olarak algılanmamasıdır. Nü'lük bir çeşit giyinikliktir' Şaylan Özyılmaz da şu görüşleri aktardı: 'İnsan bedenini resmetmek, herhangi bir objeyi resmetmekten farklı zorlukta değildir. Objeyi, ışığın şiddetine göre açık, orta, koyu tonlarla üç boyutlu hale getiririz. Çalıştığımız model, bizim için sadece bir objedir. Modelimizle ilgili tek düşüncemiz bize sağlayacağı rahat ortam, pozitif enerjidir. Çünkü konsantrasyon önemlidir. Deneyimli bir model bunu bilir. Sanatçı özgür düşüncelidir, anarşisttir, aykırıdır. İçinde yaşadığımız toplumun bakışı, tepkisi sanatçıyı etkilemez... Biz üretmeye devam ederiz. Çünkü, sanatçı toplumun ötesindedir.'