• Kendinizden bahseder misiniz?

Dünya Aferez Birliği Başkanı ve Hollanda Ulusal Kan Toplama Enstitüsü Başkanıyım. Aynı zamanda aferez işlemleri, kan toplama işlemleri, kök hücre toplama işlemleri ile 1985'ten beri çalışıyorum.

• Aferez işleminde son gelişmeleri anlatır mısınız?

Özellikle böbrek nakli olmuş hastaları için yeni gelişen teknolojiler var. Hem böbrek naklinde hem de kemik iliği naklinde özellikle organ reddine neden olan bazı proteinler var. Bu proteinleri yeni teknikler sayesinde kandan uzaklaştırabiliyoruz. Dolayısıyla hastalardaki organ reddini ve buna benzer durumları engellemiş oluyoruz. Hepimizde aslında kanser var. Hastanedeki yeni doğan çocukta bile kanser var ama bir kanser hücresi vücudumuzda gelişeceği zaman bizim normal bağışıklık sistemimiz hemen onu tanıyıp, yok ediyor. Ama bazı durumlarda bu mümkün olmadığından yeni kanser çeşitleri ortaya çıktığında aferezin yeni çığır açan yöntemi devreye giriyor. Biz yeni gelişen bu kanser hücrelerine karşı savaşabilecek vücuttan hücreleri toplayıp, onları eğitip, kanserle savaşmalarını sağlayabiliyoruz. Bu CAR-T hücre tedavisinin temelini oluşturuyor. CAR-T hücrelerinin üretilmesi için önce bir aferez yapılması lazım. Öncelikle normal insandan o kanı alıyoruz aferez metotlarıyla, ayrıştırıp, eğitip yeniden hastaya veriyoruz yani aferez, CAR-T hücre tedavisinin ilk basamağını oluşturuyor.

• Aferezin sahada daha çok kullanılması için hastalara daha çok ulaşması için neler yapılması gerekiyor? Hem kurumsal anlamda, hem hastanelerin fiziki yapısı anlamında neye ihtiyaç var?

Öncelikle doktorların bu konuya hakim olması lazım, aferez teknikleri hangi hastalıklarda işe yarıyor, tedavide hangi hastalıklarda rolü var, bunu bildikten sonra doktor bunu talep edip, aferez ekibine (eğer varsa hastanede) ulaşılır. Ama aferez işleminde bizde (Hollanda'da) sizdeki SGK gibi bir geri ödemesi var yani burada bir cihaz var, bir set alımı var. Her bir seansta bir set kullanabiliyorsunuz mesela. Bu noktada hem ülke koşullarının hem de doktorların bu konuya hakim olması lazım.

TÜRKİYE'DE AFEREZ ÇALIŞMALARI

• Türkiye'deki aferez çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Öncelikle aferezde kullanılan cihazlar zaten dünyada hemen hemen aynı cihazlar. Bunları üreten firmalar var, o firmalar tüm dünyaya bu cihazları veriyorlar. Aynı cihazlar kullanılıyor ama aferezdeki en önemli nokta bunu uygulayan hemşireler ya da aferez teknikerleri aslında. Çünkü işlemi gerçekleştirenler doktorlardan ziyade onlar. Doktor sadece aferezin gerekliliğine ya da bu hastalıkta bir rolü olabileceğine karar veriyor fakat tüm işlem bu hemşire ve teknisyenlerde. Onun için eğitim çok önemli. Prof. Dr. Fevzi Altuntaş'ın da başında olduğu hastanede gördüğüm kadarıyla işlemler uzun bir süredir yapılıyor, oradaki teknisyenler eğitimli ve Türkiye'de bir eğitim ağı var. Hastaneler bu eğitim konusunda birbirine ulaşabiliyor. Herhangi bir sorun ya da sıkıntı ile karşılaştıkları zaman destek alacakları kişiler var o yüzden Türkiye'nin aferez konusunda geldiği nokta iyi.

• Kovid-19 salgını sırasında hastalığı geçiren gönüllü vericilerden toplanan immün plazma, bu enfeksiyonu ağır geçiren kişilere verilmişti. Tedavi şekli olarak uygulandı. Bu tedavi yaklaşımı hakkında ne düşünüyorsunuz?

Siz de yurtdışında pandemi döneminde bu tedaviyi uyguladınız mı? İmmün plazma tedavisinin Kovid-19'da işe yarayıp yaramadığı ile ilgili projelerin Hollanda ayağında yer aldım. Ancak maalesef normal hastalarda ya da normal Kovit hastalarında bu immün plazmanın işe yaramadığını anladık. Bu plazmanın işe yarayabilmesi için taze plazma alınması gerektiğini yani plazma alındıktan hemen sonra hastaya verilmesi gerekiyor. Fakat işe yaradığı bir yer var, o da bağışıklık sistemi baskılanmış olan Kovit geçiren hastalarda mesela; herhangi bir kanser için, lösemi için kemoterapi almış olan, bağışıklık sistemi düşük hastalarda plazma vermenin sonuçları başarılı. Fakat burada da karşımıza bir sorun çıkıyor, o da tabii ki devamlı gelen mutasyonlar. Eğer sizin topladığınız plazma, yeni çıkmış olan mutasyonlara karşı antikor içermiyorsa yine maalesef başarısız oluyor. Dolayısıyla yeni gelişen mutasyona karşı antikor geliştirmiş bir hastadan o plazmayı toplarsanız o zaman özellikle bağışıklık sistemi baskılanmış olan hastalarda çok işe yarar. İmmün plazma tedavi olarak kullanılmaya devam ediyor. Ben yüksek gelirli bir ülkeden geldiğim için biz Kovide karşı yeni çıkan antivirallere kolay ulaşabiliyoruz ama düşük geliri olan fakir ülkelerde belki de bu tedavi tek seçenek. O nedenle özellikle o ülkelerde başka bir seçenek olmadığı için kullanılmalı.

AFEREZ EN ÇOK TTP HASTALIĞINDA BAŞARI SAĞLIYOR

• Aferez yönteminde en başarılı olan en iyi sonuç aldığınız hastalıklar hangileri?

En başarılı olduğu hastalık, Trombotik Trombositopenik Purpura (TTP). Onun dışında GuillainBarre Sendromu, Myastenia gravis (MG) Sendromu dediğimiz nörolojik şeylerle gelen hastalıklar var, onlarda da oldukça başarılı. Özellikle böbrek nakil hastalarında böbreği korumak açısından da başarılı olabiliyor, onun reddini önlemek için. Aslında aferez yöntemi çok hastalıkta kullanılıyor.

• TTP hastalığının tedavisinde plazmaferez birinci seçenek mi ya da en önemli seçenek mi? Başarı oranı nedir?

Plazmaferez olmasa, TTP hastalarının yüzde 90'ı ölüyor. Plazmaferez ile ölüm oranı yüzde 20'lerde. İşe yaradığı gösterilen en önemli tedavi metodu bu ama tabii bunun da işe yarayabilmesi için çok hızlı bir şekilde yapılması lazım. Mesela, hasta akşam acile gelmiş, bunu bekletelim sabah verelim, olmaz. Gece saat kaçta gelmiş olursa olsun o hastaya mümkün olan en kısa zamanda hemen o işlemi başlatacak, hazırlıkları yapmak lazım çünkü o süre ne kadar fazla olursa, başarısı zayıflıyor. Aferez teknikleri her yerde olacak ki, başka bir şehirden hastayı sevk etmek zorunda kalmayın. Yani 200 km ötedeki bir hastaneye hastayı gönderirseniz, hasta zaman kaybedecek. Bunun işe yaraması için mümkün olduğu kadar en kısa sürede bu işlemin uygulanması gerekiyor. Hematoloji kliniklerinde bu altyapının olması gerekiyor.

• Plazmaferez uygulamasından sonra bu TTP hastalarında relaps (rahatsızlık görülme) görülme ihtimali nedir?

Yüzde 40 hastada tekrar relaps oluyor. TTP'de de aferez dışında yeni ilaçlar var.

• Son olarak eklemek istedikleriniz neler?

Aferez teknikleri Türkiye'de çok daha bilinir hale geliyor, zamanla artıyor. Aferez tekniği diyalize benziyor aslında, cihazları da benziyor ama diyalizde yaptığımız hastanın hayatını sürdürebilmesini sağlamak yani onun bir tedavi edici özelliği yok böbrekler üzerinde, böbrekleri kurtaramıyor. Ancak aferezin tedavi edici rolü var. Üç basamak önemli burada, birincisi doktorların bilgisi, ikincisi hastaların bu tedaviye ulaşabilirliği, üçüncüsü fiyat, etik meseleler.

Editör: Haber Merkezi