Geçenlerde insana hayatı dar eden karasineklerden söz etmiştik ya…

Botanik, Kuğulu ve Seğmenler parklarını ve civarını işgal eden karasineklerden.

Etmez olaydık!

Biriyle baş edemezken, bu kez de sivrisinekler sardı dört bir yanı.

Sanki belediye yetkililerini karasinekle mücadeleye çağıran birkaç gün önceki yazımızı okumuşlar da güç birliğine gitmişler.

Pencereyi aç da gör…

Ya da balkon keyfi yapmaya kalk bakalım.

Tepeden tırnağa kaşıntı tozu serpilmişten beter oluyor insan.

Bütün vücut bu haşereler yüzünden irili ufaklı şişlerle kaplanıyor.

Hafta sonunda bölgede etkili olan sağanak yağışlar epey umutlandırmıştı.

''Bu yağışa sinek filan dayanmaz'' diye düşünmüştük.

Ne karası, ne sivrisi…

Yağmur sularının altında kaybolup giderler diye teselli etmiştik kendimizi.

Yanılmışız.

Hem de ne yanılma…

Bu kez daha bir yaman geldiler.

Romalı cengaverler gibi.

Savaş düzenini de öğrenmişler.

Sen misin haklarında kötü düşünceler besleyen.

Yerel yönetimlerden de ses çıkmayınca kaldık bir başımıza…

Elimizde raketler ailece bir o yana koşuyoruz bir bu yana…

Birini haklasan, ardından beşi geliyor.

Ama umudumuzu tüketmedik henüz.

Bir duyan olur sesimizi diye raketlerimizi sallıyoruz rast gele…

Çaresiz, savunmasız.

Şişlikler, morartılar içinde.