Bir önceki yazımızda Türkiye'de kontrolden çıkmakta olan koronavirüs salgınına karşı mücadelenin 'sürü bağışıklığı' olarak tanımlanan yönde gelişeceği öngörüsünde bulunmuş...

'Sürü bağışıklığı yönteminin toplumun hastalığa neden olan virüsle karşılaşarak bağışıklık kazanması ve bir noktadan sonra 'doyuma ulaşarak' yayılma hızının azalması fikrine dayandığını sözlerimize eklemiştik...

Ancak, bu halen 'teorik' bir varsayımdır...

Ve bu varsayımla çelişen olgular her geçen gün biraz daha çoğalmaktadır.

***

'Sürü bağışıklığı' yönteminin dayandığı kuramsal bakışın temelinde virüsün tüm salgın boyunca hep aynı kalacağı ve aynı biçimde çoğalacağı varsayımı yatıyor...

Oysa, bilim, canlı türlerin tümünün çoğalıp yayılırken değişimlere uğradığını gösteriyor...

Canlı olup olmadığı tartışılan, ancak çoğalabildiği için canlı sınıfına sokulan koronavirüslerin değişim oranları ise çok daha yüksek.

***

TÜBİTAK tarafından yayınlanan Bilim ve Teknik dergisinin Mart 2020 tarihli sayısında Dr. Özlem Ak, 'Küresel Kabus' başlıklı yazısında coronavirüslerin çoğalmaları sırasında neden daha sık değişim geçirdiklerini şu sözlerle anlatıyor:

'Coronavirüsler zarflı ve tek iplikli RNA virüsleridir, yani genetik materyalleri bir RNA ipliğinden oluşur ... Bir hücreyi istila eden virüs, o hücrenin bazı bileşenlerini kullanarak kendisini kopyalar, daha sonra da kopyaları diğer hücreleri enfekte eder. Ancak RNA virüslerinin farklı bir özelliği vardır. Bu virüsler, RNA replikasyonu (kopyalama yoluyla çoğalma -EG) sürecinde, tipik olarak hücrelerin DNA kopyalarken kullandığı hata düzeltme mekanizmalarına sahip olmadıkları için replikasyon sırasında ortaya çıkan hataları düzeltemezler.'

Bunun sonucunda virüsün yayılma hızı ve kendini kopyalama süreci arttıkça hatalar da artar; yani, virüs daha sık 'mutasyon' geçirir ve farklı özellikler kazanır...

Başka bir deyişle salgın yayıldıkça karşımıza yeni koronavirüs türleri çıkar.

***

İngiltere'de Cambridge Üniversitesi'nde yapılan bir araştırma, koronavirüsün yayılma süreci içinde geçirdiği mutasyonlar sonucu üç farklı alt tür oluştuğunu gösterdi...

Virüsün Aralık 2019 ile Mart 2020 ayları arasında Çin'de görülen ilk hali hayvanlardan insanlara bulaşan Tip A olarak adlandırıldı...

Tip A, Doğu Asya'daki insanların genetik yapılarına uyarlanacak biçimde evrim geçirerek 2020 yılı başlarında Tip B adı verilen türe dönüştü...

Salgın Avrupa ülkelerine sıçradığında ise Tip C adı verilen bir başka alt tür oluştu.

***

Bu durum nedeniyle hastalığa yakalanıp iyileşen hastaların bir kısmı. bir süre sonra farklı alt türden virüslerle karşılaştıklarında yeniden enfekte olabiliyorlar...

Nitekim, 2020 başlarında korona virüsüne karşı mücadelede kazandığı başarılarla öne çıkan Güney Kore'de Nisan ayına gelindiğinde iyileşen 7.829 Covid-19 hastasından 163'ü hastalığa yeniden yakalandığı açıklandı...

Bunun nedeni, bağışıklık sürecinde oluşan antikorların bir süre sonra etkisini kaybetmeleri olabileceği gibi bu hastaların virüsün yeni tipleri ile karşılaşmaları da olabilir.

***

Bu 'çeşitlenme', virüse karşı aşı geliştirme çalışmalarının önündeki en önemli engellerden birini oluşturuyor...

Koronavirüse çok benzeyen grip virüsleri de sık sık bu tür değişimler geçirdikleri için grip aşıları her yıl virüsün yeni alt tiplerine uygun olarak değiştiriliyor...

Buna rağmen öngörülemeyen değişimler nedeniyle grip aşılarının koruma oranları yüzde 50 ile 80 arasında değişebiliyor.

***

Bu bilgiler ışığında koronavirüse karşı geliştirilmekte olan aşılar, gerekli prosedürün tamamlanmasının ardından piyasaya çıksalar bile bunların tam bir koruma sağlamalarının mümkün olamayacağını söyleyebiliriz...

Üstelik aşı konusunda başka tartışmalı noktalar da var...

Çünkü bu konu, özellikle ABD ve Çin arasında siyasal bir savaşın konusu haline geliyor.

(Devam edecek)