11 Ağustos’ta sona eren Paris 2024 Olimpiyat Oyunlarından sonra ülkemizin aldığı sonuçları değerlendiren Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın “Sağladığımız imkanları doğru kullanamayan federasyonlardan hesap soracağız” şeklindeki sözleri kulaklarımda çınlayıp duruyordu. Ancak futbolda liglerin başlaması, Başkent’in koca çınarları Ankaragücü ve Gençlerbirliği’nin aldıkları ilginç sonuçlar ile yaşadıkları krizler nedeniyle bu konudaki görüşlerimi ancak bugün açıklama fırsatı bulabildim.

Çünkü 45 yıllık meslek yaşamım boyunca olimpik branşları, olimpiyat oyunları da dahil uluslararası arenada yakından takip etmiş bir spor yazarı olarak, her organizasyondan sonra en üst düzeydeki yetkililerin ağzına pelesenk olmuş “hesap soracağız” sözlerinin hep havada kaldığına tanıklık ettim.

Yasa gereği her olimpiyat oyunları sonrası 3 ay içinde yapılması zorunlu olan federasyon seçimlerinde bu sözün, sporun hemen hemen her kademesinde görev yapmış, güreş federasyonu başkanlığına seçilmiş, 2.kez Bakanlığa atanmış Osman Aşkın Bak’ın yeni döneminde de tutulup tutmayacağını çok merak ediyorum.

Sporun en üst düzeydeki yetkilisi olarak özeleştiri yapan Bak; yaşanan ilkler, kırılan rekorlar, özellikle gençlerin final yapmaları ve madalya almasının gelecek için kendilerini umutlandırmasına karşın, o kadar desteklerine rağmen altın olmaması ve kazanılan 8 madalyanın da beklentilerinin altında olduğunu açıkça belirtti.

Tecrübeli bir yönetici olan bakanı hesap sorma durumuna getiren oldukça haklı nedenleri var… Ne yazık ki hazırlık döneminde bütçelerinde 2-3 kata varan destekler koparan federasyonlar, en büyük hayal kırıklığını yaratanlar oldu… Üstelik bu federasyon başkanları, organizasyon arifesinde başarı ve madalya konularında büyük vaatler vererek bakanın da beklentisini yükseltip, yanılgıya düşmesine de neden oldular.

Tabi bir de güçlerini siyasetten alan ya da sırtını etkili siyasetçilere dayayarak yardımlardan büyük pay koparan federasyonların, olimpiyat oyunlarında fiyasko sonuçlar alması Bakan Bak’ı daha da zor duruma düşürdü.

Bu federasyonların isimlerini tek tek yazmaya gerek yok. Paris 2024’te alınan sonuçlar, oyunlar sonrası devekuşu gibi kafalarını kuma sokarak saklandıklarını sananları gün gibi ortaya çıkarıyor. Bakmayın seslerini çıkarmadıklarına…Siz seçimlerine 10-15 gün kala görün onları… Büyük bir azimle ve hiç çekinmeden meclis kulislerinde, bakanlık koridorlarında hatta Beştepe civarlarında dolaşmaya başlarlar. Tek amaçları; siyaset desteğini sağlayıp başarısızlıklarını bu yolla kamufle etmeye ve yeniden koltuğu kapmaya çalışmaktır.

İşte bu sporu siyasete bulaştırmaya çalışanlar yüzünden, bu kadar yatırımlar, devletin yüz milyonlarca liralık destekleri boşu boşuna heba ediliyor. Biz her 4 yılda bir düzenlenen dünyanın en büyük spor organizasyonu olan olimpiyat oyunları sonrası aynı filmi yeniden izlemeye zorlanıyoruz.

Elbette seçimleri yakından izleyip sizleri bilgilendireceğiz. Bununla da kalmayıp bu tür oyunlara yeltenenleri de ifşa edeceğiz.

Dileriz ki Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak’ın “hesap soracağız” sözlerinin bir kez daha havada kalmasına tanıklık etmeyiz.

Gelin spor camiası olarak el ele verip tek bir amaç için mücadele edelim… Paris’te bize umut veren gençleri yitirmeden, onlara yenilerini de katıp destekleyerek, 2028 Los Angeles Olimpiyat Oyunlarında daha başarılı sonuçlara ulaştırmak ve gücünü siyasetten almayan gerçek spor adamlarından oluşan federasyon kadrolarını oluşturmaya çalışalım.