Geçen sezonki kadrodan tam 33 futbolcusunu göndererek sil baştan bir kadro kuran Gençlerbirliği'nde işlerin yola girmesi için mutlaka bir galibiyete ihtiyacı vardı.

4 haftalık çok zorlu fikstürde sadece Adana deplasmanında 1 puan alabilen, yediği 9 gole karşın rakip filelere 2 atabilen Başkent ekibinin Teknik Direktörü Metin Diyadin'e Allah kolaylık versin.

Hafta içi mesaisinde çok zorlu bir rakiple oynayacaktı. Diyadin hoca, maç öncesi yayıncı kuruluşa görüş açıklarken kelimeleri büyük özenle seçiyordu:

'İşler iyi gitmiyor, bunu tersine dönüştürmeliyiz… Dönem dönem maç şansına da ihtiyacımız var, öncelikle iyi bir oyunla ilk galibiyetimiz almak istiyoruz ve en önemlisi artık kadro ile oyun istikrarı yakalamak zorundayız.'

Bu sözler zor durumdaki bir takımın hocasının maç öncesi söyleyecekleri türündendi. Ancak Metin hoca dayanamıyor ve 'Dönemsel farklı sıkıntılar yaşasak da…' sözleriyle içini kemiren duyguları konusunda da ip uçları veriyordu.

Bunlardan ilki kulübün içinde olduğu ekonomik darboğaz, ikincisi takımının içinin boşaltılması, üçüncüsü yepyeni ancak idare edebilecek düzeyde bir transfer politikasıyla oluşturulacak kadro ve en önemlisi de çok taliplisi olduğu iddia edilip de takımda kalan bir topçunun çıkardığı huzursuzluk.

Geçen yazımda bu genç kardeşimin durumunu yazmış ve ona ders olabilecek bir Gökhan Gönül olayını aktarmıştım.

Aman 33 kişi gitmiş bir de Arda giderse ne olur diye işi hafife almayın sakın. Arda'nın yetkisini elinde bulunduran, aynı zamanda Gençlerbirliği'nde umut vaad eden çok sayıda futbolcunun da menajeri.

Buyur gel çık bakalım işin içinden… Bu durum resmen kulübün içine pimi çekilmiş vaziyette bırakılan bir el bombası kadar tehlikeli. Bu nasıl yöneticilik kardeşim, hadi kulübün kasasını tam takır boşaltarak bıraktın, bu da yetmezmiş gibi takımı da altından kalkamayacak vaziyette borçlandırdın, peki menajer tekelciliğine nasıl izin verdin.

Gençlerbirliği'nin en büyük sorunlarından biri bence bu durum. Ankaragücü derbisinde ilk 11'e alınmayan Arda'nın gülme emojili mesajına takım arkadaşlarının beğenmesi ve RT yapmasının ardında işte bu durum yatıyor. Bu durum üzerinde hassasiyetle durulacak kadar tehlikeli.

Allahtan Metin Diyadin, zorlu Altınordu maçında yaptığı 3 değişiklikle kadro istikrarına doğru yelken açtığını kanıtlarken, yine de bazı sıkıntıların olduğu da yadsınamaz. Kırmızı-karalar, 5 golün atıldığı ve 3 kırmızı kartın çıktığı maçta 1-0 geri düşmelerine rağmen geri dönüş mücadelesiyle, sergilediği oyunla kendisine lazım olan 3 puanı kaptı.

Bu galibiyet moral motivasyon olarak çok önemli… Aynı zamanda bazılarının da aklının başına gelmesi açısından da bir o kadar değerli. Çünkü kimse vazgeçilmez değildir. Herkesin bir alternatifi bulunur. Bunlar yaşamın bir gerçeği…

Daha maraton çok uzun, köprülerin altından çok su geçecek. Umuyorum ki Gençlerbirliği bu sezon takım olma yolunda sağlam adımlar atar ve 100.yılında da layık olduğu yere döner.