Milli futbol takımı oyuncusu Merih Demiral, 2024 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerinde Avusturya'ya karşı oynanan bir maçta attığı ikinci golden sonra sevincini bozkurt işareti yaparak gösterdi. Haliyle milli takımın galibiyetiyle mutlu olan pek çok insanın yüreği buz kesti, milli birlik ve beraberlik duygusu zedelendi.
Tartışma çıkmaması düşünülemezdi bile. UEFA'nın kuralları arasında bulunan siyasi simge yasağı gerekçe gösterilerek Demiral, 2 maçtan men cezası alınca polemikler iyice büyüdü, taraflar oluştu.

 Demiral, gol sevincini ifade etmek üzere bu işareti yaptığını söylerken “Türklüğümle alakalı” dedi. Cumhur ittifakını oluşturan AKP ve MHP, yekvücut oyuncuyu savundu. Bu işareti zaten kullandığı için MHP’nin desteğine şaşırmamak gerekirdi ancak her yerde Rabia işareti yapan AKP’lilerin açıklamaları, bir kez daha bize Türk sağının milli ve dini zemindeki kolay geçişken halini hatırlattı. Cumhurbaşkanı, “Kimse Almanların formalarında kartal var, Fransızların formasında horoz var, niye horozlanıyorsun diyor mu?” derken, 300 araçlık, 3 bin polislik koruma ordusuyla Berlin’e Hollanda-Türkiye maçını izlemeye gitti. Bazı taraftar grupları “Türklüğün ulusal sembolü olduğunu göstermek” üzere herkesi bozkurt işareti yapmaya çağırırken, İYİ Partili bir milletvekili, “bozkurt ulusal sembol ilan edilsin” diyerek kanun teklifi verdi.

 Bozkurt işaretinin neyi temsil ettiği noktasında tartışmalar derin. Savunma pozisyonunda kalanlar, tarihten örneklerle işaretin Türklüğün sembolü olduğunu iddia ediyorlar. İş tarihe kalmışsa geçmişten işe yarayacak her tür malzeme çıkarılabilir ama sorun o işaretin bugün neyi temsil ettiği veya neleri hatırlattığıdır.
Nasıl ki “Allahu Ekber” Madımak’ta, Maraş’ta, Çorum’da ötekileştirilen, düşmanlaştırılan Alevilerin, sosyalistlerin vahşi yöntemlerle toplu katledilmelerini akla getiriyorsa, “Allahu Ekber”, “Allah büyüktür” anlamını unutturup şiddeti, farklı dinsel gruplara yönelik imha pratiklerini hatırlatıyorsa bozkurt işareti  de bir ideoloji ve o ideoloji ile bütünleşmiş partilere karşılık geliyor; yani milliyetçilik ve bu ideolojinin ete kemiğe büründüğü MHP ve türevlerini…

 Dolayısıyla kucaklayıcılığı yok; üstelik kanlı olayları, faili meçhul cinayetleri, her türlü demokratik hak ve talebini zorbalıkla bastırma girişimlerini, tehdit ve sindirme örneklerini akla getiriyor. Yarattığı çağrışımlar son derece negatif. Madımak Oteli’nde Allahu Ekber sloganlarına eşlik edenlerden biri de o bozkurt işaretiydi. Hrant Dink’i öldüren de o işareti herkese bir tehdit olarak salladı.

 Bilindiği gibi gamalı haçın tarihi en az 5 bin yıl öncesine dayanır. İlk olarak Neolitik Avrasya’da görülen sözkonusu sembolün, güneşin gökyüzündeki hareketini temsil ettiği düşünülmektedir. İyi talih ya da iyilik anlamına gelen svastika sözcüğünden türetmedir. Hinduizm, Budizm gibi inançlarda da kutsal bir simge olarak kullanılmıştır. Sembol, arkeolog Heinrich Schliemann’ın kapsamlı arkeolojik incelemeleri sonrasında Alman aşırı sağı tarafından sahiplenildi. Hitler, Nazi partisinin sembolü olarak gamalı haçı kullandı. Milyonlarca Yahudi’nin soykırıma tabi tutulduğu İkinci Dünya Savaşı’nda gamalı haçın anlamı başkaydı. Bu sembol artık “uğur” ya da “iyilik” anlamına gelmiyor; bir soykırımı çağrıştırıyor ve Avrupa’da yasak. 

Irkçılıkla özdeş gamalı haç nasıl ki arkaik anlamından yoksunsa bozkurt işareti de topluma Türklüğü değil şiddeti hatırlatıyor. Mesele bu kadar basit…