Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de 78 insan can verdi ama herkesin topu birbirine attığı bu facianın sorumlusunun kim olduğu konusu olanca açıklığına rağmen hala tartışmalı. Memleketi yiyip yutarken birbiriyle yarışanlar, şimdi hangi karanlık köşelere saklanırım da sorumluluğumu gizlerim derdine düştü çünkü.
Daha yangınla ilgili değerlendirme yapmadan, turistik tesis olduğu için otel ile ilgili yetki ve sorumluluğu bulunmadığı halde Bolu Belediyesi’ni suçlayan Kültür ve Turizm Bakanı Nuri Ersoy, gerçekleri karartma hamlelerinde başarısız olunca, katıldığı bir televizyon kanalında bu kez İl Özel İdaresi’ni suçladı. İçişleri Bakanlığı’na bağlı olan İl Özel İdaresi ise “yetki bakanlıkta” dedi. Otel sahibi Halit Ergül ise verdiği ifadede aşçıbaşını, mutfak personelini, otel elektrikçisini ve güvenlik görevlilerini suçladı.
Herkes topu birbirine atıyor atmasına ama hukukçular da önceki dönem Kültür ve Turizm bakanları da yetki ve sorumluluğun bakanlıkta olduğunu ifade ediyor. Hatta ve hatta AKP’li Şamil Tayyar ve Bülent Arınç bile turistik tesislerin işletme belgesinin bakanlık tarafından verildiğini açıkça söylediler. Buna rağmen tutuklananlar arasında ne İl Özel İdaresi’nden ne bakanlıktan ve bakanlığın il müdürlüğünden ne de otel sahiplerinden birileri var.
Tutuklanan kim? 16 Aralık 2024 tarihinde yangın önlem ve alarm sistemiyle ilgili talep üzerine hazırladığı raporda eksikleri belirleyip, tamamlanmasını isteyen, uygundur raporu vermeyen itfaiyenin bir görevlisi ve belediye başkan yardımcısı…
Oysa 16 Aralık tarihinden önce tesis bakanlık tarafından denetlenmiş ve 15 Aralık tarihli raporda yangınla ilgili eksiklik olmadığı söylenmiş. Nitekim, otel sahibi de “En son denetim 15 Aralık’ta Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yapılmıştır. Yangınla ilgili herhangi bir eksiklik tespit edilmedi” demektedir. Bu raporun kamuoyuna açıklanması gerekirken Bakan Ersoy, hiç oralı olmuyor. Çünkü, gırtlağına kadar rezilliğe batmış olduğunu anlıyoruz.
Ortalığa saçılan öyle bilgiler var ki, her biri bir başka skandal ve her biri bir hükümet yıkacak cinsten. Daha pek çok örnekte de gördüğümüz üzere Türkiye’de sistem tamamen çökmüş durumda, hiçbir yerde hiçbir şekilde şeffaflık, denetim ve kontrol mekanizması işlemiyor. İrili ufaklı iktidar alanları oluşmuş ve örümcek ağları her tarafı sarmış.
Bakan Ersoy’un da turizm sektöründe ve bakanlıkta örümcek ağı bir yangın vesilesiyle deşifre oldu. Aslında bilinen ancak yangın sonucunda parçaların birleştirilmesiyle tamamlanan puzzle, nasıl bir kepazelik içinde yaşadığımızı tokat gibi yüzümüze çarptı.
Öyle bir keyfilik var ki, anlatması pehlivan tefrikasına döner.
Bakan Nuri Ersoy, aynı zamanda ETS adlı seyahat şirketinin sahibi ve otelleri de var. Bakan olur olmaz özel şirketindeki yatırım danışmanı Neşe Çıldık’ı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’ne atıyor. Ağabeyi Feridun Çıldık ise RTÜK Daire Başkan Yardımcılığına getiriliyor. Hal böyle olunca seyahat şirketi ve otelleri olan Nuri Ersoy, Turizm Bakanı Nuri Ersoy’dan talepte bulunuyor. Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürü olan Neşe Çıldık da devletin arazilerini, koylarını Ersoy’a tahsis ediyor.
Örneğin, Bodrum’da Türkiye’nin en güzel koylarından birine inşa edilen oteline Muğla Belediyesi itfaiye raporu vermeyince hemen bir gecede mevzuat değişikliğine giderek, itfaiyeden uygundur raporu alınması şartını kaldırtıyor. Hazine arazilerini üzerine geçiriyor, yetmiyor Kartalkaya Oteli’nde olduğu gibi aslında 3 yıldızlı olan oteli, ETS Tur sitesinde 4 yıldızlı olarak pazarlıyor ve dolayısıyla komisyonunu da 4 yıldızlı tarifeden alıyor; otele “güvenli turizm sertifikası” veriyor.
Otel sahibi ise Türkiye Turizm Tanıtma ve Geliştirme Ajansı’nda yönetici…
Ve biz günlerce üç kafadarın kurduğu şebekenin neden olduğu yangında kaybettiklerimizin acısıyla kavruluyoruz.
Rezaletin bini bir para…
Ama hala yok bir istifa…