Nursel DİLEK MANAVBAŞI
Op. Dr. Uğur Yıldız 35 yıllık hekim. Kulak Buran Boğaz Uzmanı. Gazi Mustafa Kemal Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi’nin Başhekimi. Mesleğinin yanında bir tutkusu daha var: ‘Fotoğraf ve gezi.’ Lise yıllarından beri fotoğraf çeken Yıldız’ın bu merakı gezginliğini de tetiklemiş. ‘Daha iyiyi nasıl çekerim’ iç güdüsü sayesinde 55 ülke gezmiş. Dünyanın yedi harikasından beşini tamamlayan Yıldız’ın hedefi ise Brezilya ve Ürdün’e giderek son kalan iki ülkeyi tamamlamak.
Op. Dr. Uğur Yıldız ilk orta ve liseyi Ankara’da okur. Hayallerinde ise mühendislik vardır. Girdiği sınavda ODTÜ Elektrik Elektronik Mühendisliği’ni kazanır ancak babası Ali Yıldız pek sevinmez duruma. Nitekim babası hislerinde haklı çıkar. 80 öncesi Türkiye’nin içinde bulunduğu ortam okumasına müsaade etmez. Hazırlık okuyup 1. Sınıfının yarısından sonra ayrılır ODTÜ’den. Sonra tekrar sınava girer ve Kayseri Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanır. (Şimdi aftan yararlanarak mühendislik 1. Sınıf okuyor Yıldız.) Tıp Fakültesi’ni bitirdikten sonra ilk görev yeri Kayseri’de iki yıl mecburi hizmet yapar. Trafik, Dışkapı, SSK Ulus Rüzgârlı Hastanesi gibi Ankara’nın köklü hastanelerinde görev yapar.
Uğur Yıldız lise yıllarında fotoğrafa merak salar. Fotoğrafçılığı, fotoğraf kulübüne gide gele teneffüs eder. Siyah beyaz baskı, karanlık oda, kırmızı ışığı öğrenir. Zenit marka makinesiyle amatör çekimler yapar. Üniversitede kaldığı evi karanlık oda yapacak kadar da meraklıdır fotoğrafa. Anne babasının hacdan getirdiği CANON’la fotoğrafçılık merakı perçinlenir. Daha iyiyi nasıl yakalarım iç güdüsü onu gezmeye sevk eder. Yıldız’ın fotoğraf merakı gezginliğini tetikler. Yıldız, bugün 55 ülke binlerce km yol kat etmiş. Dünyanın yedi harikasından 5’ini tamamlamış. Şimdiki hedefinde ise Ürdün’de Petra, Brezilya’da İsa heykelini görmek var. Gazi Mustafa Kemal Mesleki ve Çevresel Hastalıklar Hastanesi Başhekimi Op. Dr Uğur Yıldız www.baskentgazete.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nursel Dilek Manavbaşı’na fotoğraf tutkusunu ve gezginlik serüvenini anlattı.
-Fotoğraf merakı nereden geliyor?
Fotoğraf merakım liseden başlıyor. Lisede fotoğraf kulübü vardı. Tabii o zamanlar dijital fotoğraf makineleri, cep telefonları yoktu. Silah icat oldu mertlik bozuldu. Kulübe giderdim orada siyah beyaz baskı nasıl oluyor, banyo, karanlık oda, kırmızı ışık vs. onları teneffüs ettim. Ufak bir makinem vardı Zenit aldım sonra. Kendi çapımda bir şeyler yapmaya başladım. Üniversitede okurken kaldığım evin bir odasını karanlık oda yaptım. Orada baskı da yaptım. O zamanlar tabii çok zor. Bana biraz yük oluyordu ama ömür boyu yük oldu. Annemle babam hacca gitmişti bana Canon getirdiler. Böyle başladı nereye gitsem yanımda makinem vardı. Tabii gittiğin yerlerdeki tarihi yerleri çektikçe daha iyi fotoğrafı nerede çekebilirim diye araştırıyorsun. Böylece fotoğraf merakım gezginliğimi tetikledi.
-Kaç ülke gezdiniz?
55 ülke gezdim. En fazla etkilendiğim tek bir yer değil çok yer var. 4 defa hacca görevli olarak gittim. Hem görevimi yaptım. Hem de fotoğraf çektim; ama Kabe’de fotoğraf çekmek yasak. Ciddi yaptırımları da var. Kabe’ye makineyle giremiyorsunuz ama bunları göze alarak fotoğraf çekmek için girdim. Çantamın altını deldim oradan çekim yaptım. Tabii mesleğimin avantajı da çok oldu.
-Hedefiniz var mı?
Dünyanın yedi harikasını tamamlamak istiyorum. 5’ine gittim ikisi kaldı. Brezilya İsa’nın Heykeli ve Ürdün’de Petra. Ürdün’e sanırım Eylül gibi gitmeyi planlıyorum. Ben biraz zor şeyleri seviyorum. Paris’e gidip Eyfel’i herkes görmüştür ama Peru’da Machu Pikchu’yu çok fazla insan bilmez. Güney Amerika’nın en batısı, insanın ulaşabilmesi çok zor. Oraya da gidebildim. Çin mesela çok farklı. Şangay’a gitmek Çin’i görmek anlamına gelmez. Farklı eyaletleri var, yaşam, kültürler farklı.
GEZGİN İÇİN GİDİLMEDİK YER GÖRÜLECEK YERDİR
-Bunların planlamasını nasıl yapıyorsunuz?
Benim başka görevlerimde var. Halter federasyonunda ve Wushu Kung Fu federasyonu takım doktoruyum. Wushu Kun Fu’yu özellikle seçtim. Dövüş sporu sonuçta yaralanmalarının fazla olduğu bir spor dalı. Neden çünkü Uzak doğuda görülmesi gereken ilginç yerler olacağını düşündüğüm için seçtim. Tabii doktor olmanın avantajını da kullandım. Kulak Burun Boğaz doktoru olduğum için bilimsel toplantılara gittiğim zaman bunu da değerlendirdim. Hindistan’da Mumbai’de uluslararası kongreye gittim ancak kongre sonrası kendime program yaptım. Varanasi, Ganj Taç Mahal…. Şartları zorlamak lazım. Açlık, yorgunluk bir yana bazı yerlerde iletişim kurmakta zorluk çekiyorsun; ama o zorluğa değiyor.
-Meslektaşlarınızdan sizden etkilenip gidenler oldu mu?
Var evet gezi planlayıp gitmek isteyenler çok oldu. Çünkü ben araştırıyorum. Nereye gideceğimi biliyorum. Majör yerleri kaçırmıyorum. Çok gitmek isteyen oluyor ama ben yalnız gezmeyi yeğliyorum. Çünkü bana ayak bağı oluyorlar. Bende onlara yük olabiliyorum. Mesela Barcelona’ya gittiniz Sagrada Familia’yı gördünüz. Arkadaşınız, eşiniz, dostunuzla gittiğinizde o şöyle bir bakar geçer. Onun için orayı görmek yeterlidir. Ama benim için öyle olmuyor. Güneşin doğuşunu farkı açılardan yakalamam lazım. Farklı açı için uğraşırım. Eşim mesela hakkını helal etsin. Onu çok yordum. Ya çantamı taşımıştır ya beklemiştir. Sağ olsun benim bu tutkuma yıllardır katlandı.
-Gitmeden önce araştırma yapıyor musunuz?
Çoğu yere gezi amaçlı gitmemişimdir. Gittiğim yerleri geziye dönüştürürüm. Görevli olarak gittiğim yerlerde ben 3 saatlik uykuyla gidip fotoğraf çekmeye ayırırım. Bu da tabii yorucu ve zahmetli oluyor. Ciddi bir araştırma yaparım. Tabii artık bunlar kolaylaştı. Artık gezgin siteleri, bloglar var daha kolay; ama eskiden kitap, gezi mecmuaları vardı onlardan alırdım. Artık şöyle de bir şey oluştu bende bana nerede neyle karşılaşacağımı o gideceğim yerin ne kadar süreceğini kestirebiliyorum. Yani gezdikçe gideceğin yere deyip değmeyeceğine artık karar verebiliyorsun.
-Gittiğiniz yerlerde yaşadığınız sıkıntılar oldu mu?
Kudüs’e gitmiştik kızımla. Orada tek pasaportla gitmiştik kızımın yaşı küçük olduğu için sorun çıkardılar.
-Gittikten sonra tekrar gitme ihtiyacı hissettiğiniz yerler neresi?
Gittiğim her yere tekrar gitme ihtiyacı duyarım. Çünkü zaman, benim gibi birine yeterli gelmiyor. ‘Keşke buradan da çekseydim, şuradan da çekseydim.’ O hep insanın içinde kalıyor. Hindistan kimilerine göre sevilecek bir yer değil ama kimileri için de vazgeçilmez. Mesela bir yere gittiğinizde orası sadece şehir merkezinden ibaret değil. Varoş mahalleleri, kültürü, yaşamları, kılık kıyafetleri… Bunlar fotoğrafçılık açısından önemli. O yüzden merkezi yerlerden ziyade varoş yerleri gezmeyi tercih ederim. Genel bir prensibim var benim gezdiğim yerlerden öncelikli olanları sıralıyorum. Gezgin için her şey eksik kalıyor. Çünkü ‘Gezgin için görülmedik yer gidilecek yerdir.’