Avrupa Yakası dizisi ilk kez seyirci karşısına çıktığı andan itibaren izlenme rekorları kıran, alışılagelmiş dramatik ve toplumu depresifleştiren veya entrikalarla seyirci kazanan dizilerin aksine kendini hayatın içinden ama bir o kadar dışından yakalayan harikulade bir diziydi. Öyle ki, tüm reyting rekorlarını kırmıştı...

Şimdi dizi Youtube'da tekrar seyircisiyle buluşmaktadır. Youtube'taki ilk bölümünün 4 milyona yakın izlenmesi ise halkımızın geçmişe duyduğu derin özleminin aslında en büyük kanıtıdır.

Yorumları da bir o kadar değerli olan Avrupa Yakası dizisinin altında sürekli yeni yapılmış bir yorum bulmak mümkün. Dikkat çekici olan ise tüm anksiyetik düşüncelerinden uzaklaşmak isteyen insanlar adeta hücum etmiş ve Avrupa Yakası güvenli limanına sığınmıştır. Merak ettiğim çok önemli bir şeh var: Sayın Gülse Birsel bunun farkında mıdır?

Avrupa Yakası izleyicisi için bir dizi değil, adeta bir terapidir. Özlediğimiz her şey o dizidedir. Aslında eski neşemizdir. 

Türkiye'de sayılı dizi halkın kalbine bu tahtı kurmayı başarabilmiştir. Kesinlikle Leyla ile Mecnun dizisi de yine aynı şekilde izleyicisini kendi evreninin içerisine çeken, günlük hayattan uzaklaştıran ve kendi etiği olan dizilerdir. Etikten kastettiğim, düşmanların bile sınırsız bir düşmanlığa sahip olmamasıdır. Birbirinin canını sıkan ancak canını yakmayan karakterler en dikkat çekici unsurdur. Karakterlerin bazıları belki huysuz ve gıcıktır ama kötü değillerdir. Bu dizilerde kötülük normalleştirilmez.

Uzun lafın kısası Avrupa Yakası bir terapidir, hepimizin sığındığı çok güzel bir liman...