Durumu ne olursa olsun Ankaragücü, zor maçların takımı olduğu konusunda kendini tüm futbol kamuoyuna bir kez daha kanıtladı. En bunalımlı dönemde olduğu 4.haftada kayıpsız durumdaki İstanbulspor’a ilk yenilgiyi tattıran koca çınar, kafası değişim sorunlarıyla allak bullak çıktığı son maçta da ligin tek yenilgisiz takımı Sakarya’nın bu unvanını da elinden alarak, ligde namağlup ekip bırakmadı. Tabi ki tüm bunları başarırken de evinde ve tribünlerde sayısı azalsa da etkinliği azalmayan taraftarı sayesinde aldığını unutmayalım… Çünkü her zaman dediğim gibi Başkent ekibi asıl gücünü her zaman şanlı taraftarından almaktadır.

Krizlerin takımı Ankaragücü, oldukça tartışılan yeni hocası Kenan Koçak ile çıktığı ilk maçta galip gelerek belki de rotası “huzur ortamı” olan yeni hedefine doğru yelken açıyor.

Belki de diyoruz ama inanın bu takımın sağı solu belli olmuyor… Kriz çözmesi gereken yönetimi, sorunları adeta bir kördüğüm haline getirmekte oldukça mahir bir tavır ortaya koyuyor.

Günah keçisi ilan edilen Cihat Arslan’ın yerine getirilen Kenan Koçak kadar tartışılan yeni transferlerin durumları için de Sakarya maçı belirleyici bir rol üstlenmişti.

Kenan Hoca, durum tespiti açısından ilk 11’de fazla değişikliğe gitmemişti. Savunmada Diego’nun yerine Osman Çelik, Hayrullah’ın yerine sakatlığı geçen Tolga Ciğerci ve sakatlanan Bajiç’in yerine de Cephas’a şans verdi.

Aslında bu dokunuşlar, Osman Çelik dışında sarı-lacivertlilerde pek de olumlu yansımadı… Tam “eski tas-eski hamam” derken 55’ten sonra baskısını iyice hissettiren Sakarya’nın hızını kesmek için Kenan Hoca, tartışılan transferler Nico Schulz ve Dorin Rotariu’yu takıma yeniden katılan Saponara ile birlikte 60’ta oyuna soktu. Schulz ve Saponara ikilisi az da olsa Cephas’ın da katılımıyla sol kanada, Rotariu da Ali Kaan ve Kitsiou ikilisiyle sağ kanada canlılık getirdi. Tüm bunlar da oyun kurma açısından Efkan Bekiroğlu’na rahatlık ve güç kazandırırken takımın da ofans gücünü artırdı. Üstelik bu dokunuşlar, fiziki açıdan güçleri azalan futbolcuların oyuna tutunmalarını da artırdı. Zaten galibiyet sayısı da bu mantalitenin sahaya bir yansıması olarak geldi

Bence ilk görevi de olsa Sakarya maçının son yarım saati, yeni teknik direktör için ideal 11’i oluşturma açısından oldukça iyi sinyaller verdi. Gelecek haftaki Bandırma deplasmanında bunu doğrulayacak bir kadroyu sahada görebiliriz.

GENÇLER ALKIŞI HAKEDİYOR

Sezona teknik direktörlük kariyerine yeni başlayan Recep Karatepe ile Djitte ve Etobo dışında mütevazi sayılabilecek yeni transferleriyle neredeyse baştan sona yenilenen kadrosuyla başlayan Başkent’in bir diğer değeri olan Gençlerbirliği için demediğini bırakmayan futbol ulemalarının, daha 6.haftada çark ettiklerini görmek doğrusu beni oldukça memnun ediyor. Hele hele son 3 haftada üstelik ikisi deplasmanda olmak üzere üst üste alınan galibiyetlerin mimarının, başta yerden yere vurulan Amilton olmasının verdiği hazzı, doğrusu hiçbir şeye değişmem.

Recep Hoca, evinde iyi sonuç elde edemeyen Pendik karşısında, tıpkı geçen haftaki rakibi Erzurum’un kendisine uyguladığı gibi oyunun ritmini düşürme taktiğini uygulayıp, hızını keserek baskı kurmasını engelledi.

İkinci yarıda ise vites artırdı. 49’da Gökcan Kaya’nın hatasından da yararlanarak topu kapan Amilton, süratle rakip ceza alnına yöneldi, bencillik yapmayıp bu sezonki 3’üncü asisti daha uygun durumdaki arkadaşının önüne bıraktı. Mete Kaan da bu güzel pası iyi bir vuruşla değerlendirerek ilk kez ilk 11’de yer aldığı maçta ilk golünü attı. Kırmızı-siyahlılar, iyi oyun bölümlerinin dakikasını her geçen maçta artırdıkça, ürettikleri pozisyonları daha çok skora çevirdikçe, maç sonlarını daha rahat geçireceklerinin bilincindeydi. Pendik önünde de sonra farkı açıp maçı erkenden kotarabilecekleri fırsatları da buldular ancak bu kez Djitte ve Osman’a direkler izin vermedi. Yani sadece şanssızdılar.

Eğer yaptığı toplamda 5, en çok da takımın yediği golde topu Amilton’a kaptırmasının intikamını almak isteyen Gökcan’ın şutunu kurtarışını es geçip yazımızı bitirirsek, kaleci Erhan’ın hakkını yemiş olurduk.