Ankaragücü, tarihinin 3 adaylı ilk kongresinde, delege kontrolünü elinde bulunduranFaruk Koca destekli İsmail Mert Fırat’ın farklı bir şekilde kazanması sürpriz olmadı.

Yıllardır çok ilginç bir genel kurul sistemine sahip 114 yıllık koca bir kulüp, delegelerinin onun- bunun adamı olarak ayrıştırılmasınıngünahını çekiyor. Ne ilginçtir ki her seçimi kazanan, allem edip kallem edip, delege yapısını kendi lehlerine çevirme başarısını gösterdiler. Yok Yiğiner’in delegeleri, yok Faruk Koca’nın delegeleri… Bunlara birde son seçim öncesiİsmail Mert Fırat’ın delegeleri de eklendi. Aslında her başkan kulüp tarihinde bir iz bırakma yerine nedense ardında bir grup delege bırakmayı seçiyorne olur ne olmaz diye… Tabii eskiden beri delege olup da İmalatı Harbiye ruhunu içinde taşıyanları tenzih ediyorum.

Şimdiye kadar bir tek başkan çıkmış, yapması gerekeni yani delikanlıca bir yolu tercih etmiş… O da tribünden gelen biri olarak, gerçek Ankaragüçlülere kulübün kapısını açan Fatih Mert.Eğer bugün bağımsızlık bayrağını açmış gerçek Ankaragüçlü delegeler, seslerini duyurup, birlik olarak yönetime aday çıkarabiliyorsa bunda büyük pay sahibi Fatih Mert’tir. Ben inanıyorum ki bu yeni yapılanma, ilk adımdan sonra çığ gibi büyüyüp iktidarı doğru yola yönlendirecek etkin bir muhalefet haline dönüşecektir.

Kongre sonrası yönetimin değişmeyen isimlerinden Basın Sözcüsü Hüseyin Aytekin’in yaptığı açıklamasına bir parantez içinde vurgu yapmadan geçemeyeceğim…

Aytekin’in seçim yarışında Bağımsız Ankaragücü Delegeleri Platformuna özellikle teşekkür etmek istediğini belirterek bir zeytin dalı uzatmasını ve güçlü bir muhalefet olarak kabul etmesini kayda değer bir gelişme olarak değerlendiriyorum. Eğer Aytekin; “Yapıcı eleştirileri, eksik olduğunu düşündükleri konulara sundukları çözüm önerileri ve gerçekçi projeleri ile müthiş bir duruş sergilediler.En kısa sürede bir araya gelip fikir alışverişinde bulunacağız” şeklindeki sözlerinde gerçekten samimi ise ve bunu yol arkadaşlarına da kabul ettirebilirse, Başkent ekibi için son derece yararlı bir yol açılmış olacaktır.

Gelelim asıl konumuza… Başkent’in değeri olan koca çınarı, eğer 5 yılda 3 kez küme düşüren bir yönetimin uzantısını tekrar göreve getiren zihniyet bu garabet delege sisteminden başkası olabilir mi Allah aşkına…

Kim ne derse desin Ankaragücü’nün yeni yönetimi, eski Başkan Faruk Koca’nın gölgesi altındadır. Onun neden olduğu olaylar yüzünden küme düşmüş ve Başkent bir kez daha Süper ligde temsil edilememe ayıbını yaşamıştır.

 Yapılması gereken öncelikliiş; kulübe köstek olacak, muhalefet olduklarını açıkladıkları TFF yönetimin eline puan silme gibi koz olabilecek lisans çıkarma koşullarını yerine getirememe, transfer yasağını kaldırmama pürüzleri temizlemektir.

Daha “bugün bir” diyebilirsiniz ama kesin seçilecekleri belli olmadan teknik direktörle anlaşma, futbolcuların transferlerin yapma gücünü kendilerinde gören ekibin, cüzi sayılabilecek parayla halledilebilecek utanç kamburlarını kulübün sırtından kaldırması işten bile değildi.

Aslında onları kurtaracak tek şey küme düşmesine neden oldukları Ankaragücü’nü layık olduğu Süper Lige yeniden çıkarmaktır.  Başka da yolu yok. Yoksa Şanlı Ankaragücü tarihine “Affedilmeyenler” olarak geçmelerine kimse engel olamayacaktır.