'Gazla freni karıştırdı:3 ölü 23 yaralı'
Feci bir olay.
Ülkemizde meydana gelmemiş olması üzüntüyü bir nebze hafifletiyor.
Aslında benzer durumlarla karşılaşmaya alışkın bir milletiz.
Bu 'karıştırma'' sorunu bizde de sık rastlanan olaylardandır.
Örneğin trafikte…
Nedense hep yeşille Kırmızıyı karıştırırız.
Renk körlüğünden değil elbet…
Cehaletten…
Sorumsuzluktan…
Kendi canı bir yana, masum insanların da canını hiçe sayma alışkanlığından.
O nedenle değil midir, kırmızıda geçip yolları kan gölüne çevirme, masum insanların celladı olma sorumsuzluğu.
Gazetelerin üçüncü sayfa haberleri arasında görmeye alıştığımız 'yan baktın'' haberleri de aynı katagoride değerlendirilebilir.
Az mı okuduk, az mı duyduk on metre ötedeki karşı kaldırımda yürüyen masum delikanlının 'yan baktın'' suçlamasıyla bıçkın cahil tarafından hastanelik edildiğini, ya da öte dünyaya gönderildiğini…
Oysa kendini frenleyip, saçma sapan düşüncelerle hareket etmese ne başkalarının canı yanacak ne kendi hapislerde çürüyecek.
İster canilik deyin- ister cahillik…
Sonu gelmiyor bir türlü…
O kafa olduğu sürece gelmez de…
'Mertlikle'' 'Yüreklilikle'' karıştırılmaya görsün.
Malum bir de salgınımız var…
Binlerce can alan.
'Bitti, ''Bitiyor'' diye sevinirken…
Önlem freninden ayağımızı çekip, kara günler hiç yaşanmamışçasına gaza basınca geç de olsa 'yanlış'' fark edildi.
Vaka sayılarındaki artış, korkulu günlerin geri gelebileceği sinyallerini vermeye başladı.
Ayak sesleri giderek daha net duyulmaya başlayan salgına ilişkin 'geri dönüş'' sinyalleri yeniden gazete ve tv haberlerinin konusu oldu.
Ekonomik durum da diğer örneklerden farksız bir hal aldı…
Acemi sürücünün frenle gazı karıştırması gibi…
Konuştukça yetkili ağızlar,
Frenden söz ettikçe üstatlar,
Etiketler adeta gaza geliyor…
Kuş misali…
Uçtukça uçuyor.