Ankara Halk Ekmek Fabrikası'nın Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş ekmek kültürünü yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak için önemli bir adım attığına ilişkin haberi okuyunca, eski günleri anımsadım.

Çocukluk günlerinin unutulmazları geldi gözlerimin önüne.

Mis kokulu taze ekmekler…

Zengin sofralarının da fakir sofralarının da olmazsa olmazı…

Kimi sofralarda tadımlık...

Minik dilimler halinde…

Şekil şekil…

Kimi sofralarda elle bölünmüş parçalar halinde…

Doyumluk…

Çok nüfuslu orta direk aile sofralarının demirbaşı…

Haberin devamını okudum bir çırpıda.

Ankara Halk Ekmek ve Un Fabrikası A.Ş. Genel Müdürü Dr. Hüseyin Velioğlu, Anadolu'da unutulmaya yüz tutmuş ekmek kültürünü yaşatmak amacıyla hazırlanan ve 81 ilin ilgili tüm kuruluşlarına dağıtımı yapılan kitapla ilgili bilgi verirken şunları söylüyor;

''Ekmek kültürü Anadolu'nun temel değerlerinden biridir. Bu kültürün korunması, geliştirilmesi gerekiyor. Kooperatiflerimizi özendiriyoruz, onlar bu ekmekleri yapsınlar, biz de halk ekmek olarak alıp satmak istiyoruz.''

Kitapta, tahıllar hakkında genel bilgiler, ekmeğin tarihçesi, ekmek ve beslenmedeki yeri, ekmeğin bayatlamaması ve ekmek israfına dair bilgilerin de yer aldığı belirtiliyor.

Haberi okurken yutkunduğumu hissettim.

Kış günlerinin kan donduran ayazında mahalle arkadaşlarımla birlikte Cebeci Dörtyol'daki fırının önünde eksik olmayan kuyruğa girip ekmek aldığımız günleri anımsadım.

Ocaktan çıkan dumanı üstünde katkısız mis kokulu ekmekleri kucaklayıp evin yolunu tuttuğumuzda üşümemiz geçerdi.

Sevgiliye sarılır gibi sarılırdık koynumuzdaki ekmeklere…

Sarıldıkça vücudumuza tatlı bir sıcaklık dağılırdı.

Sobanın etrafına dizilmiş gibi mutlu olurduk.

Ekmekler soğuyana kadar biz de evin yolunu yarılamış olurduk…

Bir yandan da parmaklarımızın ucuyla kıyısından köşesinden kopardığımız lokmaları midemize indirirdik.

Yanımızda para varsa yediklerimizin yerine yenisini almak üzere yeniden fırının yolunu tutardık.

O günler burnunda tütüyor insanın…

Etrafa dalga dalga yayılan katkısız mis kokulu ekmeklerin sıra sıra dizildiği vitrinleri yeniden görebilecek olma hayali kaplıyor insanın tüm benliğini…

Şimdi bekleme zamanı…

Umalım da bayi vitrinlerindeki yerini alma günleri fazla uzun sürmesin.

Zira, bahsi bile insanın ağzını sulandırmaya yetiyor.