Adam iki genç kadının yaşamına son vermiş, yakalanmasının ardından ifadesi alınırken bile hala sırıtıyor.

Bir diğeri, basit bir nedenden mahalle arkadaşını gözünü kırpmadan güpegündüz sokak ortasında katlediyor.

Vahşetin son örneği Çankaya Üniversitesi Söğütözü Kampüsü'nde yaşandı.

Hukuk fakültesi öğrencisi, kendisini sınavda kopya çekerken yakalayan araştırma görevlisini kampüsteki çalışma odasında kurşunlayarak öldürdü.

Son dönemlerde yazılı ve görsel basında yer alan bu ve benzeri olaylar, toplumun ruh sağlığının giderek bozulduğunun birer göstergesi.

Bu durum yaşamın hemen her alanında kendini gösteriyor.

İnsanlar evden işe, işten eve gelirken adeta barut fıçısı.

Yoldan geçen birine adres sormaya çekinir olduk.

Savaş, ekonomik sıkıntılar, çevresel sorunlar, aile içi olumsuzluklar gibi çeşitli nedenlerin insanlarda ruhsal hastalıklara ve sağlık sorunlarına yol açtığı biliniyor.

Yapılan bir araştırmaya göre Türkiye'de on bin kişiye düşen toplam psikiyatri yatağı sayısı 1.3, bunun on binde 0.8'i ruh hastalıkları hastanelerinde, on binde 5'i ise genel amaçlı hastanelerde bulunuyor. Yüz bin kişiye bir psikiyatri uzmanı, bir beyin cerrahisi uzmanı, bir psikiyatri hemşiresi, bir psikolog ve bir sosyal çalışmacı düşüyor.

Sorunun ulaştığı ciddi boyutlar, Sakarya MHP milletvekili Muhammed Levent Bülbül tarafından TBMM Genel Kurulu'nda da gündeme getirildi.

Bülbül'ün sözleri, sorunun önemini açıkça ortaya koyuyor:

'' Ülkemizde tüm toplumu temsil eden Türkiye Ruh Sağlığı Profili çalışmasında on iki aylık yaygınlık yüzde 17,2 olarak tespit edilmiştir. Sağlık Bakanlığı verilerine göre her geçen yıl Türkiye'de antidepresan ilaç kullanımı had safhada ve artış göstermektedir.

Karmaşıklaşan ve gittikçe zorlaşan yaşam şartları karşısında bireyler fiziksel ve maddi sorunların yanı sıra ruhsal olarak da zorlanmakta, ruh sağlığı hizmetleri alanındaki hizmet alan ve hizmet verenlerin sorunları da buna paralel olarak artmaktadır.

Yine, kadına, çocuğa ve yaşamımızı paylaştığımız diğer canlılara yönelik şiddet vakaları da hafızamızda tazeliğini korumakta, her geçen gün ne yazık ki vahim vakalar gündeme gelmektedir. Kamuoyu önünde sıkıntılı bir şekilde, toplumumuza üzüntü verecek şekilde hepimizin gündeminde bulunmaktadır.

Tüm bu sorunlarla bilinçli, programlı bir şekilde başa çıkabilmek için hakların, sınırların ve yetkilerin açık ve net olarak belirlendiği bir toplumsal sözleşmeye, açıkça 'ruh sağlığı yasası'na acilen ihtiyacımız vardır.''

Söylenenlerin her bir satırı iç karartıyor.

Durum ciddi.

Acil önlem gerekiyor.