Televizyonda ana haber bültenini izlerken, sahibinin havalandırmaya çıkardığı bembeyaz tüylerle kaplı köpeğin, yanından geçmekte olan insan kılığına bürünmüş yaratığın tekmesiyle havaya savruluşunu görünce dehşete kapıldım.

Olayın şokunu yaşayan orta yaşlı kadının, tasmasını sıkı sıkıya tuttuğu köpeğin korkudan titreyişine şaşkın bakışını, acımasız yaratığın ise hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam edişini ürkerek izledim.

Bu tür insanlık dışı görüntülere, yazılı ve görsel medyada sıkça rastlanılır oldu.

İnsan dostu bu sevimli hayvanlara yönelik caniyane işkenceler korku filmlerinde bile rastlanamayacak noktalara geldi.

Derisi yüzülenler, bacakları kesilenler, tecavüz edilip işkence görenler.

Bu utanç verici olayların önüne geçmek, dehşet verici sapkınlıklara son vermek gerek.

Türkiye'de bu tür suçların katlanarak arttığını belirten hayvan hakları savunucuları, verilen sözlerin yerine getirilmesini ve caydırıcı yasal düzenlemelerin yapılmasını istiyor.

Hayvan katlini, işkenceyi, tecavüzü önleyecek ya da en aza indirecek düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi gerekiyor.

Aksi halde bu vahşet, bu sapkınlık daha da büyük boyutlara ulaşacak.

Sosyal medya ortamındaki bazı görüntülü paylaşımlar da, hayvanlara yönelik bu acımasızlığın, bu gözü dönmüşlüğün geldiği noktayı açık biçimde gözler önüne seriyor.

Ülkemizdeki mevcut önlemler, sorunun çözümü için yetersiz kalıyor.

Tıpkı 4 Ekim Hayvan Haklarını Koruma Günü gibi göstermelik olmaktan öte bir anlam ifade etmiyor.

Bu gerçek, 15 Ekim 1978'de Paris UNESCO evinde ilan edilen Hayvan Hakları Evrensel Bildirisi'nde yer alan düzenlemeleri tarayınca daha net bir biçimde anlaşılıyor.

Hatırlamakta ve hatırlatmakta yarar var. İşte, birkaç madde:

- Bütün hayvanlar yaşam önünde eşit doğar ve aynı var olmak hakkına sahiptir.

- Hiçbir hayvana kötü davranılmaz, acımasız ve zalimce işlem yapılamaz.

- Geleneksel olarak insanların çevresinde yaşayan bütün hayvanlar uyumlu biçimde türüne özgü yaşam koşulları ve özgürlük içinde yaşama ve üreme hakkına sahiptir. İnsanların kendi çıkarları için bu uyumda ya da bu koşullarda yapacakları her türlü değişiklik bu haklara aykırıdır.

-İnsanların yanlarına aldıkları bütün hayvanlar, doğal ömür uzunluklarına uygun sürece yaşama hakkına sahiptir. Bir hayvanı terk etmek acımasızca ve insanlık dışı bir davranıştır.

-Zorunluluk olmaksızın bir hayvanın öldürülmesi demek olan her davranış, bir 'biocide' yani yaşama karşı suçtur.

- Hayvan hakları da insan hakları gibi yasa ile korunmalıdır

Düzenleme böyle.

Atılan tekmeler vicdanları da kanatıyor.

Can dostlar ürkmüş, etkin çözüm bekliyor.