Türkiye’de 2005 yılında yürürlüğe giren 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu ile uygulamaya geçirilen Tarım Sigortaları Havuzu’nun (TARSİM), çiftçilerin karşılaştığı riskleri yönetmede gerekli bir mekanizma olduğunu hatırlatan. Gürer, “Ancak uygulamada prim destek oranlarının yetersizliği, çiftçilerin sigorta yaptırma oranlarını olumsuz etkiliyor. Özellikle don teminatında sunulan yüzde 66’lık prim desteği yeterli değil ve çiftçiler için sigorta yaptırma maliyeti ağır bir yük oluşturuyor.” ifadelerini kullandı.

Gürer, kanun teklifinde, genel prim desteğinin yüzde 50’den yüzde 60’a, don teminatında ise yüzde 66’dan yüzde 75’e çıkarılmasını önerdiklerini ve bu düzenlemenin, çiftçilerin doğal afetler karşısındaki kırılganlığını azaltacağını ve sigorta sisteminin etkinliğini artıracağını belirtti. Gürer, mevcut sigorta prim destek oranlarının artırılmasını öngören teklifin, tarımda sürdürülebilirlik ve gıda güvenliği açısından önem taşıdığını vurguladı. İklim değişimleri ile özellikle ani don olaylarının tarımda ciddi sorunlara neden olmaya devam ettiğini belirtti. Sorun yaşayan çiftçi, üretici için ciddi önlemler ve desteklerin gerektiğini ve verdiği kanun teklifinin bu amaçla hazırlandığını ifade etti.

"BU DÜZENLEME ÇİFTÇİLERİN BORÇ YÜKÜNÜ AZALTACAK"

Kanun teklifinde öne çıkan düzenlemelerin, yalnızca çiftçilerin ekonomik güvenliğini sağlamakla kalmayacağı, aynı zamanda kırsal kalkınmayı destekleyeceği ve ulusal gıda güvenliğini güçlendireceği belirtildi.

Gürer, “İklim değişikliğinin etkileri, tarımsal üretimde öngörülebilirliği azaltıyor, maliyetleri artırıyor ve çiftçilerin gelirlerini düşürüyor. Bu düzenleme, çiftçilerin borç yükünü azaltacak ve tarım sektöründe finansal sürdürülebilirliği sağlayacaktır.” dedi.

 Önerilen düzenlemenin, çiftçilerin don, kuraklık, sel ve dolu gibi afetler karşısında daha güçlü bir korumaya sahip olmasını sağlayacağını vurgulayan Gürer, bu adımın tarım sektörünün geleceği açısından kritik bir öneme sahip olduğunu dile getirdi. “Çiftçilerimizin sigorta yaptırma oranlarının artırılması, hem tarımsal üretimin sürdürülebilirliği hem de gıda arz güvenliği için hayati bir gerekliliktir.” diyerek teklifin değerlendirilmesi çağrısında bulundu.

Gürer’in TBMM Başkanlığına sunduğu kanun teklifi:

MADDE 1 – 14/6/2005 tarihli ve 5363 sayılı Tarım Sigortaları Kanunu’nun 13’üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:
“Devlet, bu Kanun kapsamında akdedilecek sigorta sözleşmelerine münhasır olmak üzere, çiftçi veya üretici tarafından ödenmesi gereken sigorta priminin %60’ı oranında prim desteği sağlar. Ancak, bitkisel ürünlere ilişkin don teminatını kapsayan primlerde bu destek oranı %75 olarak uygulanır.”

MADDE 2 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.

MADDE 3 – Bu Kanun hükümlerini Cumhurbaşkanı yürütür.

NİSAN AYINDA YAĞAN KAR ÜRETİCİYİ DE ÇİFTÇİYİ DE ÜRÜNÜ DE VURDU

İklim değişikliğinin, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tarım sektörünü derinden etkilediğine dikkat çeken Gürer, “Artan aşırı hava olayları, sel, dolu, don ve kuraklık gibi afetler, tarımsal üretimde ciddi kayıplara yol açıyor. Bu durum, çiftçilerin ekonomik olarak zorlanmasına ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliğini tehdit eden bir tabloya neden oluyor. Nisan ayında yağan kar ve don, çok bölgede üreticiyi de, çiftçiyi de, ürünü de vurdu. Üretimi de dondurdu. Sebze ve meyvede gıda enflasyonu patlayacak. Ürün tedarikinde ciddi sorunlara neden olacak süreç doğru yönetilmezse, çok ürünü rafta özellikle emekli ve dar gelirli fiyatına bakıp geçmek zorunda kalacak. Sebze ve meyve fiyatlarındaki artış, gıda enflasyonunu da tetikleyecek.Tüm çiftçi, üretici zararlarının karşılanması şart ve zorunluluktur. Cumhurbaşkanı'nın, TARSİM’de olmasa da çiftçi ve üretici zararlarının karşılanması yönünde karar verme yetkisi vardır. Bu yetkiyi kullanmalıdır." diye konuştu.

"TARSİM ÇİFTÇİ VE ÜRETİCİNİN ÇARESİZLİĞİNİ MEVZUATA BOĞMAMALI"

TARSİM'in bu felaketler karşısında çiftçi ve üreticinin çaresizliğini mevzuata boğmaması ve süreçte gerekli zarar karşılama uygulamasının çiftçi, üretici lehine düzenlenmesi gerektiğini vurgulayan Gürer, "TARSİM’in, kendi poliçe hükümlerinde açıkça belirtilmiş olan konularda dahi üreticiye zorluk yarattığı iddiaları vardır. Bu konuda daha esnek uygulamalara ihtiyaç vardır. Bölgedeki ziraat mühendisleri ve teknik uzmanlar, hasarın çok büyük ve yaygın olduğunu raporlamaktadır. TARSİM eksperleri, üretici ve teknik personel yanında yer alan uygulamalar yapmalıdır. Erken pembe tomurcuk döneminin de TARSİM sigorta kapsamına alınması gerekir.” dedi.

Muhabir: Muhammed Ali YAHŞİ