CHP Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız, AK Parti tarafından TBMM’ye sunulan ve ilk 4 maddesi kabul edilen “İklim Kanunu Teklifi”ne yönelik yazılı açıklama yaptı. Teklifin kamuoyuna “çevreci reform” olarak sunulmasına tepki gösteren Yıldız, “Bu yasa doğayla mücadeleyi değil, karbonla pazarlığı düzenliyor. Çevreyi korumak değil, sermayeyi korumak amaçlanıyor” dedi.

“Çevre Değil, Piyasa Odaklı Bir Yasa”

Yıldız, yasa teklifinin içeriğinde çevresel iyileştirmelerden çok karbon ticareti, finansallaşma ve piyasa mekanizmaları yer aldığını belirterek şunları söyledi:

“AKP bu yasayla doğayı korumuyor, doğayı meta haline getiriyor. Emisyon salan sanayi kuruluşlarına ‘bedelini öde, kirletmeye devam et’ anlayışıyla hareket eden bir düzenleme önümüze koyuyorlar. Bu, çevreci bir dönüşüm değil; karbonun paraya çevrildiği yeni bir rant düzenidir.”

Emisyon Ticaret Sistemi (ETS), karbon kredileri ve sınırda karbon düzenlemesi gibi unsurların yasa teklifinin bel kemiğini oluşturduğunu vurgulayan Yıldız, bunların ekolojik hassasiyetler yerine, ekonomik pazarlama araçları haline getirildiğini ifade etti.

“Yetki Tek Merkezde, Katılım Yok”

CHP’li Yıldız, teklifin en dikkat çekici sakıncalarından birinin de İklim Değişikliği Başkanlığı’na tanınan sınırsız yetkiler olduğunu belirtti. Başkanlığın hem strateji belirleyen hem denetleyen hem de yaptırım uygulayan bir konuma getirildiğini, bu yapının demokratik denetimden uzak olduğunu vurguladı.

“İklim meselesi ortak akıl, bilimsel katkı ve yerel katılım gerektirir. Bu yasa ise her şeyi tek merkeze bağlamış durumda. Yerel yönetimler, belediyeler, sivil toplum örgütleri sürecin dışında bırakılıyor. Bu haliyle yasa, doğayı koruyan değil, bürokrasiyi büyüten bir belgeye dönüşüyor.”

“Karbonun Ticareti Yapılırken Doğanın Hakkı Görmezden Geliniyor”

Yıldız, karbon piyasası modeline yönelik eleştirilerinde, bu sistemin çevreyi kirleten büyük şirketleri cezalandırmak yerine özgürleştirdiğini ifade etti. Özellikle ücretsiz tahsisatlar ve karbon kredileri üzerinden yapılan düzenlemelerin çevreyi finansal araçlara teslim ettiğini söyledi.

“Bu yasa ile doğa, karbon borsasında alınıp satılabilir hale getiriliyor. Üstelik bu süreçte en çok kirleten en çok söz sahibi oluyor. Karbon salımı yapan şirketlere bedelini ödeyerek doğayı kirletme hakkı tanınıyor. Bu sistemin kazananı çevre değil, sermaye olacaktır.”

“2053 Hedefiyle Zamana Oynuyorlar, Bugün Hiçbir Şey Yapmıyorlar”

AKP’nin yasa teklifinde sıkça vurgulanan “2053 Net Sıfır Emisyon” hedefine de değinen Yıldız, bu tür uzun vadeli hedeflerin bugünü görmezden gelme stratejisi olduğuna dikkat çekti. “Bugün ormanları korumayan, madenciliği frenlemeyen, termik santralleri kapatmayan bir anlayışın 2053 vizyonuna kim inanır?” diyerek iktidarın samimiyetini sorguladı.

“2053’te ne olacağı belli değil ama 2025’te ülkenin dört bir yanında talan edilen ormanlar, susuz kalan tarım arazileri, kirletilen nehirler ortada. Bu yasa bugünü kurtarmıyor, sadece zaman kazanmak istiyorlar.”

“Gerçek İklim Yasası Halkı, Köylüyü, Doğayı Kapsar”

Yıldız, AKP’nin teklifine karşılık CHP olarak önerdikleri yaklaşımın halktan, bilimden ve doğadan yana olduğunu belirterek şöyle devam etti:

“Gerçek bir iklim yasası için önce yerelden başlamalıyız. Belediyelere yetki ve kaynak sağlanmalı, çiftçi desteklenmeli, doğa hakları anayasal güvenceye alınmalı, gençlere söz hakkı verilmeli. Bu yasa ise sadece büyük şirketlerin yatırım planlarına yasal kılıf sunuyor.”

“CHP Olarak Bu Yasanın Her Maddesini Takip Ediyoruz”

Yıldız; “Bu yasa doğaya, çiftçiye, köylüye, gençliğe değil, büyük şirketlere hizmet ediyor. CHP olarak bu teklifin her maddesini tek tek inceliyoruz. Gerçek bir iklim yasası için mücadelemiz sürecek.Doğa bir meta değil, gelecek nesillerin hakkıdır. Biz bu hakkı pazarlığa açmayacağız. Halkın ve doğanın yanında olmaya devam edeceğiz.” dedi.

Muhabir: Cemil Cahit SARAÇOĞLU