Futbolumuzun uzun soluklu olan TSYD Ankara kupası, Ankaragücü’nün…
Dile kolay tam 57’ncisi organize edildi… Böylesine köklü bir turnuvayı sürdürmek elbette kolay bir iş değil… Emek ister, fedakârlık ister… Her sezonda mutlaka farklı engeller çıkar… Önceden 4’lü yapılır, Ankara ekipleri yeter sayıda olmayınca komşu illerin takımları çağrılır sorun çözülürdü… Tabii önceki yıllarda TSYD Ankara bünyesinde, Konya, Kayseri, Sivas, Samsun ve Trabzonlu spor yazarlarını da barındırırdı. Sonra isimlerini saydığım her il kendi şubelerini kurunca takım sorunu ortaya çıkmaya başladı. Sonunda da turnuva, Başkentin iki koca çınarlarının derbisine dönüştü. Öncelikle bunu başaranları başta TSYD’nin son başkan ve yönetimi olmak üzere görev yapmış tüm başkan ve yönetimlerini yürekten kutlar, yaşamlarını yitirenlerini de rahmetle anıyorum.
TSYD Kupası, lig başlamadan önce katılımcı takımların eksikliklerini görme şansı buldukları son ciddi hazırlık maçı niteliğini taşıyordu… Son turnuvanın bir özelliği de her iki ekibin de 17’şer kez bu kupayı müzesine götürmüş olmasıydı. Bu yüzden eşitliği hangi takımın bozacağı da merak konusuydu. Sonuçta Ankaragücü rakibinin bir adım önüne geçti.
Gelelim turnuvanın asıl amacına yani kimin hazır olup olmadığına ve takımların eksikliklerin neler olduğuna…
Öncelikle dramatik bir şekilde süper ligden düşen Ankaragücü’nün kadrosundan gerçekten önemli 8 yabancı ismi yitirmesine rağmen halen ciddi bir iskelete sahip olduğunu hem Kayseri ve Samsun hazırlık maçında hem de TSYD Kupasında gördük. Özellikle de yönetim tarafından paket olarak transfer edilmek istenen Tolga Ciğerci- Efkan Bekiroğlu’nun yenden takıma katılmasından sonra… Efkan Bekiroğlu’nun bir gol ve 2 asist, Tolga Ciğerci’nin de 1’er gol ve asist katkıları gösterdi ki bu takım bu ikiliye muhtaç… Maaş bütçesini aşağıya çekmeye çalışan yönetime de böylelikle başka kapıya denildi. Üstelik hiçbir işe yaramayanlar varken.
4 dosyadan dolayı kapalı olan transfer tahtasını açarak önceden anlaştıkları 6 futbolcuyu kadrosuna katan sarı-lacivertlilerin eğer şampiyonluk için mücadele verecekse ilk etapta hem de acilen 3 net transfere ihtiyacı olduğu farklı galibiyete rağmen apaçık göründü. Mert Çetin’in rahatsızlığı nedeniyle stoper mevkinde Diego Coelho’nun partneri olarak tecrübeli Mahmut Tekdemir tercih edildi. 2.yarıda Coelho’nun yerine sağbek İsmail Çokçalış oyuna başladı… Tekdemir de 79’da genç Arda Ünyay’a görevi devretti. Buradan çıkan sonuç, Mert Çetin’in yanına acil bir stoper takviyesi yapılmalı.
Geçen sezonda kanayan bir yara olan solbek mevki kangrene dönüşmeden çözülmeli…Ne Abdurrahim Dursun ne de Hayrullah Bilazer merhem olamaz.
Tabi ki geçen sezondan çözülemeyen bir konu da Rijad Bajiç’in uyumsuzluğu. Gençler maçında skor bulmada sorun yaşanmasa da Ali Sowe’un yerine mutlaka çok etkili santrafor alınmalı… Hem de yapılacaklar listesinde ilk iş olarak ele alınmalı.
Ve Gençlerbirliği… Her yıl yeniden yaratılma düşüncesi koca çınara o kadar zarar veriyor ki sormayın gitsin. Tecrübesiz teknik ekibiyle, sil baştan kadrosuyla yeni sezona başlamak kime ne kazandırdı ki kırmızı-siyahlılar bu işten karlı çıksın.
Beşiktaş maçında çok iyi bulduğumuz kaleci Erhan Erentürk, ilk yarıda kalesinde 3 gol birden görürken sadece bir tehlikeyi önleyebildi. Diğer yeni transferler Fıratcan Üzüm, Sinan Osmanoğlu, Mikail Okyar ve Metehan Mimaroğlu doğrusu beklentilerden çok uzak oyun sergilediler. Bir tek Etebo sahalardan uzak kalmasına rağmen en iyi gözükendi. Son alınan Nalape ve Mete Kaan Demir’in kadroya katılmasıyla bir nebze bu takım düzelebilir. Ama öncelikle bu kadronun mutlaka Mustapha Yatabare, Jimmy Durmaz gibilerden arındırılması gerekir. Bir de santrafor takviyesi şart.
Geçen sezon play-off kapısından dönen bir takımın yeniden yapılanma sevdasıyla böyle kötü duruma düşürülmesinin cezası öncelikle çiçeği burnundaki teknik direktöre kesilir, bu böyle biline…