Giderek çekilmez hale gelen hayat pahalılığı, sosyal yaşamı da olumsuz yönde etkiliyor…

Ekonomik durumun getirdiği olumsuzluklar nedeniyle ayakta kalmaya çalışan, ay sonunu getirmekte zorlanan insanlar giderek monoton bir yaşama sürükleniyor.

Bir zamanların en gözde eğlence mekanları olan ve ekonomideki bozuk gidişten nasibini alan, sayıları parmakla ifade edilecek kadar azalan sinemalar da giriş ücretlerinin büyük ölçüde artması nedeniyle ‘’mazide kalanlar’’ listesine girince, dar ve sabit gelirlilerin zorunlu ev hapsi, neredeyse haftanın yedi gününü de kapsar hale geldi.

Gazino, restoran, kafe, pastane gibi işletmelerin yolu da, maddi olanaksızlıklar nedeniyle ‘’masraf kapısı’’ listesinin tepesine yerleşince hayat daha da çekilmez oldu.

Ülke genelinde olduğu gibi Başkent Ankara’da yaşayanlar da bu olumsuz tablodan büyük ölçüde etkileniyor.

Özellikle sıcaklıklarının normal seviyelerin üstüne çıktığı bu günlerde kent sakinleri aile bütçesini sarsmayacak ya da en az ölçüde etkileyecek alternatiflere yöneliyor.

Bu yönelişin hedefindeki yerlerin başında ise semt parkları geliyor.

Çoğu aileler evlerinde hazırladıkları pasta, börek, poğaca gibi yiyeceklere marketlerden aldıkları meşrubatları da katarak, evlerine yakın mesafedeki park ve bahçelerin yolunu tutuyor.

Özellikle hafta sonları yoğunluk kazanan ve geç saatlere kadar süren ‘’Park Piknik’’ modasına uyanların sayısı her geçen gün daha da artıyor.

Şimdilerde en büyük endişe mevsim koşulları…

Sonbahar mevsimiyle birlikte kapıyı çalacak olan soğuk ve yağışlı havalar nedeniyle, zorunlu ev hapsi günlerinin yeniden başlayacak olması vatandaşları kara kara düşündürüyor.

Başkent halkı, daha şimdiden dört duvar arasına hapsolup, beton yığınlarına bile hasret kalmaktan korkuyor.

Ekonomi balyozu vurdukça vuruyor…