21 Ağustos 2024 tarihinden itibaren "kayıp" olan Narin'den acı haberin gelmesi ile bir kez daha insanlığı, bu korkunç olay ile sorgulamış olduk. Duyarlı vatandaşların pür dikkat takip ettiği olaya hatırlarsanız yayın yasağı getirilmişti ancak bu insanları takip etmekten alıkoymadı, aksine olayın takip eden kitlesi de arttı. Sonucun başka şekilde olmasını öyle çok isterdim ki, ah güzel melek Narin, keşke bağrımıza basıp koruyabilseydik seni!

Bir diğer yandan 2 yıl önce Narin'in ablasının da şüpheli şekilde hayatını kaybetmesi ve ortalıkta dolaşan "anne ile amcanın ilişkisi" söylemleri akıllarda merak uyandırmaya devam ediyor. Henüz konu ile ilgili resmi açıklama yapılmadı ancak merdivenden düşerek hayatını kaybettiği iddia edilen Narin'in ablası ise kesinlikle takipçisi olacağımız ve aydınlatılması gereken bir başka konu.

Öylesine korkunç bir dönemden geçiyoruz ki... Bu son olsun demek de yetmiyor artık. Çocuklara karşı işlenen cinsel istismar suçları 8 yılda tam 2 katına çıkmış bulunmakta. Evet bu vahşet tablosu bizim toplumumuza ait. Adalet Bakanlığı Adli Sicil İstatistikleri veri alınarak hazırlanmış raporda bu korkunç artış belgelenmektedir. 

Artık çocuk sahibi olan ailelerin duygu dünyasını düşünmek bile istemiyorum, muhtemelen her saniye paranoya ile yaşamak bu olsa gerek. Ancak sizlerle pedagogların bazı tavsiyelerini paylaşmak isterim. Öncelikle çocukları korumak amaçlı korkuttuğumuz da bir gerçek. Agresif veya üstten bir tavırla herhangi bir istismar durumunda çocuğa ulaşmak oldukça güç. Bu yüzden çocuğunuzda radikal bir sessizlik, agresiflik gözlemlerseniz öncesinde güven alanı yaratmanız ve bu alanda onunla iletişime geçmeniz oldukça önemli. Biliyorum, konuşması bile tüyler ürpertici ancak hiçbir adımı yanlış atma lüksümüz yok. Güvende olduğunu, onu koruyacağınızı, size karşı dürüst olması gerektiğini çocuğa hissettirmeniz gerekmekte. Bu iletişim akran zorbalığı gibi konularda da çocuğunuzun size açılmasına yardımcı olacaktır, en korkunç senaryo ile düşünmemize gerek yok.

Bunun haricinde çocukla fiziksel temasa geçen (kucağa alma, oynama, öpme) herkese karşı aile fertleri oldukça dikkatli davranmalıdır. Çocuğun annesi dışında kimse genital bölgelerine dokunmamalıdır. Bunlar bireysel ve aile düzeyindeki tedbirler. Bu olayların kökünü kurutmak ise devletin vazifesidir. Suçluların en ağır şekilde yargılanmasını dört gözle bekliyor olacağız. İstismara karşı alınan tedbirler arttırılmalıdır, gerekirse her yere kamera takılsın. Kamuoyundaki tepkiyi ben size söyleyeyim: Herkes korku içerisinde. Çocuklarını sokağa bile göndermeye korkan anne babaların ülkesi oldu Türkiye. Artık gerçekçi tedbirler alınmalıdır. 

Narin'ler daha fazla olmasın diye herkesin, başta hukuk ve güvenlik sisteminin seferber olması şarttır.