Ressam Tülay Ulukılıç’ın “Yüz Yüze” sergisi Valens Sanat Galerisi’nde açıldı. Sergi, 25 Kasım tarihine kadar görülebilecek. “Bu kişisel sergim, izleyiciyle yüz yüze gelmemi sağladı.” diyen Ressam Tülay Ulukılıç, “Sergide ağırlıklı olarak portreler bulunuyor. Her bir portre, bir duyguyu veya düşünceyi, kendimle ya da toplumla gerçekleştirdiğim bir yüzleşmeyi temsil ediyor. Portreler, izleyiciye ve bana belki de söylemesi güç olanları anlatıyor.” dedi.
• Eğitiminiz ve kısa bir özgeçmişinizle başlayalım isterseniz. Tülay Ulukılıç kimdir? Bize kendinizi anlatır mısınız?
İstanbul doğumluyum. 1983 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Tarihi Bölümü’nden mezun oldum, ardından 1990’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Fakültesi Grafik Bölümü’nü bitirdim. Felsefe ve grafik eğitimim sürerken, Devrim Erbil ve Mustafa Ata atölyelerine misafir öğrenci olarak katıldım; bu, benim için çok değerli bir deneyimdi. Ayrıca seçmeli derslerimin tümünü sanat tarihi üzerine aldım. Çünkü o dönemde sanatı daha geniş bir perspektiften kavramak istiyordum. 2013-2016 yılları arasında Zulal-Halil Yavuz Ertürk Atölyesi’nde resim çalışmaları yaptım ve 2016’dan bu yana kendi atölyemde üretmeye devam ediyorum.
• Resme olan ilginiz ne zaman ve nasıl başladı?
Çizim benim için çok eski bir alışkanlık. Çocukluktan itibaren yazılı not almak yerine çizerek not almayı tercih ettim; çizmek, kendimi ifade etmenin en doğal yoluydu. İlkokul, ortaokul ve lise yıllarım boyunca, beni etkileyen her şeyi çizdim: insanlar, olaylar, toplumsal konular… Lise dönemimde E.H. Gombrich’in Sanatın Öyküsü adlı kitabıyla tanışmam benim için bir dönüm noktası oldu. Kitabı defalarca okudum; özellikle Rembrandt ve Goya’dan büyük ölçüde etkilendim ve o dönem onların çalışmalarından birçok kopya yaptım. Bu ustaların eserleri, hâlâ çizim pratiğimde beni beslemeye devam ediyor.
• “Yüz Yüze” serginizi nasıl açmaya karar verdiniz? Bu proje nasıl oluştu?
Daha önce karma sergilere katıldım. Ancak son 10 yıldır resme yoğun bir şekilde odaklanmam, hem kendimle hem de izleyiciyle yüzleşmenin zamanının geldiğini düşündürdü. Valens Sanat Galerisi ve Özgül Altuntaş ile tanışmam bu noktada önemli bir dönüm noktası oldu. Önce galeride bir karma sergiye katıldım; ardından birlikte bir kişisel sergi açma kararı aldık.
“SERGİDE AĞIRLIKLI OLARAK PORTRELER BULUNUYOR”
• Sergideki resimlerinizde işlediğiniz konular nelerdir? Bize serginizden bize bahsedebilir misiniz?
Sergide ağırlıklı olarak portreler bulunuyor. Her bir portre, bir duyguyu veya düşünceyi, kendimle ya da toplumla gerçekleştirdiğim bir yüzleşmeyi temsil ediyor. Portreler, izleyiciye ve bana, belki de söylemesi güç olanları anlatıyor.
• Sergiye dair izleyicinin yaklaşımı ve tepkileri neler?
İzleyicilerin yaklaşımı benim için oldukça cesaret vericiydi. Birçok izleyici, portrelerle duygusal bir bağ kurduğunu belirtti ve renklerin ve soyutlamaların kendilerini etkilediğini söyleyen çok kişi oldu. Sosyal medya üzerinden sergiyi gezdikten sonra bana yazan, duygularını paylaşan izleyiciler de oldu. Bu bağ, üretim sürecimin ne denli anlamlı olduğunu bana bir kez daha hatırlattı ve beni sonraki projelerim için motive etti.
“ÇALIŞMALARIM BANA ÖZGÜ”
• Türk resim sanatında kendinizi ait hissettiğiniz herhangi bir ekol mevcut mudur yoksa herhangi bir yere ait olmadan sadece kendi dünyanızı yansıtmayı mı yeğliyorsunuz?
Belirli bir ekole ait olduğumu söyleyemem. Elbette geçmişten gelen sanatsal mirası ve çağdaş sanatı takip etmeye çalışıyorum. Ancak yarattıklarım içinde bulunduğum topluma, tanık olduğum yaşamlara ve kendime ait deneyimlere dayanıyor. Bu yüzden, ortaya çıkan işlerin doğal olarak bana özgü olduğunu söyleyebilirim.
• Hangi malzemeleri kullanarak resim yapıyorsunuz?
Çoğunlukla akrilik boya kullanıyorum; hızlı kuruması ve pratik oluşuyla bu boya benim için uygun. Bununla birlikte, pastel, karakalem, füzen ve suluboya kalemlerle de çalışmayı seviyorum. Zaman zaman farklı dokular elde etmek için bez parçalarını fırça gibi kullandığım oluyor. Malzemelerin sunduğu çeşitlilik bana farklı yollar açıyor, bu da işleri daha özgün kılıyor.
“SANAT BENİM İÇİN BİR GEREKLİLİK”
• Bir işin üretim süreci nasıl başlar? Nelerden ilham alırsınız? İşlerinizin üretim sürecini anlatır mısınız?
Genellikle etkilendiğim olaylardan ve kişilerden aldığım notlarla başlar. Bu notları çoğu zaman çizerek alırım. Unutmamak için, hatırlamak için, yüzleşmek için, varolmak için. Daha sonra bu çizimleri tuvale aktarırım. Portrelerim son yıllarda daha soyut ve muğlak bir hale geldi. Bu ifade biçimi bana daha fazla özgürlük tanıyor; kullandığım malzemeler de bu özgürlükle birlikte çeşitleniyor. Sanat benim için bir gereklilik; her gün atölyemde çalışarak bu sürece devam ediyorum.
• Günümüzde beğendiğiniz sanatçılar kimlerdir?
Pek çok sanatçının işlerini yakından takip ediyorum. Onların üretimleri, benim için yeni projelere dair bir motivasyon kaynağı oluyor. Sanat dünyasındaki güncel hareketlilikten ilham almak, üretim sürecimi besliyor.
“BOLCA ÜRETMEK İSTİYORUM”
• İlerleyen dönemlerdeki projeleriniz neler? Planlarınızdan ve hedeflerinizden biraz bahseder misiniz?
Bu kişisel sergim, izleyiciyle yüz yüze gelmemi sağladı. Valens Sanat Galerisi'ne bu anlamlı deneyim için çok teşekkür ediyorum. Bu deneyim beni daha çok not almak ve çalışmak için motive etti. Önümüzdeki dönemde bolca üretmek istiyorum.