Asgari ücretin net olarak açıklanmasının ardından her yıl yaptığımız geleneksel enflasyon ve alım gücü tartışmaları da alevlendi. Bunun piyasaya nasıl yansıyacağı ise oldukça büyük bir merak konusu. Piyasadaki fiyat artışı kontrol edilemediği sürece maaşlara zam yapmanın bir çözüm olmadığı konusunda artık hemfikiriz diye düşünüyorum. Gelin birlikte ufak bir alım gücü hesaplaması yapalım.
Öncelikle kendi evimize çıkmanın bir mucize olduğu bir dönemdeyiz. Asgari ücretle ayrı eve çıkmak şöyle dursun asgari ücretle kirasını ödeyebilen bile çevremizde kalmadı. Yeni zamların ardından bunun piyasaya nasıl yansıyacağı oldukça büyük bir merak konusu. Özellikle konut sahiplerinin kiraları arttırma konusundaki merakı her hafta bir cinnet haberi ile gündemimizden çıkmıyor.
Eğer alım gücü artmazsa yapılan artışın reel alışverişe yansıması ne yazık ki mümkün değil. 2024 beklentimiz bir umut zamların olabildiğince halka yansıması ve paranın geldiği gibi gitmemesi. Bu süreçte biriktirme alışkanlığımızı yitirdiğimizi tekrar hatırlatmak isterim. Genel motivasyonumuzun borçlanmak olduğu korkunç neoliberal bir dönemdeyiz. “Ev veya araba alamayacağım, öyleyse neden biriktirmeliyim?” sorusuyla sıklıkla karşılaşıyorsunuzdur. Hepimiz bunu duyuyoruz ve buna göre harcıyoruz.
Yeni açıklanan faiz politikaları ile bir oranda Türk lirasına dönüş olduğunu belirtmeliyim. Bankaların Türk lirasına nispeten yüksek faiz vermesi kontrolsüz artışı yavaşlattı. Ancak yine de doların neredeyse 30’a yaklaştığını hatırlatmakta fayda var. Bu sorunun varlığına alışmamız sorunu yok etmiyor. Bu gerçekle birlikte yaşayamıyoruz. Dalgalı kur adeta tsunami etkisiyle halkımızı içine çeken korkunç bir hal alalı çok oldu. Bu konuda ekonomist politikacılarımızdan şeffaflık ve yapıcılık beklentimiz 2024’te de devam edecek.
Devletten konuyla ilgili bir düzenleme talebimizin olması şaşılacak bir şey değil. Görünmez el’e güvenen liberal ekonomistlerin sessizliğinden anlaşılacağı üzere böyle bir el hiç olmadı ve olmayacak. O yüzden devletin egemenlik yetkisini piyasada kullanması ve sosyal demokrat köklerimize geri dönmemizi umuyorum.