Bir yarıştır gidiyor…

Mevzu tanıma üzerine.

Ankara'yı kim daha iyi tanıyor acaba?

Ankara'nın yerel yönetimine talip iki adaydan Mehmet Özhaseki mi, yoksa Mansur Yavaş mı?

AKP'nin adayı Özhaseki, iddialı…

''Ben'' diyor da başka bir şey demiyor.

''Ankara'yı biliyorum diyen üç kişi varsa biri benimdir..'' sözü Özhaseki'ye ait.

Artık siz tahmin edin bu konuda kendisine ne kadar güvendiğini.

Mansur Yavaş ise aksi görüşte.

Yavaş, katıldığı bir televizyon programında Özhaseki'nin Ankara'yı iyi bilmediğini öne sürerken şunları söylüyor:

'Ben Ankara'nın bütün ilçelerini bilirim, orada ne yetişir bilirim. İnsanların problemlerini bilirim. Özhaseki'nin bildiğini zannetmiyorum. Rakibimin Ankara'yı şimdiye kadar belediye başkanlığı yapmış kişiler kadar bilmediğini düşünüyorum. Ankaralılık, Ankara'da yaşamak ve Ankara'nın suyunu, toprağını teneffüs etmekle ilgili bir şeydir.''

Bu tartışma kolay kolay sona ermez.

Hatta, seçimlere ilişkin propaganda yasağı başlayıncaya kadar, şiddetini daha da artırarak sürer.

Ancak, sorunları bilmek yeterli olmuyor.

Hatta o sorunları sona erdireceği öne sürülen çözümleri sıralamak da.

Önemli olan çözüm formüllerini uygulamak, hayata geçirmek.

Geçmişte Ankara'yı tanıdığını, sorunlarını bildiğini söyleyen adayların, seçildikten sonra çözüm adına akılda kalıcı bir hizmet getirmediğine çokça tanık olmuştur başkent halkı.

Kulak kabartınız adayların konuşmalarına…

Adeta proje sağanağı.

Her biri düşman çatlatacak cinsten…

Bir de gerçekleşebilse keşke.

Ankara Avrupa'yı yakalayıverse.

Ne balonlar uçurulmuştu geçmişte gök yüzüne.

Renk cümbüşünü andırmıştı Ankara semaları...

Hatırlayınca, karamsarlığa kapılıyor insan…

Vaatler de o balonlara benzerse diye…