İnatçıdır…

Hem de ne inat…

Her şeyin iyisinden onlar anlar…

Her şeyin doğrusunu onlar bilir…

On kişinin ‘’ak’’ dediğine ‘’kara’ der, ‘’kara’’ denilenin de ‘’ak’’ olduğunda ısrar eder.

Vardır böyleleri…

Yok, bilemediniz…

Politikacılar değil…

Kim mi bunlar?

Herhangi birileri…

Eş, dost, akraba, arkadaş…

Araştırın tanıma uygun biri ya da birileri gelir aklınıza…

Bir de dört ayaklısı vardır inatla özdeş:

Keçi…

‘’İnat’’ denildiğinde ‘’keçi’’, ‘’keçi’’ den söz edildiğinde de ’inat gelir akla.

Bugünkü konumuz keçi…

Ankara keçisi…

Tehlike çanları şimdi de Ankara Keçisi için çalıyor…

Nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya…

 Başkentin simgelerinden Ankara keçisi, hayvancılık mesleğinin tercih edilmemesi nedeniyle yok olmakla karşı karşıya.

Dünya tekstilinin göz bebekleri arasında gösterilen Ankara Keçisi uzun, parlak, ince ve beyaz tüyleri ile değerine değer katıyor.

Bilinçsiz bakım, türlerin karışması, çoban bulunamaması ve gençlerin hayvancılık mesleğini yapmaya yönelik düşük arzuları nedeniyle Ankara keçisi için alarm zilleri çalmaya başladı.

Ankara Keçileri varlığını sürdürebilmek için direniyor…

Hem de inatla…

Ama bu kez inadı da yeterli olmayacak gibi…

Destek bekliyor…

Devlet desteği…