Özel Haber

Amacım meme kanserine dikkat çekmekti

CHP Tekirdağ Milletvekili Nurten Yontar Meme Kanseri Farkındalık ayı kapsamında mecliste yaptığı ‘eylemle’ gündeme geldi.  CHP’li vekil Nurten Yontar’la hem kendi hastalığıyla ilgili mücadelesini hem de son zamanlarda artan kadın cinayetlerini konuştuk.

Nurten Yontar, CHP Tekirdağ Milletvekili. Siyasetin içinden geliyor.  Tekirdağ Kadın Kolları’ndaki görevinin ardından milletvekili olarak meclise girdi. Geçtiğimiz günlerde Meclis'teki kapalı İsrail oturumunda Meme Kanseri Farkındalık Ayı'na dikkat çekmek için gündem dışı yaptığı konuşma bir anda dikkatleri üzerine çekti.

Kendisi de meme kanseri ile mücadele veren Yontar, kürsüdeki konuşmasının sonunda ‘Yaşamak güzel fakat sağlıklı yaşamak ve yaş almak her şeyden daha güzel’ diyerek peruğunu çıkarınca ayakta alkışlandı. Aslında çoğu kişi de bilmiyordu Nurten Yontar’ın hastalığını. CHP’li vekil Yontar’ın amacı ‘1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık’ ayına dikkat çekmek ve farkındalık yaratmaktı. Yonter amacına ulaştığı için mutlu olduğunu, çok güzel tepkiler aldığını söyledi.

CHP Tekirdağ milletvekili Nurten Yontar, 25 yıl özel sektörde (hayat ve emeklilik, sigorta sektörü) insan kaynakları, muhasebe ve finans müdürlüğü yapmış. Sandık, okul sorumlu ve müşahiti, mahalle sorumlusu görevlerini üstlenmiş. Tekirdağ Merkez İlçe Kadın Kolu yönetiminde, 2015'te Süleymanpaşa ilçe yönetiminde sayman olarak, 2015-2017 yılları arasında Tekirdağ İl yönetiminde sosyal işlerden sorumlu başkan yardımcısı olarak görev almış. Ocak 2018 yılında yapılan Tekirdağ İl Kadın Kolları seçiminde İl Başkanı olarak, 2019 yerel seçimlerinde Süleymanpaşa Belediye Meclis üyesi seçilmiş. Atatürk Düşünce Derneği, Türk Kızılay Derneği üyesi olan Nurten Yontar, aynı zamanda Tekirdağ Bulgaristan Göçmenleri derneği Başkan yardımcılığı görevini üstleniyor.

Nurten Yontar hem kendi hastalığıyla ilgili mücadelesini hem de son zamanlarda artan kadın cinayetlerini ilk kez  www.baskentgazete.com.tr Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nursel Dilek Manavbaşı’na anlattı.   

-Meme Kanserine yakalanma sürecinden bahseder misiniz? Siz nasıl farkettiniz?  

Ben 17 yıl önce meme kanserini geçirmiş, yaşamış birisiyim. Rutin muayenelerde farkettim. Doğumdan sonraki muayenelerimde doktorlar yoğun bir fibrokistik olduğunu söylediler ve buna dikkat etmemi istediler. Ben de rutin kontrollerimi düzenli yaptırdım. 42 yaşındaydım ilk yakalandığımda tedavi oldum ve normal hayatıma döndüm. Ancak insan birşeyleri atlatınca bir daha olmayacak sanıyor. Ailede de olduğu için daha da dikkat etmek gerekiyor. Genel seçim yerel seçim derken ben biraz ihmal ettim. Sonra tekrar bir kitle olduğu ortaya çıktı. Mamagrofide bile çıkmadı açıkcası ultrasonda farkedildi. Güzel olan ilk aşamada farkedilmesiydi. Ameliyat, kemoterapi, akıllı  ilaçlar derken daha iyiyim.

-Ne tavsiye ederseniz bu hastalıkla mücadele eden kişilere?

Benim terapim bahçe. Sık sık Tekirdağ’a giderim bahçeli evimde meyve ağaçlarımla, çiçeklerimle vakit geçiririm. İstanbul’da yaşıyordum 9 yıl önce Tekirdağ’a taşındım. Bir diğer motivasyonda çalışmak.   Bir de bu hastalıkla mücadele eden insanların bir hobisi olması gerektiğine inanıyorum. Resim kursu, el sanatı vs. kafayı dağıtacak şeylere yönelmesi gerekir diye düşünüyorum. Toprak kötü enerjinizi de alıyor.   

 -Mecliste yaptığınız konuşma planlanmış ya da kurgulanmış bir konuşma mıydı?

Hayır kurgulanmış bir şey değildi. 1-31 Ekim Meme Kanseri Farkındalık Ayı olduğu için ben bununla ilgili bir video çektim. Nerede, kim olursanız olun bu hastalığa yakalanabilirsinizi anlatan bir videoydu bu. Bunu tam paylaşacaktım ‘Bunu en iyi kürsüde anlatayım istedim. Etkisi daha iyi olur diye düşündüm. Çünkü doktorum toplum önünde olan insanların etkisinin daha fazla olduğunu belirtmişti. O aklıma geldi. Bende kürsüden konuşmayı tercih ettim. Sonra da peruğumu çıkarıp, saçsız olduğumu gösterirsem daha etkili olacağını düşündüm. Bilerek, isteyerek çıkardım bunun geçici bir şey olduğunu bir yıl içerisinde tekrar eski haline döndüğünüzü anlatmak istedim. Meme kanseri artık grip gibi. Yeni tedaviler sayesinde iyileşme oranı çok yüksek. 8 kadın birinde çıkma ihtimali yüksek. Yiyecekler, hava kirliliği bunların hepsi kanserin nedeni.

-Mecliste hatırladığım kadarıyla ilk kez böyle bir eylem yapıldı. Vekil arkadaşlarınız sizi daha önce peruksuz görmüşler miydi yoksa onlarda kürsüde mi öğrendiler?

Yani yarısı belki orada öğrendi. Kadınlar daha çok fark edebiliyor ama erkekler o kadar dikkatli bakmıyor. Ama yüzünüz değişiyor, tedaviye bağlı olarak. Peruk biraz daha kendi saçıma uygun oldu. Kendi saç modeline benzediği için çoğu insan fark etmedi. Ama sonrasında çok güzel tepkiler aldım. Alkışlamak çok önemli değil de farkındalığı yaratmak güzel bir şey oldu.  Ve çoğu arkadaşın da bu hastalığı geçirdiğini öğrendim.

-Tepkiler nasıldı?

Çok güzel tepkiler aldım. Özellikle tedavi gören kadınlardan. Bu sadece kadınlarda görülen bir kanser değil erkeklerde de görülüyor ancak kadınlar kadar sık değil.  Ancak artık tedavi seçenekleri fazla. En azından akıllı ilaçlarla  her gün yenileniyor yani. Dolayısıyla daha rahat mesela on yedi yıl önce tedavi olurken ne ilaç verirlerse mide bulantısı oluyordu ama bu dönemde onu yaşamadım. Kan değerlerimiz düştüğü için, kemoterapiye bağlı olarak kan yüklemesi yapılırdı. Şimdi aşılarla da bu süreci atlatıyoruz. Tabii keşke olmasa, hiç olmasa.

“GEZİCİ KANSER TARAMA ARAÇLARI OLMALI”

-Erken teşhisin öneminden bahsediyoruz ama insanlar randevu alamıyor tetkik MR vs. erteleniyor?

Sağlık Bakanlığı’yla büyük bir ihtimal 10-15 gün içinde de gidip görüşeceğim. Hastaneye gidemeyecek insanlar var, ulaşamayacak belli yaştaki insanların akıllı telefonları yok. Telefondan randevu alabilsin. Ben gezici kanser tarama araçlarının olmasını istiyorum. Bunun için de bir önerge verdik, aslında bunu  belediyeler yapmak istiyor; ama hükümet engelliyor. Şimdi kırsal bir mahallede oradaki insanı getirmeniz çok zor. Ama sizin ayağına gidip bunu yapmanız bence bir artı getirir yani.

“İKTİDARIN POLİTİKALARI ÜLKEYİ BU HALE GETİRDİ”

-Gündemde giderek artan bir kadın ve çocuk cinayetleri var. Bu artışın kökeninde sizce ne var? Geldiğimiz noktayı neye bağlıyorsunuz?

 Vallahi kökeninde iktidarın politikaları var. Uyguladıkları politikalar özellikle pandemi döneminden sonra cezaevleri dolunca bunlar suçluları serbest bıraktılar. Dolayısıyla hepsinde tekrar bir özgüven patlaması oluştu. Bir diğer neden  ekonominin bu kadar kötü olması, paranın değerinin, alım gücünün azalması. Çocukların okullardan uzaklaşması, İçişleri  Bakanlığı’nın çok iyi çalışmaması. Uyuşturucuya erişimin kolaylaşması, bu da suç oranının artmasına neden oldu. Bu arada Türk Toplumu da değişiyor. Özellikle Afgan ve Suriye göçüyle beraber Türk toplumundaki yapı değişti. Yani on beş yılda farklı bir toplum oluştu. Bize tanınmayan olanaklar Suriye'den ve Afganistan'dan gelen bütün vatandaşlara tanınıyor.  Bu ülkenin yarısından fazlası emin olun çok zor durumda. Sosyal yardımlarla geçiniyor aileler.  Her şey çok kötü gidiyor. Sağlık sistemi, adalet sistemi, eğitim yani iyi işleyen hiçbir şeyiniz yok şu anda. Maalesef. Ve hiç sıkılmadan, usanmadan bir yasa getirdiler önümüze. Olmayan paradan para almaya kalktılar. Gerçi geri vites attılar ama o geri vites bu rakamı belki daha arttırmak için geliyor. Daha fazla vergi almak için geliyor.  Bizim bu ülkeden başka gidebileceğimiz başka hiçbir ülke yok.  Hepimizin ülkemize sahip çıkmamız gerektiğini düşünüyorum. Evet rejimin tekrar değişmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Tek adamcılığa hayır diyorum. Parlamenter sisteme en kısa zamanda dönülmesini ve erken seçimi savunanlardanım. Bu ülkenin erken seçime ihtiyacı var. Çünkü meclis ötelenmiş, hiçbir yaptırımı olmayan hale getirilmiş.  Milletvekili  olana kadar bu kadar kötü olabileceğini düşünmemiştim ama şimdi içindeyim. Çok daha iyi görüyorum.

-Son bu anayasa tartışmalarıyla ilgili fikrinizi almak isterim.

Bu dört madde, asla değiştirilemez. Birisi çıkıyor bunu konuşuyor. AK Parti politikası bu.  Önce bir şeyi yokluyor sonra geri çeviriyor. 

Fotoğraf: Muhammed Ali Yahşi