Bir takımın hedef skalasında bu kadar hızlı bir dönüşüm yaşanabilir mi?
Sezon başında şampiyonlukla başlayıp, sonrasında sırasıyla 2’ncilik, olmadı 3’üncülük, yine olmadı Play-off hattı diye diye 25. haftada “düşmeyelim yeter” aşamasına gelinmişse, bu değişkenlikte tek sorumlu yönetimdir. Ayrılmaları şarttır, yüreği yanan cefakâr taraftarın, hançereleri yırtılırcasına “yönetim istifa” diye haykırmaları boşuna değildir.
Gitmesi gereken yönetim, içlerinde birazcık Ankaragücü sevgisi kalmışsa ardında enkaz bırakmadan borçları en aza indirgeyerek derhal aldığı genel kurul kararını, pusuya da yatmadan en kısa sürede seçim tarihini de açıklamalıdır.
Pusuya yatmayı; Dalcı yönetiminde Sakarya deplasmanından kazanılan 1 puan ve Bandırma karşısında 5 hafta sonra alınan farklı galibiyetle ateş hattından çıkmayı bilen takımın, oynayacağı Adana ve Malatya maçlarından alınacak olası puanlarla daha üst sıralara yükselmesiyle tepkilerin azalacağını da fırsat bilerek, yönetimin gitmekten vazgeçmesi ihtimalinin oluşmasını beklemek diye açıklayabilirim.
Aslında Bandırma maçı gerçekten çok zorluydu. Bir kere cezalar ve sakatlıklar Mustafa Hocanın kadro oluşturma konusunda elini hayli zayıflatmıştı. İlk kez futbol ilahları koca çınarın yanındaydı. Daha 5. dakikada Rotariu’nun Rahmetullah tarafından düşürülmesiyle kazanılan penaltıyı, geçen Sakarya maçında 11 haftalık gol orucunu bozan Bajic’in gole çevirmesi, takımı motive etti. İlk 45 dakika, oyun olarak denk geçti.
İkinci yarıda Bandırma, Paixao’nun oyuna girmesiyle bariz bir şekilde baskıyı arttırdı. Ancak bu kez Ertaç kalesinde devleşti, yaptığı 10 kurtarışla gole izin vermeyerek maçın yıldızı oldu. Osman ve Mahmut, yeni transfer Özgür Aktaş ile yoğun baskıya karşı koyan oyuncular olarak ön plana çıktılar. Büyük umutlarla alınan ancak oynadığı ilk 5 maçında hayal kırıklığı yaratan Rakoczy, Osman’nın nefis ara pasını iyi değerlendirerek hem Bandırma’nın direncini kırdı hem de ilk golünü attı. Bajic eski günlerini hatırlatan müthiş füzesiyle dönüşünü pekiştirdi. Genç Sıraç’ın oyuna girdikten 1 dakika sonra maçın skorunu belirlemesi de moral verdi.
Sonuçta Ankaragücü, son üç haftada görevde olan Mustafa Dalcı’nın ilk 2 maçtaki hakem rezaletlerine ve Bandırma karşısında eksik kadro dezavantajına rağmen aldığı 4 puanla ipten döndü.
GENÇLER 90’DA 2 PUANI KAÇIRDI
Son 9 haftada; 6 galibiyet 3 beraberlikle müthiş bir çıkışla yakalayan Gençlerbirliği, inşallah Keçiörengücü karşısında 90’da kaçırdığı 2 puanı çok aramaz.
Koca çınardaki bu yükselişin mimarı Hüseyin Eroğlu’nun bu süreçte en çekindiği rakip mor-beyazlılardı. Nasıl olmasın ki hem l. ligin en iyi ofans oyuncularına sahip hem de başlarında Erkan Sözeri gibi kurt bir hoca vardı. Üstelik Aktepe sahasının küçük olması kadar, rakipte uzun boylu oyuncu sayısı da bir hayli fazla ve yan toplarda oldukça etkili olması maçın gidişatını değiştirdi.
Ev sahibinin Diouf’la erken bulduğu golde, Sinan’ın ters müdahalesi etkili olmuştu.
Bundan sonra sahneye kırmızı-siyahlıların attığı 34 golün 30’una katkı yapan Metehan (9 gol- 4 asist), Amilton (5 gol- 6 asist) ve Nalepa (4 gol- 2 asist) sahneye çıktı. Bu muhteşem 3’lü, S.Bükreş’te 15 ve Gençlerde de 2 lig maçında gol orucunda olan Santrafor Popa’yı 2 kez golle buluşturdular.
Hiç ummadığı bir skorla soyunma odasına giden Erkan Hoca, geniş kadrosundan 2 forvet Ezeh ve Görkem ile oyuna müdahale etti. Buna karşın 55’te Metehan’ın adrese teslim ortasında, demarke pozisyonda topla buluşan Amilton’un 3 adımdan kaçırdığı gol, maçın kırılma noktası oldu. Sakatlanan Hanousek’in oyun dışı kalmasını da fırsat bilen Keçiörengücü, tüm ataklarını Gençlerin sol kanadından yaptılar. 57’de Ezeh, yine Sinan’ın uzaklaştırmak istediği topa gelişine vuran Ezeh, farkı bire indirdi. Bu moralle baskıyı artıran ev sahibi takım, 90’da yine Diouf ile Gençlerin 2 puanını elinden aldı. Böylece koca çınar, Bandırma ve Karagümrük’ün yenildiği, lider ile Çorum’un beraber kaldığı haftada bu avantajı kullanamadı.
Aslında bu sonuç, Başkent’in 2 temsilcisinin de pek işine yaramadı.