Yurt dışı seyahatlerinde herkesin bilmesi gereken ve bence oldukça can sıkıcı bir duruma değineceğim bugün: Müzeler ve rezervasyon... 

Tatil anlayışımızda planlama ihtiyacının dışına çıkmak istiyoruz, yani "Şimdi bunu denedik, 12.45'te burada olacağız, gün batımında şuraya gitmemiz gerek." çoğu zaman bu pek çok insanın tatil anlayışına uymaz, tatilden daha çok yorucu bir aktiviteye dönüşmeye başlar ve eve döndüğünde tatil yapıyormuşuz hissine kapılabiliriz.

Ancak ne yazık ki kötü bir haberim var: Bu artık hepimizin tatil alışkanlığı haline geliyor. Özellikle yurt dışı seyahatlerinde bir müzeye gidilecekse bazen bir ay önceden randevu almak gerekebiliyor. Kulağa çılgınca geliyor değil mi? Ama öyle. 

Açıkçası bunun arkasındaki anlayışa son derece saygı gösteriyorum. Yani müzede izdihamı engellemek zorundalar ancak öte yandan tatilimiz de programlı bir hâl alıyor. Eğer tatil anlayışınız benim gibi avare avare gezerek şehri görmekse üzgünüm, bizler için bu bir yas günüdür. 

Bu konuyu niye özellikle Ankaralılar ile paylaşıyorum? Çünkü ben şehrimin sanatseverlerine güveniyorum. Yine de devlet tiyatro ve opera biletlerini saniyesinde almasanız olur mu? Bazılarımız alamayınca çok üzülüyor :) Gerçi hep diyorum, üzüldüğümüz şeyler bunlar olsun, ben sizinle bilet kavgasına herzaman varım sevgili Ankaralılar! :)