TBMM’de Bütçe görüşmeleri muhalefet Partileri için, adeta derdini dökme zeminidir.
Müzakereler zaman zaman sert tartışmalara neden olsa da, sonuçta bütçe kabul edilir…
Tutanaklar da olmasa, iktidar ve muhalefet kanatları arasında yaşanan, zaman zaman yumruklaşmaya varan olaylar unutulur gider…
Geçmişte birbirlerinin üzerine yürüyen milletvekillerinin, sonraki günlerde aynı saflardaymış gibi sohbet ettiklerine çokça tanık olunmuştur.
Farklı partilerden olup da, ilişkilerini dostça sürdüren vekillerin sayısı az değildir.
Benzer bir müzakere daha geride kaldı…
CHP Grubu adına konuşan, Adana milletvekili Orhan Sümer, Ticaret Bakanlığının 2024 yılı bütçe tasarısı üzerine konuşurken, sözleri iktidar kanadına mensup vekillerin tepkisiyle karşılaştı.
Nedir Sümer’in iktidar kanadını kızdıran sözleri?
Sözcü, haklı mı, haksız mı?
Ne diyor bakalım Sümer’in sözlerini hatırlayalım:
‘’TÜİK rakamlarına göre ‘Bütçemiz büyüyor, enflasyon tek haneye inecek.’ deniyor ama aslında bunların hepsi birer hayal ürünü. Vatandaş borçları nedeniyle perişan olmuş, memurlarımız geçinemediği için ikinci bir işte çalışmak zorunda, asgari ücretli yaşam mücadelesi veriyor, emeklilerimiz ise ölüme terk edilmiş. İktidarın ‘Ekonomimiz iyi.’ söylemi sokağın gerçeklerini bilenler için maalesef kuyruklu bir yalandan ibaret’’
Sözcü sözlerini şöyle sürdürüyor:
‘’AKP iktidarı; Türkiye'yi maalesef, üzülerek söyleyelim, uyuşturucu üretim merkezine, mafyaların hesaplaşma yerine, kara para aklayanların, gayrı resmî fonlardan zengin olan dolandırıcıların, hırsızların, baronların, parayla vatandaşlık satın alanların rahatça yaşadığı bir ülke hâline getirdi. Maalesef, tüm bunlar yaşanırken saray iktidarı bir gün olsun ‘Vatandaşım ne hâlde?’ diye düşünmedi.’’
Duruma bakılırsa, vekilin sözleri malumun ifadesi...
Memur, emekli zorda…
Dar gelirliler, yarını değil de, bugünü nasıl geçireceğinin derdinde.
Borç batağında çırpınıp duruyor…
Kış mevsiminin ağır koşulları bir yandan, çaresizlik öte yandan yaşam çekilmez hale gelmiş durumda.
Gelecek günlerde nasıl bir tabloyla karşılaşılacağı konusunda karamsar düşünceler hakim…
Yetkili ağızların zaman zaman yaptıkları ‘’iyiye işaret’’ açıklamaları da pek inandırıcı olmuyor…
Marketlerde, alış-veriş merkezlerinde karşılaşılan astronomik ölçekte seyretmeye devam eden etiketler, geleceğe dair azalan umutların daha da zayıflamasına yol açıyor.
Meclis kürsüsünden yapılan yaşam koşullarının ağırlığına dair eleştiriler, sonuç vermiyor.
Umutlar tükeniyor,
Frenler tutmuyor…