Teknik Eğitim Vakfı (TEKEV) Başkanı Erdoğan Özen, Teknik Öğretmenler Buluşmasında yaptığı konuşmada; özetle şunları kaydetti: "Yeni bir mezunlar buluşmasında bu kutsal çatı altında sizlerle tekrar bir arada olmaktan onur ve gurur duyduğumu belirtmek isterim.
Bu kutsal yapının ülkemiz endüstriyel mesleki-teknik eğitime çok büyük katkıları olmuştur. Her şeyden önemlisi bizlere de nitelikli, kapsayıcı, beceri dolu bir eğitim süreci sunmuştur. Buradaki mevcut her atölye ve laboratuvar becerilerimizi geliştirmede etkin bir rol oynamıştır.
Bunları şunun için söylüyorum. Günümüzde, artık herkes bilginin yeterli olmadığının farkındalığına varmıştır. Bizi yönetenler, STK’ları adına konuşanlar iş insanları 'bilginin mutlaka beceriye dönüşmek zorunda olduğunu' ifade etmektedirler.Becerilerin doğuştan gelmediğini, çabayla geliştirildiğini biliyoruz. Becerilerin geliştirileceği okul ortamlarının elzem olduğunun da farkındayız.
En iyi çocuğun, en iyi gencin atölyesi/laboratuvarı olan okulda yetiştiğini de bizzat on yıllarca gözlemledik. Zira, bizler yükseköğrenim görmüş, lisans eğitimi almış mavi yakalılardık. Biliyoruz ki bilgi aktarımı eğitimin ilk seviyesi, ilk bacağıdır. İnsan tek ayak üstünde duramaz, Ayağımızın biri bilgi ise, diğer ayak da beceridir.
İşte bu kutsal çatı, günümüzde ön plana çıkan bilgiye dayalı eğitimden, beceriye dayalı eğitimi 1930’lı yılların sonundan, 2000’li yıllara kadar bütünsel bir şekilde uygulaya gelmiştir. Bu okulda eğitici olarak, öğretim üyesi olarak görev yapan büyüklerimiz 'bize bilen değil, yapabilen lazım' demişlerdir. 'Bize cevap değil, akıllı sorular sorabilen' gençler lazım demişlerdir. ' Bize bildikleri ile değil, becerileri ile yaptıkları ile ülkeyi yönlendirecek, yol gösterecek ,teknik öğretmenlere ihtiyacımız var' demişlerdir.
Düşünebiliyor musunuz? 90 yıl önce, Yüksek öğrenim okulunda, Öğretmen okulunda, Erkek öğretmen okulunda eğitime devam edenlerin, okuduklarından, bildiklerinden fayda gelemeyeceğini, ülkemize katma değer yaratacakların bildiklerini beceriye dönüştürenlerden oluşacağını 'öngörme ve önlem alma kabiliyeti.' Gerçekten geleceği öngörebilen bu değerli insanlarımızı, eğiticilerimizi, hocalarımızı, büyüklerimizi şükran ve minnetle anıyorum. Gösterdikleri çaba ve emek her zaman takdirle anılmaktadır. Ebediyete intikal etmiş olan değerli hocalarımızın ruhları şad olsun, emekliye ayrılan ve şu an aramızda olan ve de olamayan hocalarımız var, onlara da sağlıklı, huzurlu uzun ömürler diliyorum. Konuşmamı sonlandırırken, vakfımıza tam destek, hep destek sağlamanızı tekrar can-ı gönülden istiyor, saygılar sunuyorum."
Özen, mezunlar buluşması tertip komitesi üyeleri; Prof. Dr. Duran Altıparmak, Dr. Kasım Habalı, Dr. Yusuf Kılınç, Tahir Deveci, Dr. Oğuz Poyrazoğlu ve Erol Avcıoğlu'na da katkılarından dolayı teşekkür etti.